Vahdettin Yiğitcan

Malatya Medya Çöplüğü

Vahdettin Yiğitcan

Değerli Okurlar,

Şehrimiz bildiğiniz gibi değil çok ama çok garip bir memleket.

En başta sahipsiz, ayrıca sesi soluğu boğazında düğümlenmiş bir şehir. 

Medyasına gelince şahsiyeti ile saygın, vakur ve ciddiyetiyle kurumsallaşmış bir iki örneğin dışında ne gazetesi gazete ne gazetecisi gazeteci, bu şehrin gazeteci kılıklı gölgeden mürekkep bir sürü adamları, kelimenin içerdiği tam anlam karşılığınca çanak yalayıcı bir sırnaşıklık içerisindeler. 

Amigo ruhlu, sipariş üzere kıt akıllarıyla "kırmızıçizgili" yazılar karalayan yazar müsveddeleri...

Gazeteci kisvesine bürünmüşlerin böylesine açgözlü olmalarını da çok görmüyorum onlara, çünkü iliklerine kadar aç bir geçmişten gelen görgü yoksunluğu muafiyetleri var indimde... 

Rahmetli büyük  şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un bir şiirinde dile getirdiği şu dizeler gibi Malatya’mız bir savrukluk içerisinde:

Bir de memlekete geldim ki: bütün çarşı, pazar / Naradan çalkanıyor, öyle ya... Hürriyet var! 
Kimse farkında değil, anlaşılan, yaptığının; / Kafalar tütsülü hülya ile gözler kızgın; 
Ötüyor her taşın üstünde birer dilli düdük. / Dinliyor kaplamış etrafını yüzlerce hödük!
Ne devairde hükümet, ne ahalide bir iş! / Ne sanayi, ne maarif, ne alış var, ne veriş.
Türlü adlarla çıkan namütenahi gazete, / Ayrılık tohumunu bol bol atıyor memlekete.

Özelde Malatya'da genel anlamda ise tüm ülkemizde bir iki istisna şehirlerimiz dışında hal ve gidişat tam da bu şekilde seyrediyor.

İpin ucu kaçmış vaziyette, ne zincir marketlere dokunulabiliyor, ne mafyalaşmanın önüne geçilebiliyor...

Zincir marketler kanırta kanırta kartelleşmiş olmanın tadını çıkartıyor. Korkusuzca, pervasızca.

Suç örgütleri yerden bitercesine habire türüyor... İçişleri Bakanlığı bu örgütleri çökerttikçe sanki budanmış ağaçlar gibi daha da gürleşip serpilerek ülkemiz genelinde yasadışı faaliyetlerini artırıyorlar.

Gün geçmiyor ki, bilmem ne şehri merkezli, on beş, yirmi ilde yapılan eş zamanlı operasyonlarda bir suç örgütü çökertilmesin... Dikkat eder misiniz, 22 yıldır aynı iktidar partisince yönetiliyoruz... Bu suç örgütlerinin türemesinin baş müsebbibi ve ana kaynağı hukuk düzenimizin sağlıklı, adil ve hızlı tecelli etmemesi ve cezaların caydırıcı olmaktan uzak olmasından başka bir şey değil...

Yeni Dönem Bembeyaz Sayfa

Değerli okurlar, 

Hayat, her an yepyeni gelişmelere açık uçsuz bucaksız bir alan...

Çocukluğumda okuduğum bir güzel söz vardı "Her Gün Dünya Yeniden Kurulur, Her Sabah Taze Bir Başlangıçtır"

Bu sözün telkin ettiği öğüt, insanın umudunu diri tutması için yeterli...

Bildiğiniz üzere mahalli seçimlerimizi henüz gerçekleştirdik.

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine Sayın Sami Er'i seçtik.

Merkez Yeşilyurt İlçemize İlhan Geçit'i ve Merkez Battalgazi İlçemize de Bayram Taşkın'ı seçerek Belediyelerimizi yönetmeleri üzere emanet ettik.  

Seçtiğimiz üç isim de siyaset kazanında kaynayıp siyaset ortamında pişmemiş isimler.

