Orhan Atak

ABD'nin savaşları

Orhan Atak

Amerika Birleşik Devletleri 21.YY’ın başından bu yana onlarca farklı noktada daima koruma güdüsü ile hareket ettiği sözde “küresel hegemonya”sını pekiştirmek adına savaşlar başlattı, savaşlara girdi. Afganistan, Irak, Libya, Somali, Suriye bunlardan ilk akla gelenler…

Amerika Birleşik Devletleri, işgal ettiği ülkelerde üsler kurmak, buralarda askeri varlığını sürdürmek, bölgesel dizayn politikalarını sürdürmek ve hatta “rakiplerinin” önünü kesmek için milyarlarca dolar para harcadı, harcamaya devam ediyor. Tüm bu harcamaların sonucu olarak henüz tam olarak etkileri gün yüzüne çıkmamış olsa da ABD ekonomisi büyük bir yara almış ve artık büyük krizin etkilerini gösterir duruma geldi. Bazı kaynaklara göre 20, bazı kaynaklara göre ise 22 trilyon dolar dış borcu ile dünyanın en borçlu ülkesi haline gelen ABD, küresel ekonomik savaş ve özellikle son dönem körfez ülkelerine yaptığı silah satışları ile ekonomisini toparlama derdinde…

Pekala; ABD bu süreçte ne kadar başarılı olabilir?

Birincisi, ABD’nin Avrupa Birliği ve Çin ile yaşadığı ekonomik savaşın sonuçlarını görmek gerekiyor. Trump bir işadamı olarak özellikle Çin’e koyduğu ek vergiler ile Çin’in ABD’ye ihraç ettiği ürünlerin iç piyasada fiyatının artmasını sağlamayı ve bu sayede ürünlerin ABD’de üretilen alternatiflerinin satışını teşvik etmeyi hedefliyor. Kısa vadede yerli üreticiyi desteklemeyi hedefleyen bu hamle başarılı olacak gibi gözükse de birçok ekonomist sürdürülebilir bir politika olmayacağı konusunda hemfikir…

İkinci başlık olan Savaş Ekonomisi ise ABD’nin orta vadede dış borçlarının finansmanı noktasında uzun yıllardır olduğu gibi yine katkıda bulunacak gibi gözüküyor. Üstelik Trump’ın Obama’nın son döneminden miras alarak sürdürdüğü, uyguladığı yeni taktik, doğrudan yerleşme, asker gönderme yerine vekil terör örgütleri kurma ve yönetme stratejisi şimdiye kadar başarılı sürüyor diyebiliriz. Üstelik birde bu örgütlere sağlanan silahların finansmanını bölgesel ülkelere yaptırma ayrıntısını da bir artı olarak koymak gerekiyor…

Her iki başlığında sahada yansımalarını çok uzun sürmeden göreceğiz. Zira ortalama her on yılda bir canlanan küresel ekonomik krizler, asya-pasifikte artan ve piyasayı hakimiyete alan ticari gelişmeler, doların emisyon durumu gibi başlıklar aynı anda değerlendirildiğinde ABD’nin işinin çokta kolay olmadığını söylemek mümkün. Hele birde bu zor duruma İsrail’in güvenliği için yeni çatışma ortamları eklerlerse olası akıbetin hızlanacağını bilmek için medyum falan olmaya gerek kalmayacak…

ABD, 21.YY’ın başından bu yana açtığı savaşlar ile kendi sonunu hazırlıyor. Ve ülkeler tarihine kıyasla ömür biçersek, dünyanın bu ötelenmeye çalışılan sonu görmesi çokta uzun sürmeyecek gibi…

Yazarın Diğer Yazıları