İsimden resimden vazgeçin

Dünya genelinde de böyle midir bilmiyorum fakat Türk siyasetinde siyasetçilerin her yere isimlerini yazdırma ve fotoğraflarını asma gibi bir takıntıları var. Sanki o isim orada olmazsa, o fotoğraf orada olmazsa siyaset sahnesinden silinecekler gibi bir korku taşıyorlar içlerinde. Hâlbuki Ziya Paşa'nın "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz / Şahsın görünür rütbe-i aslı eserinde" dediği gibi, aslolan kişinin yapıp ettikleridir. Bütün dünyayı fotoğraflarıyla donatsa kişi, gökyüzüne adını havai fişeklerle her gün yazdırsa da, yapıp ettikleriyle anılacaktır, reklamıyla değil. 

Günümüz dünyasının görünme merakı bizim kadim kültürümüzle de uyumlu değildir. Kişi mütevazı olmalıdır ki sayılsın. Her yerde "ben, ben" diyerek dolaşan benlik davasının kaybeden tarafındadır. Kişi öyle olmalıdır ki, başkası ondan bahsetsin, takdir etsin, adını yazsın. Kıymeti kendinden menkul diye bir tabirimiz var. Kıymeti konusundaki nakillerin kaynağı kendisidir manasına geliyor bu tabir. Siyasetçiler kendi kendilerinin kıymetlerini nakledeceklerine hizmetlerini düzgün bir şekilde yerine getirmeliler ki nakledenler başkaları olsun. Şu milletvekili ne kadar çalışkan, şu belediye başkanı ne kadar değerli, ne güzel hizmetleri oldu diye bizler halk olarak konuşmuyorsak karşıdakinin ifadeleri tamamen boştur. 

Billboard diye bir icat var. Reklam için şehrin çeşitli köşelerinde mevcutlar. Biz bu panolarda ticari reklamdan ziyade siyasetçi fotoğrafı görmeye alışmış vaziyetteyiz. Bayramda, seyranda, özel günde bir bakarız ki belediye başkanının kocaman fotoğrafı karşılıyor bizi herkesten önce. Hâlbuki bunların hiçbirisi güzellik abidesi değil, bize bir seyir zevki vermiyor. Film artisti değil, geçmiş zamanların kahramanlarından değil. Bizim aramızdan çıkmış standart tipler. Bu kadar fotoğrafın şehir sathında yayılması görüntü kirliliğinden başka bir şey değil. Boşuna masraf ayrıca. 

Hizmetlerin altına isim yazdırmak da ayrı bir garabet. Kanalizasyon kapağından yol çalışması tabelalarına kadar, sokak lambalarından çiçek saksılarına kadar binlerce anlamsız yerde belediye başkanlarının isimleri var. İnsan, adının sonsuza kadar yaşamasını istiyor, anlayabiliyorum fakat yanlış yerlerde deniyorlar şanslarını. İnsanlığa bıraktığınız bir eser olmalı ki adınız yaşasın yoksa halkın parasıyla halk için yaptığınız hizmetlerin üzerine yine halkın parasıyla kendi adınızı yazdırıyorsanız insanlığa faydanız değil zararınız oluyordur. Normal aklın kabul edebileceği bir şey değil bu. İsmim her yerde olsun, beni unutmasınlar, oy versinler diye hesap yapıyorlar fakat ne mahkeme kadıya mülk ne de koltuklar siyasetçiye. Basit hesaplar bunlar. 

Siyasetçilerin, belediye başkanlarından başlamak üzere bu gidişi durdurmaları gerekiyor. Her yere isim yazdırmak garabetinin yerine her köşeye hizmet götürmeleri icap eder ki isimleri taşların üzerinde değil gönüllerde yaşasın. Gönüllerde zikredilen isimler sağa sola yazılanlardan daha kalıcı olmuşlardır her zaman. İyi niyetle ve temiz kalple çalışıyorsanız eğer, isminizi bir yere yazdırmanıza gerek yok. Halk size teveccühünü gücü yettiği kadar gösterecektir zaten. Yok derdiniz hizmet değil de egolarınızın tatminiyse, unutulmanız çabuk olacaktır.