Siyaset ortamında pişen siyasetçilerin siyasi manevralarını kestirmek imkânsız ve muğlaktır. 

Oysa siyaset ortamının cilvelerinden bihaber olanların davranış ve eylemleri yalın haliyle açık ve nettir.

Bu nedenle Malatya halkı ismlerini zikrettiğim üç değerli insanı açık ve net mesajlarına itibar ederek yetkilendirmiştir.

Siyaset çok değerli bir yönetme sanatı anlamına gelse de sözde mevcut siyasilerin çoğu siyasetin içini boşaltarak itibarını sıfıra indirgemişlerdir. Sayısız örnekleri arasında ilk aklıma gelenler, Abdüllatif Şener, Mehmet Ali Şahin, Ali Babacan, Temel Karamollaoğlu, söz veripte sözünü tutmayanlar, yalanı insanın gözünün içine bakarak, söyleyenler, bulunduğu makamdan güç devşirerek garip gurebanın hakkına tecavüz edenler, liyakati ayaklar altına alıp mülakatı şart koşanlar, daha sonre de mülakatı kaldırdık diyenler siyaset kurumunu rezil rüsvay etmişlerdir... 

Yeni seçilen belediye başkanlarımızı bu siyasi kirlenmişlikten tenzih ederek işlerine sımsıkı sarılarak örnek belediyecilik dersi vermelerini temenni ediyorum.

Sayın Sami Er'e, İlhan Geçit ve Bayram Taşkın beylere yeni görevlerinin hayırlı olmasını diliyorum.

Yüzlerinin akı ile görevlerinde üstün başarılar dilemekten başka bir şey gelmiyor elimizden...

Bir de basın toplantılarını lütfen ama lütfen ne kahvaltılı ne de yemekli yapmamalarını hararetle tavsiye ediyorum...

Valimizin Kahvaltılı Basın Toplantısı!...

Malatya'nın Sayın Valisi Ersin Yazıcıoğlu 6 Şubat Depremlerinin 1. sene-i devriyesinde beş yıldızlı bir otelde kahvaltılı bir basın toplantısı düzenledi. 

Toplantıya Malaya Basınının (!) hemen hemen tamamı katılmıştı. Yaklaşık iki yüz kişi vardı. Mebzul miktarda Malatya'da çakma basın mensubu ve yazar müsveddesi ziyadesiyle var.

Söylemesi ayıp bu fakir de o toplantıya sayın valimizi dinlemek için gitmişti.  

Kuş sütünün eksik olduğu o zengin kahvaltı sofrasında katılımcılar tıka basa bir güzel karınlarını doyurup vali beye şükranlarını arz ettiler. 

Toplantıda depremin yaptığı tahribat ve onarım çalışmaları rakamlarla anlatıldı, 

Toplantı sonunda katılımcılara ne bir basın bülteni ne de konuşma metni sunulmadı. Bu gibi ayrıntılı bilgiler valiliğin gönderdiği e-postalarda zaten yer alıyordu. Gereği de yoktu zaten. Maksat bir araya gelmekti anlaşılan... 

AKIL KARIŞTIRAN SORULAR

Malatya gibi yıkım yaşamış bir şehrin yaklaşık yüzelli bin vatandaşının konteyner koşullarında yaşayan ahalisi çile doldururken beş yıldızlı bir otelde kahvaltılı basın toplantısı düzenlenmesini kim akletti?

Bu kahvaltının masraflarını kim karşıladı?

Ne gibi bir fayda murad edildi? Sayın valimiz cömertliğini mi göstermek istedi?

Bu kahvaltılı toplantı Malatya basını konteyner koşullarında çalıştığından, onlara bir jest olsun diye mi düşünüldü?

Yorumlar 1
Mahmut 123 18 Nisan 2024 10:42

Sanırım Mesnevide okudum. Leş insana tiksinti verir. Ama Akbaba için helva gibi bir yiyecektir. Benim tiksinti duyduğum siyasileri yazmamış. Bilge Lider Karamollaoğlunu yazmış. İnsan ve Akbaba farkı.

Yazarın Diğer Yazıları