Değerli okurlar,
Hemen diyebilirsiniz ki, TRT gibi bir kamu kurumunda nasıl Müslümanlara hakaret edilebilir; olur mu öyle şey?
Böylesine bir tepki vermeniz gayet normal. Bu milletin bir kurumu milletin en hassas olduğu dini duygularını asla rencide edemez. Ön kabulümüz bu, kimse bunun aksini söylemiyor zaten...
Malûm Mübarek Ramazan Ayı içerisindeyiz TRT Televizyonlarımızda Ramazan ayını en güzel bir şekilde değerlendirmek ve bereketinden, feyzinden faydalanabilmemiz için zengin bir muhtevayla hazırlanıyor bu aya...
Gelelim hakaret iddiamızı isnat ettirdiğimiz noktaya...
Adeta aklın anlık anesteziye uğramış bir anında yapılıyor hakaret...
Yapılan bu hakaret İftar Ezanının hemen ardından "İftar Duası"nın içerisinde suret-i haktan görünen, cümleler ile art arda sıralanıyor.
Ağlamaklı ve yalvaran bir ses ile yapılan dua (!) şöyle başlıyor:
"Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
Allah'ım, senin rızan için oruç tuttum.
Senin için açlığa susuzluğa katlandım.
DİLİMİ YALANDAN,
GÖZÜMÜ ÇİRKİNLİKTEN ÇEVİRDİM.
ELİMİ HARAMDAN ÇEKTİM.
Dikkatimizi çeken cümleler bunlar...
Ve sözümona bu dua vatan, millet sakarya tonunda devam ediyor...
Düşünebiliyor musunuz bu duayı bir Müslüman nasıl yapabilir? Müslümanca bir yaşamda bunların yeri var mıdır?
"Elinden ve dilinden emin olunan kimsenin adı değil miydi, Müslüman" Bu sözde duadaki yaratık bu tanıma uyuyor mu?
Bu nasıl bir kişiliksizliktir, bu nasıl bir çürümüşlüktür, bu nasıl bir ahlaksızlıktır ki, itiraflarıyla foyasını ortaya koyuyor.
Şahsın dilinde yalan, gözünde ve gönlünde çirkinlik ve eli de haramdaymış ve oruç tutmuş; açlığa ve susuzluğa katlanarak yüksek meziyetlerinden uzaklaşmış.
Sözümona bu dua zorlama ile tevil edilebilecek yönüyle cehli bir hakaret... Eğer cehli değil de kast-ı mahsusa ile yapıldıysa taammüden bir hakaretten başka birşey değil...
Geçtiğimiz sene yine bir Ramazan günü aynı konuyu yazmışız. Maalesef ülkemiz sağır sultanlar ülkesi olduğu için bu yılda yazmak zorunda kalmış bulunuyorum.
TRT 1 Televizyonunun Mübarek Ramazan ayında iftar programı hazırlaması iyi güzel de, bu programları hazırlayan ilgili uzmanlar, mütemadiyen işi mutad bir kolaycılıkla yıllardır aynı minval üzere tekrar edip durması tuhaf ve samimiyetsizlik...
Koskoca bir cihan imparatorluğun mirası üzerinde oturan Müslüman bir ülkenin en önemli ayı olan Ramazan'a dair yüzyıllar boyunca uçsuz bucaksız coğrafyasında oluşan kültürel zenginliği nasıl gündeme getirilmez. Nasıl tarihçilerimizden ve kültür araştırmacılarımızdan Ramazanlarımıza dair a'dan z'ye her konudaki yaşanmışlıklarımızdan yararlanılmaz. Yeni yetişmekte olan genç kuşaklara geçmişteki birikimlerimiz gerektiği gibi aktarılmasa soysuz bir nesil yetiştirmekle övünebilirsiniz.
TRT'nin yaptığı baştan savma bu programlar asla tarihi kimliğimize ve vakarımıza yakışmıyor.
TRT'nin üstünkörü hazırladığı iftar programında yapılan bir "İftar Duası" var ki, Müslümanları alenen aşağılıyor...
Her şeye rağmen Ramazan'ın manevi iklimini bir nebzede olsa yansıtma ihtimali nedeniyle imkân bulduğum ortamlarda, asude bir dünyaya dikkat çektiği oranda bu programları izlemeye çalışıyorum.
Malûm olduğu üzere hengâmesi gün geçtikçe artan bir girdabın içerisinde bırakın Müslümanlığın gerektirdiği yüce hasletleri yaşamamızı, doğal olarak fıtri insani değerlerimizin de giderek aşındığı bir sarmalın içerisinde yuvarlanarak un ufak olup gidiyoruz.
