Abdulvahap Kaygusuz

MEDİNE

Abdulvahap Kaygusuz

Sabah Mekke’deki otelden ayrıldık. Medine’ye gidiyoruz. 450 km yol gideceğiz. Yaklaşık 5 saat sürecek bir yolculuk bizi bekliyor.

Medine yolculuğu başladı

Yola çıktık. Yollar dümdüz ve sıfır asfalt. Yol güzergâhında zaman zaman çöl, zaman zaman vaha’larla karşılaşıyoruz. Deve çiftlikleri görüyoruz zaman zaman. Küçük kasaba ve köyler var. Yaklaşık 2 saat süren yolculuktan sonra bir mola yerinde durup öğle namazını eda ettik. Yiyecek içecek bir şeyler almak istedik ama damak tadımıza uygun bir şey bulamadığımızdan bu niyetimizden vaz geçtik. Namazdan sonra yola devam ettik. Yol güzergâhında tendürek dağı görüntülerini andıran yanardağ artıkları gibi kayalar vardı. Kayalar arasında normal hayvanların yürümesi imkansız gibi görünse de zaman zaman maymun görenler oldu.

Medine’ye yaklaşıyoruz

Medine şehrine yaklaştığımızı çevredeki hurma bahçelerinin çoğalmasından anladık. Şehre yaklaştıkça Mescidi Nebevinin Minareleri görülmeye başlandı. Selatu selamlarla Medine şehrine girdik. Buranın görünümü daha bir başkaydı. Caddeler daha bir imarlı. Yüksek binalar yan yana. Çok katlı binaların büyük bir bölümü de birbirinin kopyası gibi. Otobüsten inmeden Firma sorumlusu Bünyamin Bey bizleri uyararak “Aman dikkat edin. Burada bütün oteller birbirine benzer. Kaybolmamaya dikkat edin.” Diye sıkı sıkıya hacıları tembihledi.

Marmara oteline yerleştik. Odaların taksimatı yapıldı. Herkes oda kartlarını alarak odalarına çıktı. Yaklaşık yarım saatlik bir dinlenmenin ardından herkes aşağıda lobide toplandı. Bünyamin beyin nezaretinde Ravzayı Mutahhara’ya doğru yola çıktık.  Tam bilmiyorum ama Ravzayı mutahhara alanına giren 40 kapı var sanırım. Biz giriş alanlıdaki 5 numaralı kapıda toplandık. Bünyamin bey toplanma alanı olarak burayı belirlediklerini söyledi.

Cennet bahçesinde namaz

Mescid-i Nebevî’ye selatu selamlarla girdik. 2’şer rekât namaz kıldıktan sonra ekibin büyük bir bölümü Resulullah’ı selamlamak ve yeşil halıda namaz kılmak için sıraya girdik. Yaklaşık yüzer kişilik gruplar sırayla alınıyor. 4 bölümlük alanlardan diğerine geçiş yaklaşık 25-30 dakika sürüyor.  Sonunda yeşil halıya ulaşabildik. Heyecan dorukta. Hem cennet bahçesindeyiz. Hem Resulullah’ın huzurundayız. Aceleyle ve heyecanla güvenlikçilerin kontrolünde 2 rekat namaz kılıp selatu selam okuyarak alandan ayrıldık. Herkes Mutluluktan uçuyordu. O Mutlulukla otele döndük. Tabi Cuma gecesinde olmamız bizim açımızdan bu ziyaretin önemini daha da artırıyordu.

Mescid-i Nebevî / Ravza-i Mutahhara

Kaynaklardan aldığımız bilgilere göre Mescid-i Nebevî en mübarek üç mescitten biridir.  Yapımına 622 yılında başlanmış, 623 yılında tamamlanmıştır. Kıblesi Hz. Peygamber tarafından Kudüs’e doğru yapılmıştır. Hicret sırasında Hz. Peygamber’in üzerinde bulunduğu devenin çöktüğü alan, sahiplerinden alınarak öncelikle zemin düzenlemesi yapılmıştır.

Cennetül Baki

Sabah Namazını Ravza-i Mutahhara’da kıldık. Burada namaz kılmayı nasip eden rabbimize şükürler ederken Resulullaha Selatu selamlara devam ettik. Namaz sonrası Cennetül Bakiyi ziyaret etmek istedik. Bilindiği gibi ‘Cennet-ül Baki. Medine-i Münevvere'nin mezarlığıdır. Bu kabristanda Peygamber (AS) Efendimizin amcası Hz. Abbas, torunu Hz. Hasan, damadı ve üçüncü halife Hz. Osman-ı Zinnureyn, halası Hz. Safiye, çocuğu Hz. İbrahim, kızı Rukiye, Fatıma, Süt Annesi Halime ve mübarek hanımları olmak üzere birçok sahabe meftundur. Halen Medine Mezarlığı olarak defin yapılmaktadır.

Mezarlıklar kadınlara yasak

Mezarlığı Ziyaret etmek istediğimizde ziyaret yasak diye alana alınmadık. Ancak daha sonraki bir gün bir ikindi namazı sonrası Medine sakinlerinin cenaze töreni vardı. Onların arasına katılıp cenaze yakını gibi mezarlığa girdik. Cennetül Baki mezarlığını ziyaret ettik. Mezarlıkta dua etmek Fatiha okumak dahi yasak. Hatta bir irşat görevlisi Hz. Osman efendimizin mezarının yanından geçerken ‘Arkadaşlar 11 ihlas 1 fatiha okuyun ve bağışlayın. Yalnız içinizden okuyun ve ellerinizi duaya kaldırmayın’ diye uyarılarda bulundu.  Durum bir yandan da böyle.

Hurmalar alındı

Oradan ayrıldıktan sonra otele geldik. Kahvaltı yaptıktan sonra Malatya’nın Şire pazarı benzeri Hurma pazarına gittik.  Ha şire pazarına girmişiz ha hurma pazarına. Değişen bir şey yok hiç yabancılık çekmedik. Pazarlıklar bile aynı. Sıkı bir pazarlık yaparak 33 kişi ortalama 30’ar kilo yani 1 tona yakın hurma aldık. Paraları da Riyal olarak ödedik. Bir kısmımız kendi bagajlarına alırken büyük bir bölümümüz da aldığımız hurmaları PTT kargo aracılığıyla Kilogramı 7 Riyaldan göndermek üzere yakındaki kargo şubesine giderek Malatya’ya gönderilmek üzere teslim ettik. Hurma işini hal ettikten sonra Cuma namazını Ravza-i Mutahhara’da kıldık. Yarın: Medine Gezileri, Mescid-i Kıblateyn, Uhud, Bedir

Yazarın Diğer Yazıları