Necip Cengil

Harap/Mamur Kent

Necip Cengil

Bir şehir düşünün farklı konuşma ve tespitlerin odağında…

Şehri yönetenlerden bir ses: 

“Dışardan gelenler, sanki bu şehir depremi yaşamamış” diyor.

Şehre gelen ziyaretçileri, bürokratları, gerek şehir merkezi, gerekse farklı semt ve mahallelerde gezdirdiğimizde şu ortak tepkiyi veriyorlar: 

“Biz Malatya’yı depremden bu oranda etkilenmiş ve harap olmuş bilmiyorduk, bize hep farklı anlattılar!”

Bu iki konuşmadan ne anlarsınız?

Birileri şehri ve deprem sürecini ne kadar iyi yönettiğine dair bir algı oluşturmaya çalışıyor.

Dışardan gelip şehri gezenler şehri yönetenlerin bahsettiği şehirden farklı bir mekân/mekânlar geziyor. Yani iki ayrı Malatya var ve bunlardan biri depremle harap olmuş, diğeri gayet iyi, yarasız, beresiz, hasarsız…

“iki Şehrin Hikâyesini” yeniden yazmak gerekir belki de…  

İki ayrı Malatya!

Birileri hayal âleminde ama kim?

Birileri yaşadığı farklı aşkın etkisinde ve şehrin harabelerini bile mamur göstermeye çabalıyor ama kim?

Fransız yazar Charles Dickens “İki Şehrin Hikâyesinde” Paris ve Londra’yı yazmıştı. İşi zordu ama yine de iki farklı şehir ve iki ayrı realite vardı. Lakin bizim “İki farklı Malatya” romanını yazmak için kalem oynatacak yazar ve yazarların işi zor zira aynı şehri iki farklı gözle gözlemlemek, yazıya dökmek, trajedinin ve pratik mizahın üstesinden gelmek çok daha zor…

Daha depremin ilk saatlerinden itibaren “Malatya’da her şey kontrol altında, her şey süt liman” izlenimini oluşturmaya çalışanların Malatya’sı ile dışardan gelip şehri gezenlerin, yüreklerinde fırtınalar oluşanların Malatya’sı aynı değil!

Biri bizi aldatıyor ama kim?

Bir bakışa göre aylardır şehir toz solumuyor!

Bir bakışa göre şehrin deprem sonrası mevzuata uygun planları yapılmış ve ona göre çalışmalar yapılıyor. Bu konuda itiraz edenler uzayda yaşıyor Malatya’da değil!

Bir bakışa göre Malatyalı içilecek su bulabileceği pınar arayışında değil ve şehir sağlık turizmine bile açılabilir! (Bu cümle fazla mı oldu diyorsunuz, bilemedim.)

Ve bir bakışa göre Malatya ölmüş aslında ve ağlayanı duyulmuyor!

Şimdi siz söyleyin:

Ne diyeceğiz?

Harap kent Malatya mı?

Mamur kent Malatya mı?

Yalnız bir sorun daha var. Konuşurken “sahipsiz kent Malatya” diyenlerin bir kısmı yöneticilerin yanında farklı, arkalarında farklı konuşuyor! Yönetenler ise tekrar “yönetenler olmak için” yol arıyor.

Ne dersiniz “İki Şehrin Hikâyesini”  Malatya özelinde yeniden mi yazmak gerekiyor? Böyle bir romanı üstlenecek kalemi “edebi” olarak zor anlar bekliyor! Depremle sarsılan yüreklerin şehri Malatya ve depremden başka hevesler besleyenlerin şehri Malatya olarak!

Ve o dillerimizde düşürmediğimiz “Malatya Malatya Bulunmaz Eşin” türküsü, şimdi bu iki şehirden hangisini anlatıyor?

Bana cevabını sormayın zira kalemimin yeterince ağladığını düşünüyorum!

Yorumlar 1
Nuri Yıldız 30 Eylül 2023 22:49

Kahramanmaraş'ta sizin dediginizden farklı değil... Birileri bizi aldatıyor ama kimler...

Yazarın Diğer Yazıları