Bu oyunu bozarız

Akdeniz’de devam eden “enerji savaşı” Türkiye’nin son dönemde bozduğu küresel paylaşımcıların oyunlarından sadece bir tanesi belki de en önemlisi. Suriye’de ‘kuzey koridoru’ planlaması ile başlayan devamında bir paylaşıma dönüşen, nihai hedefi kukla bir devlet kurmak olan yapıyı, yaptığımız iki operasyon ile bozduk. Şimdi ise Akdeniz’de İsrail, Lübnan, Mısır, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan’ın doğrudan bu ülkelerle yaptıkları hukuksuz anlaşmalar ile de dışarıdan dahil olan Fransa, İngiltere ve ABD’nin kurduğu yeni bir oyunu bozuyoruz.

 Tüm dayatmalara, Yunanistan eliyle sık sık ısıtılıp ısıtılıp önümüze konulan 12 mil meselesi ile ortaya konulan tehditlere rağmen Türkiye hukuksal olarak hakkı olan Akdeniz’de ki zenginlikten kendisine düşen payı almak için sondaj çalışmalarına başladı ve bu çalışmaları yeni eklenecek gemiler ile genişleteceğini duyurdu.

Türkiye artık, bölgede kendisine dayatılan hiçbir oldubittiyi kabul etmeyen, kendi menfaatlerini önceleyen bir ülke... Binlerce kilometre ötelerden gelerek yanı başımızda ülke kurmak isteyen, burnumuzun dibindeki doğal zenginliklerden pay almak isteyenlere asla müsaade edilmeyeceği sözde değil fiiliyatta yapılan icraatlarla da ortaya konuluyor, gösteriliyor.

Avrupa’nın doğalgaz tedariği kanallarını çoğaltmak, Rusya’ya olan bağımlılığı azaltmak için Akdeniz rezervlerinin önemini bilen ülkeler, birer birer özellikle Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Ada’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarını yok sayarak Ada’yı sadece kendilerininmiş gibi düşünerek yaptıkları anlaşmalara taraf olarak denklemin içerisine girdiler. Ülkemizin de Akdeniz’deki haklarını yok sayan hatta bu yok sayışı Yunanistan eliyle tehdit unsuru haline getiren ülkelere asla prim verilmeyeceği gerek Cumhurbaşkanımızın gerekse özellikle Milli Savunma Bakanımız Hulusi Akar’ın açıklamalarında net olarak ortaya konulmuştur.

Exxon Mobile başta olmak üzere birçok uluslararası enerji firması gözünü Akdeniz’e dikmiş durumda. Aynı zamanda İsrail’in bölge ülkeleri ile yaptığı anlaşmalara dayanarak yapmak istediği sondaj çalışmaları da olayın başka bir boyutu... Konuyu oldubittiye getirmeye çalışan, Akdeniz için koalisyon kuran ülkelerin amaçladığı oldubittiye asla izin verilmeyecek. Geçmişin emir aldığında görmezden gelen, kendisine biçilen bölgesel rolü itirazsız oynayan ülkesi artık yok. Ne pahasına olursa olsun hakkını arayan ve sonuna kadar menfaatlerini savunan bir Türkiye var. Hem de içerisine yuvalanmış tüm ihanet odaklarına rağmen.

Türkiye Akdeniz’deki haklarından asla vazgeçmeyecektir. Hatta Suriye’deki oyunu bozduğumuzda “ne işimiz vardı Suriye bataklığında” diyebilecek kadar basiretten yoksun sözde muhalefet yarın “ne işimiz var Akdeniz’de” diyecek kadar aymaz bir noktaya gelse ve ihanet anlayışını yine/yeniden ortaya koysa bile...