Elon Musk İsrail'e neden gitti?
Mehmet Zeki Dinçarslan
Dünyanın sermaye baskısı altındaki bir coğrafya olduğunu biliyoruz. Sermaye dediğimiz şey, renksiz, kokusuz, tatsızdır fakat dünyanın tümünü etkisi altına almış ve baskısını her geçen gün artırmaktadır. Sermaye deyince aklınıza Elon Musk’lar, Bill Gates’ler gelir fakat işin şekli aklınıza gelenden çok farklıdır. Dünya finans piyasaları, birbirinin içine geçmiş atomlar gibi bağlantılıdır ve çok hassas dengeleri vardır. Sizin zengin sandıklarınız aslında o kadar da zengin değildir. Zengindirler fakat güçlü değildirler. Pamuk ipliğine bağlı bir servetleri vardır ve yanlış adımlar atarlarsa finans piyasası onları sermayeleriyle döver.
Elon Musk’ı biliyorsunuz. İsrail’in Gazze’ye saldırmasından sonra bütün dünya İsrail’den yana saf tutarken baktık ki Musk vicdani açıklamalar yapıyor. Bir yapar, iki yaparsın. Kaybedecek bir şeyin yoksa istediğin kadar açıklama da yaparsın açıktan destek de verirsin. Kaybedecek şeyin ne kadar fazlaysa o kadar fazla esaret altındasındır. Demek ki zenginlik, bir yandan da esaretmiş.
Elon Musk bu türlü açıklamalar yapınca finans piyasalarının önemli bir bölümünü ellerinde tutan Yahudi sermayesinin dikkatini çekti. Normal olan vicdani davranmak değil yalancı olmaktı. Elon Musk bir konuştu, iki konuştu. Dünyanın en bilinen isimlerinden birisi olduğu için konuşması dikkat çekti. Dikkatleri üzerine çekince de haddini bildirme ihtiyacı ortaya çıktı.
Yahudi sermayesi, Elon Musk’ı telefonla arayabilir, ofisinde ziyaret edebilir, mektup yazabilir, sosyal medyadan ikaz edebilirdi. Amerika’daki ya da başka bir yerdeki bir ofise çağırabilir, ültimatomu öyle de verebilirlerdi. Ama en dikkat çekecek olan yolu tercih ettiler, ayaklarına çağırma. Musk’ı ayaklarına çağırdılar, o da tıpış tıpış gitti. Çelik yeleğe benzeyen komik bir kıyafet gösterdiler, bütün tükürdüklerini yalattılar, yalandan bir iki cümle söyletip geri gönderdiler. Yok uydu gelecekmiş yok internet bağlantısıymış falan filan. İçeriğe bakmadım bile. Aslolan Musk’ın dize gelişiydi. Yahudi sermayesiz Musk’a özetle şunu dediler: Seni istediğimiz anda bitiririz. Musk da şöyle yanıtladı: Abimsiniz, ellerinizden öperim. Affınıza sığınırım.
Demek ki dostlar, bu dünyada her şeyin bir bedeli varmış. Vicdanlı olmanın da bir bedeli varmış. Kötülüğe ses çıkarmanın da finansal bir eşiği varmış. Musk olsun diğer sermaye sahipleri olsun bu sınırın farkındalar. Kaybedecek çok şeyi olanın korkacak çok şeyi olur. Kaybedecek çok şeyi olanın kötülüğe ses çıkarmak için, insaflı olmak için, vicdanlı olmak için ödeyecek bir bedeli varmış. Bir yerden sonra kötülüğe karşı kör, sağır, dilsiz olunabiliyormuş.
Dünyada dönen dolapları görmek için güzel bir örnek oldu bu. Her şeyin fiyatlandırıldığı bu alemde kötülüğün karşısında durmanın da bir fiyatı varmış, bunu da görmüş olduk.
