Orhan Atak

AKDENİZ ISINIYOR...

Orhan Atak

Son günlerde Akdeniz son derece ısınıyor. Aslında uzun soluklu ve sürekli ötelenen bir krizin eşiğindeyiz. Yunanistan ile 1970’lerin hemen devamında başlayan 12 mil krizi, 1974 yılında yapılan Kıbrıs Barış Harekâtı ile halen mutabakata varılamayan Kıbrıs konusu, konuya taraf ülkelerin tutum ve davranışları Ege ve Akdeniz’in sularını aslında hiçbir zaman soğutmadı. Ancak sanki geldiğimiz noktada tabiri caizse “dananın kuyruğu” kopma noktasında... Zira Kıbrıs Rum Kesimi’nin Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ın haklarını yok sayarak yaptığı anlaşmalar, Avrupalı firmaların sondaj çalışmaları için attığı adımlar, varlığı yakın zaman önce netleştiği iddia edilen rezervler üzerinden atılan adımlar, Akdeniz’in daha da ısınacağının net emareleri…

Kıbrıs üzerinde taraf ülke konumunda olan Yunanistan, Türkiye ve İngiltere dışında Rum yönetiminin yaptığı anlaşmalar ile özellikle Fransa’da konuya dahil olmuş durumda. Aynı zamanda kıta sahanlığı noktasında deniz üzerinden ekonomik bölge hakları noktasında İsrail başta olmak üzere birçok ülkede rezervler üzerinden konunun muhatabı.

Geçtiğimiz hafta Kıbrıs Rum Kesimi’nde yapılan bir toplantı, olayın gerginlik noktasının ne raddede olduğunu aslında net olarak ortaya koyuyor. Dış İlişkiler Konferansı adı altında düzenlenen toplantıda konuşan ABD, Mısır ve İsrail büyükelçileri hadsiz ifadelerle Türkiye’yi tehdit etme cüretini gösterdiler. Toplantıda konuşan Büyükelçilerden; İsrail Büyükelçisi Aammy Ravel; “Türk tehditleri nedeniyle İsrail’in askeri müdahalede bulunmak zorunda kalmamasını temenni ederim.”,

ABD Büyükelçisi Doherty; "Türkiye’nin Rumlara gösterdiği tavır kabul edilemez" ifadelerini kullanırken Mısır Büyükelçisi Taha Muhammed ise; "Gerekirse Türkiye’ye karşı askeri güç kullanmaktan çekinmeyiz" diyecek kadar haddini aşan ifadeler kullandı.

Bu hadsiz söylemler ortak bir koalisyonun hezeyanları. Türkiye ne Ege’de nede Akdeniz’de doğal haklarından hiçbir tehdit ve baskı neticesinde asla vazgeçmeyecektir. Yunanistan’ın sık sık gündeme getirdiği 12 mil meselesi de Rum Kesimi’nin tek taraflı doğalgaz planları da uluslararası hukuka aykırı tavırlardır. Öncelikle uluslararası hukuk nezdinde hakkını her platformda arayacak olan Türkiye muhatapların olayı farklı noktalara evirme konusundaki söylem ve eylemlerine de yeri ve zamanı geldiğinde asla kayıtsız kalmaz, kalmayacaktır.

Kıbrıs konusunda daima yapıcı tutum sergileyen, Annan Planı dahil tüm girişimlerde barış ve uzlaşmadan yana tavır alan, Annan Planı referandumunda olumlu sonuç çıkması için azami derecede gayret gösteren ülkemiz bu noktadan sonra gelecek hiçbir defacto gelişmeye sessiz ve kayıtsız kalamaz. Yunanistan ve Rum kesimi, aynı zamanda diğer muhatap ülkeler Türkiye’nin kararlılığını zorlamaktan vazgeçmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları