Abdulvahap Kaygusuz

Medine gezileri

Abdulvahap Kaygusuz

Bugün Medine’deki İslam tarihinde yer almış olan önemli mekanları gezeceğiz. Otobüsümüz geldi.  Arkadaşlarımızla birlikte Önce İslâm tarihinin ilk mescidi olan Kuba mescidini ziyaret ettik. Tabi mescitlerde kadın ve erkek girişleri ayrı taraflardan yapılıyor. 2’şer rekat namaz kılıp dua ettikten sonra buradan ayrıldık. Cami çevresinde Müthiş bir kalabalık var. Bu kalabalığı gezdiğimiz yerlerin hemen hemen hepsinde de gördük. Mübarek yerlerin çevrelerinde ise hediyelik eşya satıcılarından hurma satıcılarına kadar herkes yerini almış. Camide temizlik yapan görevliler ise Mavi veya Yeşil kıyafet giyiyorlar ve ziyaretçilerden sadaka bekliyorlar.

Mescid-i Kıbleteyn

İslam Tarihinde önemli yeri olan Mescid-i Kıbleteyn’i ziyaret ettik.  Bakara Suresindeki 149. Ayet-i Kerime’de  ifade edilen ‘Ve nereden çıkarsan çık, bundan sonra (namazda) veçhini (yüzünü) Mescid-i Haram yönüne çevir. Ve muhakkak ki o Rabbinden mutlaka bir haktır. Ve Allah, yaptıklarınızdan gâfil (habersiz) değildir.’mealindeki ayeti kerime ile Resulullah (AS) yönünü Kâbe’ye döndüğü “Mescid-i Kıbleteyn” (iki kıbleli mescid) olarak adlandırılan çift kıbleli mescidi ziyaret ettik.

Kuba Mescidi

Kur’ân-ı Kerîm’de “Takvâ mescidi” olarak adlandırılan Kuba mescidini de ziyaret ettik. Burada Peygamber Efendimiz (AS) in  “Her kim evinde güzelce temizlenip abdest alır sonra Kuba mescidine gelir ve iki rekât –bir rivayette dört rekât- namaz kılarsa, ona bir umre sevabı verilir” şeklindeki hadisi şerifi hatırlatıldı. Bizler de bu sevaptan nasiplenmek için 2’şer rekat namaz kılarak ayrıldık.

Hendek savaşı bölgesi

Oradan ayrıldıktan sonra Hendek Savaşının sevk ve idare edildiği bölgeye geldik. Buradaki Fetih Mescidinde 2 rekât namaz kıldıktan sonra Hasan Hocamız Bedir Savaşı ve mescitler hakkında geniş bir bilgi verdi. Bu bilgiler ışığında Resulullah’ın (AS) savaş stratejisi anlatılarak, Resullahın burada gösterdiği mucizeler de anlatıldı. Burada yer alan mescitlerin isimleri ise şöyledir.  1- Fetih Mescidi, 2- Selmân-ı Fârisî Mescidi, 3- Ebû Bekir es-Sıddîk Mescidi, 4- Ömer ibnü Hattâb Mescidi, 5- Sa‘d ibnü Mu‘âz Mescidi, 6- Hazreti Fâtıma Mescidi, 7- Secde Mescidi.

Bu mescitlerin ön tarafına ise ecdadımız Osmanlı tarafından yapılan ve bugün tahrip olmuş durumda bulunan gözetleme ve nöbetçi kulelerinin kalıntılarını gördük.

Uhud

İslam tarihinin önemli savaşlarından birisi olan Uhut savaş bölgesine geldik. Burada da müthiş bir kalabalık vardı. Her yerde olduğu gibi su satıcıları başta olmak üzere hediyelik eşya satıcıları da yerlerini almaşlardı.

Ekibimizdeki arkadaşlar önce okçular tepesine çıktılar. Okçular tepesinden çevreyi incelediler. Burada da Hira Nur Mağarasında, Arafat dağında dahi gördüğümüz taşlara isim yazma mevzusunu gördük. Vatandaş taşı beyaza boyamış. Üstüne siyah veya kırmızıyla adını yazmış.

Okçular tepesini gezip aşağıya indikten sonra Hasan hocamız Uhud savaşını ayrıntılarıyla bizlere aktardı. İslam Aleminin dillerine pelesenk olan okçular tepesindeki Sahabenin görev bölgesini terk etmelerini ise değişik bir bakış açısıyla hatırlattı. Uhud savaşının, İslâm tarihinin en önemli hâdiselerinden birisi olduğunu kaydeden hocamız Peygamber Efendimiz (AS)ın “Uhud bizi sever, biz de Uhud’u severiz.” hadisini hatırlatarak Kuranı kerim okudu ve duada bulunduk.

Tren garı

Sultan Abdülhamit Han tarafından üzerinde önemle durulan yapılması için birçok bedeller ödenen Osmanlı Tren garını ziyaret ettik. Ceddimiz Muhteşem bir yapı yapmış. Resulallah ve sahabelerin ruhları rahatsız olmasın diye hatların altına keçe döşenerek yapılan tren yollarının geldiği son durakta yapılan ve şu an kapalı olan Medine Tren Gar’ını ziyaret ettik.

Dolu dolu gözlerle hüzün içerisinde izledik. Atalarımız cansiperane gayretlerle bölgeye hizmet etme gayreti içerisinde olmuşlar, Bu günkü yönetim ise neredeyse Türkleri buralara sokmamak için gayret içerisindeler.

Yapılan tren garının giriş bölümüne göre sol yanına hamam yapılmış. O yoldan trenle gelen yolcular toz toprak içinde kalacaklarından yıkansınlar, temizlensinler ve Resulün huzuruna öyle çıksınlar diye. Sağ tarafa ise Osmanlı mimarisi ile küçük bir cami yapılmış. Her ne hikmetse Cami’yi kapatmamışlar Cami açıktı.

Gar binası girişinde en üst bölümde yer alan Yuvarlak alan içindeki Osmanlı Tuğrası,Mermer kitabede yazılması gereken kitabeden iz yok. Kayıp olmuş…!

Gezimize devamla ravzayı Mutahhara bölgesine bazısı Osmanlı tarafından yapılan, bazısı da onarılan Camileri ve eserleri ziyaret ettikten sonra döndük.

Hz. Peygamberin meftun olduğu Ravzayı son kez ziyaret ederek tekrar otele döndük.

 

Yazarın Diğer Yazıları