Altan Murat Ünal

Zamana İslam'ın Mührünü Vurmak

Altan Murat Ünal

Vahye göre yön belirlemek, zamanı vahye göre okuyup yorumlamak ve yine vahye göre çözümler üretmek gerek. Başka dinlerin ya da ideolojilerin kavramlarıyla, bakış açılarıyla içinde bulunulan zamanı yorumlayıp doğru sonuçlar çıkarmak mümkün değildir. Çünkü her sistem kendi lehine sonuçlar ortaya çıkmasını sağlayacak yöntem ve aygıtlarını önceden belirlemiştir. Önceden belirlenen yöntem ve aygıtlarla iç içe olan ve onları içselleştiren hemen herkes o yöntem ve aygıtların işaret ettiği noktaya evrilecektir. Bundan korunmak da mümkündür elbette:                                 

İnancın, düşüncenin hayatla olan ilişkisine dikkat etmek gerek.

Teslimiyetçi değil; yer yer sorgulayıcı, yer yer reddedici bir duruşla mücadeleci olmak gerek.

Savunulanlarla pratiğe dökülenler arasında bir bütünlüğün olması gerek.
 
Her şeyi iyi bildiklerini iddia edenler herkesten daha fazla yanılırlar.
       
Hep öğreten durumunda olanlar bilgi bakımından herkesten daha geri kalırlar.
  
Öğrenmeye açık olmayanlar kurumuş ağaç kökü gibidirler.
     
İnsanı insan yapan erdemlerden, bilgeliklerden hisselerini alamayanların başkalarına nasihat etme hakları yoktur. 
  
Zamane insanı olmaya özenenler modanın nesnesi haline gelirler.
      
Köksüz, sahte düşüncelerin avaneliğini yapmak en değerli zamanları rüzgâra kaptırmak demektir.
 
Dünyada yaşayıp da bir iddiası olmayanların, tek cümle ile de olsa, insanlara bir mesajda bulunmayanların yaşayıp yaşamamaları arasında pek fark yoktur.
    
Hayatı gülmek, eğlenmek, coşmak olarak görenlerin insanlığa sunacakları bir şey yoktur.
      
Yaşadıkları dönemde iz bırakmayanların öldükten sonra sözleri kalmaz ve o dönemin dünyası onların değil başkalarının kurguladıkları dünyalar olur.
     
Zamanın ruhunun sürüklediği insanlardan olmamak isteniyorsa zamana hâkim olmak gerek. 
 
Zamana şekil veremeyenler zamanın şekliyle şekillenmek zorunda kalır ve zamana ruh verenlerin hükümleri altında ezilirler.
  
Zamanın ruhunu doğru okuyamayanlar, zamanın ruhuna müdahale edemeyenler soysuzlaşma ve yozlaşma akıbetiyle karşılaşırlar.

Zamanın ruhuna müdahale edebilmek zamana İslam’ın mührünü vurmakla mümkündür.  
       
Zamanın ruhuna teslim olup da kendi kendini sömürgeleştiren insanların özgürlük savunuculuğuna soyunmaları sahte kahramanlık olacaktır.

Zamanın ruhuna teslim olanlar vahyin doğrularını değil, yaşadıkları çağın dayattıklarını kabul ediyorlar demektir. 
  
Çürümüş sistemler içerisinde yaşamak zorunda kalıp da gerektiğinde  "Hayır" diyemeyenler, itiraz etmeyenler, karşı durmayanlar çürümüş sistemlerle beraber  çürümeye mahkûmdurlar.
   
Tankın karşısına dikilip zafer işareti yapan, zulme meydan okuyan Filistinli çocuğa acımak yerine onun sahip olduğu kadar bilince ve cesarete neden herkesin sahip olamadığını düşünmek daha önemlidir.  
 
Roma varoşlarında, "Üzerinizdeki zincirlerden başka yitireceğiniz hiçbir şey yok; ama kazanacağınız yepyeni bir dünya var." diye seslenen Spartaküs’ün sözleri gaflet halindeki insanların uyanışı için güçlü bir çağrıdır.

Yazarın Diğer Yazıları