Nesibe Aldemir

Varlığımız

Nesibe Aldemir

İnsan doğası gereği bir varoluş sancısıyla yaşar. Varlığını hissetmek veya varlığının hissedilmesi ister. Bu yönde ve arayışta akar zamanı. Serzenişlerinin kökeninde varlığıyla bütünleşmiş hayat arzusu yatar. Bu arzu ve tutku kimimizi hayata sıkı sıkı bağlar kimimizi ise hayattan koparır. İnsan varlığını ne ile anlamlandırıyorsa hayat nehri oraya akar. Orada şekillenir orada vücut bulur. Kimisi bu anlamı yemede bulur kimisi giyimde kimisi eğlencede kimisi hepsinin karışımında. Hülasa, varlığın sadece madde ile bütünleşmesinden doğan hayatlar… 

Manadan kopuk geçen satırlar dizisi mi günlerimiz? Sadelik makamından bihaber mi yıllarımız? Senelerden asırlara akan zamanın sancısı mı göğsümüzde yanan ateş? İçimizin boş sokaklarında yankılanan seslerin gürültüsü müdür bizi yoran? Varlığımızı anlamlı kılan nedir? Varoşlumuzu ne ile anlamlandırıyoruz? 

Bunca karışık sorular yığının altında ezilirken hanidir taze bir senenin içinde nefes aldığımızı söylemek. Yaşamak mı bizi kedere boğan yaşayamamak mı? Sahi bir ömrün yaşanmış sayılması için neler yazmalı hayat sayfasında? Hangi tohumları ektik geçmiş koca bir yılın toprağına? Varlığa temaşa eden mevsimleri ne kadar çektik içimize? Kederin, acının, hüznün, ıstırabın gölgesinde yaşanan hayatlara ne kadar dokunduk? Benlik sancımıza sebep olan kavgalarımızın içeriğinde neler gizli? Hırslarımızın boynumuza taktığı tasmalar mı nefesimizi kesen? Birilerini dibe vurmak mı neşe kaynağımız? Hangi eksiğimizi gizleyip de birilerinin açığını obruğa çevirmeye çalışıyoruz? Kör bir kuyunun içine hapsolmuş hayatımızda ışığa ne kadar hasretiz? 

Hayatımızın zorluğundan şikâyet ediyoruz. Karanlıktan, soğuktan, kederden, acıdan ve belki balçıktan… Bu hayatın içinde ne kadar varız, ne ile varız? Hangi hasletlerimizle hangi gönlü viran eyledik? Hangi hasletlerimizle hangi gönülde çiçek açtık? Geçerken dünya bağından kaç yeri viran eyledik? Kaç yeri verimli bir bahçeye dönüştürdük?

Varlık sancımızın ayyuka çıktığı anda yukardaki sorularla muhatap olmayı kaç kez denedik? Ben yerine biz olmayı kaç defa seçtik? Kavgamız kiminle ve neden diye kendimize sormanın vakti gelmedi mi? Yeni takvim yılı için yeni kararlar alırken geçmiş senenin muhasebesini yapmak için ne kadar zaman ayıracağız? 4 mevsim 12 ay, 52 hafta, 365 gün, 8766 saat, 525.960 dakika, 31.557,600 saniye diye rakamlara yansıyan zaman diliminde kendimize neler kattık, kendimizden neleri götürdük? Kaç sayfa kitap okuduk, kaç yüreğe dokunduk, kaç dua aldık, kaç yüz güldürdük, kaç gözün yaşı olduk, kaç defa şükür ettik Rabbimize, kaç şikâyet düştü dilimize, kaç ah aldık, kaç kez göğe baktık ve dinlendirdik ruhumuzu, kaç kez dua ettik de yalvardık Rabbimize? Hangi şarkıları doladık dilimize, hangi yolda yürüdük, hangi tefekkür kapısından girdik? 

Varlığımıza kadim mısralar dizerken varoluşsal anlam arayışımız hiç bitmeyecek değerli canlar. Hiç kimse anlamsız bir hayatı yaşamış olmak istemez. Bu yüzden yaşama anlam katan değerleri çokça zikreder ve överiz. İnsanlığın var oluşundan bu yana iyilik ve iyi olma gayreti övgüye mazhar olmuştur. Bu haseple eriştiğimiz yeni takvim yılının değerini ve kadrini bilmekle mükellefiz. İnsanın anlam arayışı serüveninde olması bitmek bilmeyen yoldur. Bizler bu kadim arayışın yolcularıyız. Bu yolda azığımız halis niyetimizdir. Yanlışlara düşsek de yanılsak da tekrardan kalkıp yola koyulmaktır kıymetli olan. 

Unutmayalım ki her dem diğerkâm olmaktır yüreği asil kılan. Faniliği gönlüne kazıyıp yaşamaktır asıl olan. Sonsuzluğa aralanan kapıların daima açık kalması için benliğimizin ötesine geçmemiz gerek. Dünya telaşında un ufak olmadan yaşamak için gönlümüze iyi bakalım değerli dostlar. Yeni takvim yılımız “varoluşumuzda anlam arayış” yılı olsun. Varlığımızla gönlümüze, dünyaya ve insanlığa katkılarımız nelerdir diye soralım kendimize. Bu sorulara cevap ararken karanlık dünyamızın aydınlanması duasıyla Allah’a emanet olunuz. 

Yazarın Diğer Yazıları