Vahdettin Yiğitcan

Sesini Kaybeden Soluğu Kesilen Şehir

Vahdettin Yiğitcan

Değerli okurlar,

Malatya, kelimenin tam anlamıyla garip ve garabertler şehri olarak kifayetsiz muhteris ve liyakatsiz hadsizler elinde hallaç pamuğu gibi savrulmaya devam ediyor. Biz ahaliye de içimiz kan ağlayarak olan biteni hüzünle seyretmek düşüyor. 

Ne ortak bir akıl yürütüldüğüne dair bilgiye ne de Malatya'nın geleceğini dert edinmiş kişilerle gerçek anlamda bir istişare yapıldığına ilişkin habere rastlamış değiliz. 

Herşey ahaliye duyurulmaksızın kapalı kapılar ardında günümüz muktedirlerinin (!) verdikleri kararlarla şekilleniyor.  

6 Şubatta yaşadığımız kıyameti andıran depremlerin öncesinde de durum farklı değildi.

Depremlerle yerle bir olan Malatya için yeniden ve aklı başında bir toparlanma ümitlerimiz ise kursağımızda kaldı.

Depremleri öyle bir zamanda yaşadık ki, dört ay sonra 14 Mayısta yapılacak olan Genel Seçimlerin propaganda malzemesi Malatya'nın harabe hali oldu. 

Ve bol bol kulağa ve gönlümüze hoş gelen nutuklar dinledik. Şehrimizi nasıl yeniden yaşanabilir, geniş caddeleri, ferah sokakları, otomobilinizi rahatça park edeceğiniz otoparkları ve çevre düzenlemeleriyle yeşillendirilmiş mükemmel bir şehri istişare ile inşa edecekleri sözleriyle aldatıldık  

Şimdi fark ediyoruz ki, kazın ayağı öyle değilmiş. 

Malatya basınında her gün çıkan deprem yıkımıyla ilgili ve çarşı merkezinde adamına göre çizilen yeni planlamalar skandal tartışmalarıyla kamuoyunun gündemine geliyor. Halkta tedirginlik yaratan bu ve benzeri haberler kimsenin umurunda değil. 

Yazının başlığına aldığım "Sesini Kaybeden Şehir" ifadesi ünlü şairimiz Nazım Hikmet'ten, "Soluğu Kesilen Şehir" ise Nazım'dan ilhamla bu fakirden.  

Her ne kadar şairin muradı bu şiirinde başka ise de şu dizelerini Malatya'nın yaşadığı deprem derbederliğinin yol açtığı karmaşa fırsatçılığını ve yönetimimizi emanet ettiğimiz insanların duyarsızlığını yansıtması açısından çok önemli bulduğum için değerli okurlarımızla paylaşmayı uygun gördüm.

Sesini Kaybeden Şehir
....
Caddenin ortasında bağırıp durmayın,
topuklarınızı yere vurmayın,
NAFİLE
asfaltı getiremezsiniz dile!!
NAFİLE
konuşmaz sesini kaybeden şehir.
N.H

Şiirde geçen ses imgesi, dördüncü kuvvet diye tabir edilen "basın yayın" organlarının işlevini kastediyor.

Malatya'nın basın yayın organlarının arasında bırakın medeni bir ilişkiyi, Malatya ortak paydasında bile Malatya Basınında ayrı baş çeken bir küstah enaniyet cehaleti hakim.

Düşünebiliyor musunuz Malatya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Olacak Vahap Güner Malatya'nın Kayısısı üzerine yazılan bir kitabı ve yazarını eleştirme cesaretini nasıl pervasızca gösterebiliyor.

Basının çatı kurumu olan Gazeteciler Cemiyeti Başkanının şehrinin yegâne ürünü üzerine yazılmış olan bir kitabı ve ömrünü bu çalışmalara vakfetmiş bilim adamı Prof. Dr. Bayram Murat Asma'nın emeğini küçümsemesi nasıl açıklanabilir?

Malatya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Güner'in sözünü ettiğim yazısı 18 Ekim 2023 tarihinde Yeni Malatya Gazetesinde yayımlanmış.. Okudum ve Malatya Basını adına hem üzüldüm hem de seviyesi adına bilgi edinmiş oldum. Bir cemiyet başkanı bu kadar mı ufuksuz bu kadar mı basiretsiz olur anlayamadım, bir kalıbına koyamadım!

Allah nasip eder de gündem elverirse önümüzdeki günlerde "Donuk Kafa Vahap Güner" başlıklı bir yazı yazmayı düşünüyorum.

Yorumlar 3
Hıdır 06 Mart 2024 23:58

Ağzınıza sağlık. Şehir sizinle sesini bulmuş âdeta.

Muammer Yıldırım 29 Şubat 2024 09:38

Vahdettin abi güzel bir yazı olmuş. Kalemine sağlık.

Uzm Dr Orhan Kara 28 Şubat 2024 20:58

Elinize sağlık Vahdettin bey üstadım. Tam isabet. Çok güzel. Devamını sabırsızlıkla bekliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları