Vahdettin Yiğitcan

Söğütlü Cami Külliyesi Malatya'nın Yeni Silueti

Vahdettin Yiğitcan

Değerli okurlar,

Yazılarımıza aşina olanların dışında, öncelikle bu yazımı başta Sami Er'e ve şehrimizin yerleşimini planlayan uzman planlamacılar grubuna yazıyorum. Yaygaracı takımının gürültüsüne kulak asmayın. Lütfen...

Uzun zamandır yeni yerleşim yerleri planlanan çarşı merkezimizin alacağı son biçim üzerine kafalar o kadar karışık ki, merhum Mehmet Akif Ersoy'un bir şiirinde dile getirdiği gibi "Kimse farkında değil anlaşılan yaptığının" 

Durumumuz harfi harfine bir yılı aşkındır aynen böyle. Ardı ardına her bakan geldiğinde sürekli içeriği halktan gizlenen koordinasyon haberleriyle oyalandık durduk... 

Esasında şimdilerde anlıyoruz ki, yapılan o toplantılarda da hiçbir gündem yokmuş. Toplanıp toplanıp dağılmışlar... 

Başından beri kimlerin yaptığını bilmediğimiz, karanlık ellerce tasarlanan yeni yerleşim krokilerinin görselleri paylaşıldıkça oldukça garip görüntülerle karşılaştık.

İlk paylaşılan kroki görsellerinde binaların ortasına hapsedilmiş bir Söğütlü Camii'ni gördük ki, bunu hangi müslüman bir şehir plancısı tasarlayabilir? Demek ki şehrimizin planlamasını işten zerrece anlamayan birilerine peşkeş babından lütufta bulunmuşlar değerli hemşehrilerim. 

Söğütlü Cami bulunduğu alanda o kadar gezdirildi ki, izlerken başımız döndü. 

Şimdilerde de yerinde yeniden inşa edileceği vurgulanıyor.

Gerek çiçeği burnunda Milletvekili Abdurrahman Babacan, gerekse de Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sami Er tarafından halk dalkavukluğu anlamında düşüncesizce Söğütlü Caminin yerinde inşa edileceği sözü veriliyor.

Her iki isme de soruyorum, deprem öncesinin Malatya'sında hiç Cuma günleri o tıkış tıkış Ayakkabıcılar, Hazır Giyimciler ve Kuyumcuların ortasında kalmış Söğütlü Camii'e gitmişliğiniz var mı? 

Eğer gittiyseniz insanı bunaltan o maşeri kalabalık içerisinde adım adım ilerlenen hengâmeden rahatsız oldunuz mu olmadınız mı? 

Vaktiyle inşa edilirlerken Teze Camii ile Söğütlü Camii'nin yakınlığı hiç dikkate alınmamış. Aralarındaki mesafe en yakın noktalarından 75 metreyi geçmez. 

Daha sonra sahipsiz Malatya'nın o güzeller güzeli ahşap Söğütlü Camii yıktırılıp hayatın dışına itilircesine hazır giyimcilerin krikosuyla bir kat yükseltilerek gözlerden ırak gökyüzüne yüzü dönük kubbeli beton bir bina inşa ettiler. İslami şehircilik açısından baktığınızda camii desen cami değil, mescit desen mescit değil... 

Bir garip mabet olup çıktı, kendi gitti adı kaldı yadigâr güzelim Söğütlü Camimizin...

Kim Aklettiyse Sağolsun

Değerli okurlar,

Söğütlü Camii'nin Emekliler Parkına yapılacağı haberi gözüme ilişir ilişmez "tamam işte yerini buldu" diyerek sevindim.

O kadar sevindim ki anlatamam.

Ortada Emekliler Parkı diye bir yer yoktu zaten.

Taksi durakları, banka otomatik para çekme makinaları, Kızılay'ın kan alma ünitesi. dört adet büfe, fotoğraf çektirme kabini, Malatyaspor'un Hediyelik Mağazası, Belediyenin ekmek büfesi dört bir yanını sarmıştı, Belediyemiz eliyle peşkeş çekilen bu alana Emekliler Parkı demenin hikmetini kimse bilmiyordu...

Sosyal belediyecilik oynuyoruz ya adına Emekliler Parkı demişiz ki, dünya alem emeklilerimizi düşündüğümüzü bilsin...

Gerçi anlamam ama Emekliler Parkı dediğimiz alanın yaklaşık 5-6 dönüm olacağını tahmin ediyorum.

Bu alanın altı üç katlı geniş ve ferah otopark olmalı... Şehrimizin uygun bir güzergâhına da sadece turist otobüslerinin park edecekleri yerler tahsis edilmeli...

Deprem öncesinin Malatya'sı dar bir alanda tıkış tıkış binalarla boğulmuş bir halde otoparksız ilkel bir şehir görünümündeydi.

Şehrimize turist getiren turizm acentesi yetkilisinden "otobüslerimizi park edecek yer bulamadığımızdan Malatya'yı alelacele terk edip Elazığ'a gidiyorduk" eleştirisini dinlemiştim. İlaveten "Turistlerin Malatya'da işleri uzayınca da Trafik polislerine ceza ödemek zorunda kalıyorduk" diye de eklemişti.... 

Gelelim esas mevzumuza. 

Emekliler parkının tüm alanını öyle sıradan değil gayet özenle peyzaj mimarisiyle görenlerin içini ferahlatacak, Her köşesinde doğal sular fışkıran ve salkım söğütlerle de ismini yaşatacak bir mabet inşa edilmeli.

Bu görkemli yapıda Türk Mimari Kültürünün tüm birikimleri kullanılmalı.

Orta Asya'dan, Semerkant, Buhara, Anadolu Selçukluları'ndan Erzurum, Konya, Osmanlı'dan İstanbul, Bursa eserlerinin çizgilerini yansıtacak muhteşem bir mabet inşa edilmeli...

Kültür faaliyetlerinin, sosyal faaliyetlerin yapılabileceği çok amaçlı her yaştan insanın gönül rahatlığıyla gelebileceği bir sosyal yapılar bütünü olmalı. 

İlgili ve yetkili kişilerle konu hakkında istişare yapmaya hazırım...

Yorumlar 2
Ramizan 21 Mart 2024 02:57

İşin müjdesi yetgililer bu cami esnafı Malatyalı olacak.

Mehmet Nazmi Değitmenci 20 Mart 2024 19:31

Gönlünüze kaleminize sağlık , eski belediye binasının bulunduğu alan buyuk müstemilatıyla bir selatin cami söğütlü cami olnolmalı ali

Yazarın Diğer Yazıları