Faiz - Fahiş
Cafer Çelik
Enflasyona sebeplerin başında fahiş fiyatla, faiz yer alır. Faiz İslam’da yasaklanmış, fahiş fiyatta hoş karşılanmaz. Fahiş fiyattan tüketici zarar görür. Faiz ve fahiş fiyatları artırır, pahalılığa sebep olur. Faizli sermaye faiz oranında bir üretimi fiyatlandırır. Faizsiz sermaye ile yapılan üretimler de faiz oranında ucuza mal ettikleri malları faizle üretilenlere uyarlayıp fazla kar ettiklerinden piyasada farklı fiyat görülmez. Faize karşı olanlar, faizsiz sermaye ile ürettiklerini faiz oranında ucuz olarak piyasaya sürseler büyük fiyat farkı olacak, faizli sermaye piyasada tutunamayacak, İslami yasağın huzur getirici olduğu gösterilmiş olacaktır.
Fahiş fiyatın gelişme seyri: Bir mal el değiştirdikçe fiyatı artar. Çok mallar imalat merkezinden çıkmadan üç-beş el değiştirir. Yakinen şahit oldum, bin dokuz yüz doksan yılında iki arkadaş yeni ev almıştı, tülü ucuza almak için imalatına gittiler, geldiklerinde gördüklerini şöyle anlattılar: Fabrika imalatını on esnafa satarmış. Biz ikinci el alıcıya da uğradık, o da on alıcıya satar, para kente satmazmış, bu hal daha birkaç defa tekrar eder, sonra paraketecinin eline geçer, vatandaşın alması mümkün olurmuş. Bu tezgah çok imalata uygulanırmış, herkes karını yapar, fahiş fiyatı tüketici ödemiş oluyor. Mal oluş fiyatı da da üreten ne derse o. Bu gün üreticilerin çok kabarık fiyat belirledikleri söyleniyor.Serbest piyasada ucuzlatma rekabeti yok, anlaşarak fiyatı artırma var. Oluşturulmuş tezgahlarla vatandaşlara zulüm ediliyor.
Vatandaşlar bu durumları dile getirmeli, ilgililer yanlışları düzetmek için tedbirler almalı, piyasa imalatçı, esnafın vicdanına, merhametine bırakılmamalıdır. Yapılacaklar, yapılamayacak şeyler değil, fiyat belirleyici kurullar oluşturulur, kurullarda sıkı kontrol altında tutulur, yanlış yapanlara ağır cezalar getirilir, vatandaşlar korunmuş olur.
Her huzur bozucu, rahatsız edici, sıkıntı verici şey zulümdür. Yapanlar, yapılmasına sebep olanlar karşılığını ceza olarak görecektir. Hayır, şer karşılıksız kalmayacaktır. Yaratan yarattıklarının huzursuzluktan korunması için ilahi emirlerini peygamberlerine tebliğ ettirmiş, ilahi kitap ve levhalarda yazmıştır. İnsanların sağlam ıslahı için Allah, ahiret inancına sahip kılınması gerekir. Islah olunmayan kimselerle adil düzen yürütmekte güçlükler olur. İnanmayanlar düşünmediklerinden, araştırmadıklarından inanmazlar. Hz.Adem’le Hz. Muhammed arasında yüz yirmi dört bin nebi, resul gelmiş, dört ilahi kitap, yüz ilahi sayfa gönderilmiş, nebi ve resuller Allah’ın varlığını, birliğini, ahretin ebedi, dünyanın geçici imtihan yeri olduğunu, insan ne yaparsa görülüp, bilinip kayıt olunduğunu, karşılığını göreceğini tebliğ etmişler, ilahi kitaplarda, sayfalarda yazılmıştır. Allah elçileri doğru, emanet ehli, üstün zekalı, tebliğle görevli kimselerdir. İlahi kitaplar, levhalar sağlam belgeler, peygamberler sağlam şahitlerdir. Bu doğruluk da başka şey olmadığından inanmayanlar hiçbir şeye inanmaz, huzur bulamaz, huzur bozucu olurlar.
İnananlar geçici dünyada yasak ve yanlış yapmaktan,ebedi ahrete ceza göreceklerine inandıklarından korunurlar.”Varlığını araştırmaya ne gerek;küreyi aleminde,varlığını gösterir,yarattığın zerre bile”Her şeyde görülen düzen,intizam, tertip, denge bir sonsuz kudret sahibi, yaratıcı,düzenleyicinin varlığını sergiler….
