Diyetisyen Gamze Ergöç

Homosistein Nedir?

Diyetisyen Gamze Ergöç

Kalp hastalığı riskini belirlemek için yapılan tıbbi tahlillerde kandaki toplam kolestrol, LDL-kolestrol, HDL- kolestrol, triglıserit, gibi kan yağları yanında son yıllarda homosistein düzeyine de bakılmaktadır. Bunun nedeni kanda bulunan homosisteinin yüksek olmasının kalp hastalığı için bir risk faktörü oluşturmasıdır. Genellikle kalp hastalığı belirtileri olanlarda homosistein düzeyi yüksektir. 

Yaş ilerledikçe kandaki homosistein düzeyinin yükseldiği ve beyin damarlarında olumsuz etki göstererek bilişsel işlevleri azalttığı bildirilmiştir. Bilişsel işlevlerde gerileme olan yaşlı bireylerde homosistein düzeyinin yüksek olduğu belirlenmiştir.

Geniş bir grup üzerinde yapılan araştırma sonuçlarına göre, kan homosistein düzeyi yüksek olanlarda, düşük olanlara göre depresyon belirtileri iki kat daha fazla görülmüştür. Yaş ilerledikçe bu etkileşim daha belirgindir. 

Demans olarak bilinen unutkanlık, bunama gibi durumları olanlarla, bu sorunların daha ileri aşaması olan Alzheimer hastalarında da kan homosistein düzeyi yüksek bulunmuştur. Bütün bu veriler yaşla artan sinir sistemi hastalıklarının gelişiminde kandaki homosistein düzeyinin yükselmesinin risk faktörlerinden biri olduğu kabul edilmektedir.

Yaşla bir yandan kalp-damar hastalıkları, diğer yandan sinir sistemi hastalıklarının artması ve hastalıkların risk faktörleri arasında yer alması dikkatleri çekmektedir. Yaşlılıkta bu hastalıkların gelişimini önlemek, yavaşlatmak ya da gerileterek yaşam kalitesini artırmak için homosisteine de dikkat edilmesi gerektiği üzerinde durulmaktadır. 

Homosistein, protein yapıtaşı aminoasitlerden biri olan metioninin yine bir aminoasit olan sistenine dönüşmesi sırasında oluşan bir ara moleküldür. Bu dönüşüm, bir seri biyokimyasal tepkimeleri gerektirir. Tepkimelerle oluşan bazı moleküller beyin işlevi için gereklidir. Bu tepkimelerin düzenli işlemesinde folik asit, B12, B6 ve B2 vitaminleri rol alır. Birinci derecede folik asit, ikinci derecede B12 ve sonra diğerleri olmak üzere vitaminlerin yetersizliğinden tepkimeler düzenli yürümez. Aşamanın birinde oluşan homosistein, diğer önemli moleküllere dönüşmediğinden kanda yükselir ve diğer gerekli moleküller oluşmadığından beyin işlevlerinde ve damarlarda bozulma olur.

Kan homosistein düzeyinin yükselmesi bu bozulmaların göstergesi sayılır. Kan homosistein düzeyinin düşürülmesi başta folik asit olmak üzere B12,B6 ve B2 vitaminlerinin yeterli düzeyde alınmasıyla gerçekleşebilir. Araştırma sonuçlarına göre kanda homosistein düzeyi yüksek olanlarda folik asit ve diğer ilgili vitaminlerin düzeyleri düşüktür.

Folik asidin en iyi kaynakları sırasıyla; karaciğer, kurubaklagiller, ceviz, fındık gibi sert kabuklu meyveler, yeşil yapraklı sebzeler ve diğer sebze ve meyvelerdir. B12 vitamini sadece hayvansal kaynaklı besinlerde bulunur. B6 vitamini protein içeriği yüksek hayvansal ve bitkisel besinlerde yeterince vardır. Yeterli ve dengeli beslenme kuralları uygulandığında bu vitaminler yeterince alınabilir. Ancak başta folik asit ve B6 vitamini olmak üzere besinlerin işlenmesi sırasında bu vitaminlerde önemli kayıplar olur. Özellikle yaşlı bireyler bu vitaminleri alamayabilirler. Bu nedenle sadece kalp hastalığı için değil özellikle yaşlılarda sağlık taramaları yapılırken homosistein düzeyi de ölçülmeli ve gerektiğinde başta folik asit ve B12 olmak üzere ek olarak bu vitaminler verilmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları