Altan Murat Ünal

Yeni bir başlangıç gerek

Altan Murat Ünal

Herkesin bazen yeni bir başlangıca ihtiyacı vardır. İnsanın kendisini yenilemesi; ailesinin, içinde yaşadığı toplumun ve tüm dünyanın mutluluğu için yeni planlar yapması, yeni adımlar atması gerek. Yeni bir başlangıç yapmak isteyen insan hedeflerini ve bu hedeflere ulaşabilmek için atılacak adımları belirlemeli, derhal yola koyulmalıdır. İnsan, başta kendi ruh dünyasındaki tortuları birer birer parçalayarak, kendisini yenileyerek, “Yarının dünyasının biçimlenmesinde ben de varım!” diyerek umutsuzlara umut olabilmelidir.

Her yeni gün, yeni başlangıçlar için bir fırsattır. Geçen gün artılarıyla, eksileriyle geride kalmıştır; istesek de bir daha yaşanmayacak olan gündür. Her yeni gün, kendisini ve dünyayı yeniden kurması için insanı gözler. Geçmiş, gerilerde kaldığından sızlanmanın bir yararı olmayacaktır. İçinde bulunulan gün ise yitirilen fırsatları yeniden elde etmesi için insanı bekler. Her seher vaktiyle birlikte almak isteyenlerin üzerine bereket iner, onlar için rahmet kapıları açılır. Güneş doğar; dağların, evlerin, ağaçların, insanların üzerine ışıklarını saçar. Kuşlar, böcekler öter yuvalarından çıkarak. Her sabah dünya yeniden kurulur. Her sabah yeni başlangıçlar için bir umuttur. Her sabah yeni armağanlar getirir, hak edenlere. Bunları görebilenler, sezebilenler secdeye kapanır, niyaz ederler. İnsan, insan olmanın zevkini tadar o vakit. Sezebilenler kuşların, çiçeklerin, ağaçların, böceklerin bir şeyler söylediklerine tanık olurlar. Görebilenler güneşin sunduğu renk cümbüşü karşısında hayrete düşerler. Ayın gecenin kandili olarak doğduğunu, her şeyin hareket halinde olduğunu; varlıkların tamamının donukluğa, sıradanlığa adeta meydan okuduğunu ibretle bakan herkes görür. 

Rahmet kapıları her zaman açık olmakla birlikte kendini yenilemeyenler, gündelik hayatın tutsağı olanlar, mutluluğu dünyanın zevk ve eğlencelerinde arayanlar, yeni bir başlangıç yapamayanlar bundan istifade edemezler. Onlar, gönüllerince yaşayarak mutlu olacaklarını sanırlar. Rahmete nail olanların daha mutlu ve huzurlu olacaklarını bilmiyorlar çünkü. 

Yeni bir başlangıca bağlı her şey. Yeni bir başlangıç için ufacık bir adım atılsın yeter ki. O zaman kocaman engeller küçülüverir, içinden çıkılmaz denilen sorunlar birer birer çözülüverir. Yepyeni bir dünyaya açılır kapılar. O zaman güzeldir dostluklar, dünya ve hayat. O zaman güzeldir her şey.

Hayat sıradanlaştığı zaman ileriye değil, geriye gidişin işaretleri belirir. Bu işaretlerin belirmesiyle birlikte tercihler değişir; insan, eşya ve hayat asıl anlamını yitirir. Bu duruma düşen bir insanın eliyle, diliyle başkalarına zarar vermesi kolaylaşır. Sonuçta kendisiyle ve başkalarıyla kavgalı, etrafıyla uyumsuz, kendisinden nefret edilen bir insan ortaya çıkar. Kaba dilli, asık suratlı, kavgadan hoşlanan bu insan artık ruhen hasta bir insandır.

Hayatı sıradanlaştıranlar hiçbir şeyin değişmediğini, hayatın kaldığı yerden devam ettiğini sandıkları için etrafta olup bitenlerin farkında olamazlar. Bu farkında olamama hali yüzünden hangi bedelleri ödediklerini, hangi fırsatları kaçırdıklarını bilemezler. Mazlumların üzerine atılan bombalar, açlıktan, perişanlıktan, savaşlardan yılmış çocukların çığlık sesleri, küresel sermayenin bütün insanlığı köleleştirme girişimi hayatı sıradanlaştıranlar için hiçbir anlam ifade etmez. Solunan hava, basılan toprak, içilen su, gökyüzündeki yıldızlar, kır çiçekleri de onların farkında olamadıklarındandır. Bir kuş öldürüldüğünde onların yürekleri sızlamaz. Bir insan öldürüldüğünde de… Çünkü onlar kalplerinde merhamete yer vermemiştir. Nelerin fark edilemediğini, nelerin yitirildiğini, olup bitenlerden kimlerin ne kadar etkileneceğini hayatı sıradanlaştıranlar bilemez.

Yeni bir başlangıç gerek. Tozla, tortuyla, pasla, küfle kaplanmış ruhların temizlenmesi gerek. Olumsuzluklar yeni fırsatların müjdecisi olabilir. “Hiçbir şey bitmiş değil; aksine, her şey asıl şimdi başlayacak.” diyerek ümitsizlik duvarlarını yıkmak, yelkenleri okyanuslara açmak gerek. Kendi gündemini oluşturamayanlar başkalarının dayattıkları yapay gündemlerle boğuşmak zorunda kalırlar. Olayların sığ ancak renkli yanlarıyla ilgilenen, dedikoduyla beslenen, magazinden hoşlanan kuru kalabalıkların soylu hedefleri, tefekkürü, derinliği olamaz.

Yeni bir başlangıç yeni bir hicrettir aynı zamanda. Uyuşukluktan sıyrılarak yeniden yola koyulmak gerek. Her gün kimliğin yenilenmesi, her gün yeni bir sefere çıkılması gerek. Çünkü manevi hayat donuk, pasif değil; dinamik bir hayattır. Yeniden bir inşa döneminin başlaması halinde bireyleri mutlu, yarınlarından umutlu bir toplumun doğacağından kimsenin kuşkusu olmasın.  Bu büyük mücadeleye herkesin canıyla, malıyla, yetenekleriyle, deneyimleriyle katılması gerek. Ancak o zaman yeni bir başlangıçla yeni bir dünyanın kapıları aralanacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları