Futbolumuz kan kaybediyor

Türkiye ligleri tam takım lige başladılar. Süper ligde yer alan kulüplerin yaptıkları her karşılaşmadan sonra " tam olarak hazır değiliz" edebiyatı her yıl olduğu gibi bu yılda ilk sırada yer alıyor.

Beşiktaş'ın Başakşehir ile yaptığı maç sırasında tribünlerden " Yönetim İstifa" sesleri sonunda yerini buldu ve Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman istifa etti.

Fikret Orman'ın istifasıyla Beşiktaş düzelecek diyenler büyük yanılgı içinde bulunuyorlar.

Beşiktaş'ın içinde bulunduğu ortamın görüntüsünün iyi olmadığını başkan istifa diyenler çok iyi biliyorlar.
Kulübün borç hanesinde sıfırların bolluğu kadar kadroda yer alan futbolcuların yönetimle yapmış oldukları anlaşmaların akıbetinin ne olacağını merakla bekleniyor.

Ligin ilk haftalarında genelde başarısız olan teknik direktörlerin istifa haberleri medyada yer alırdı. Hesapta hiç başkan istifası yaşanmamıştı.

Benzer durum Galatasaray içimde geçerli, lige iyi bir başlangıç yapamayan Galatasaray'ın Fenerbahçe ve Paris St. Germain maçlarında alınan kötü sonuçlardan sonra Beşiktaş tribünlerinde olduğu gibi Galatasaray tribünlerinden de benzer haykırışlar yaşanabilir.

Sarı-Kırmızılı takımın mali tablosu Beşiktaş’tan daha kötü surumda. Riva ve Florya konularında yönetimin beklenen etkiyi alamaması kulübün malı durumunu daha da sıkıntılı hale getirmiş gözüküyor.

Borçla mücadele eden bir başka büyük kulüp olan Fenerbahçe başlatmış olduğu " Fener Ol" kampanyasıyla taraftarların desteğini alırken ligde diğer büyük takımlara göre iyi konumda olmanın avantajını kullanmaya devam ediyor.

Peki, ligimiz bu hale nasıl geldi?

Yıllar öncesisin hoşgörülü taraftarları artık yok. Televizyon ekranlarında büyük kulüpleri yorumlayan futbol yorumcuların işi amigoluk seviyelerine getirmeleri gelinen sürecin ilk sırasını oluşturuyor.

Her transfer döneminde en iyi kadronun oluşması için her türlü gazı kulüp yöneticilere veren ve sonrasında kulübün malı dengesini bozan, transferler sonrasında yaşanan başarısızlıklarda ilk eleştirdikleri kişiler teknik direktör ve yöneticiler oluyor.

Böyle bir tablo karşısında kulüplerin sağlıklı hale gelmeleri mucizelere bağlı...

İşin en ilginç tarafı; olumsuzluklara neden olanların hiç bir şey olmamacasına sabahın erken saatlerine kadar ekranlarda aynı hataları devam etmeleri...

Hafta sonu başlayan bölgesel amatör liglerde ki tablo bir başka  facia..

Malatya İdmanyurdu ve Pütürge Belediyespor'un aralarında olduğu 2. grupta 1920 Maraşspor ve Sürsürü spor ligden çekilme kararı aldıklarını öğrendim.

Temsilcimiz Pütürge Belediyespor'un ligdeki ilk maçında Siverek Belediyespor ile oynayacağı maça lisanslarının çıkartılmadığından dolayı çıkamaması bu ligin artık en büyük sorunlarından birisinin rutin haline geldiğinin gösteriyor.

Önümüzdeki haftalarda bu ligde önemli gelimler yaşanacak gibi gözüküyor.

Futbolumuz hızla kan kaybediyor.

Efsane Gaziantepspor'ın -21 puanla lige başlaması ve kendi sahasında Kahtaspor'a 8-0 yenilmesi Türk futbolunda son yıllarda yapılana hataların en son örneğini oluşturuyor.

Geçtiğimiz günlerde ligde yer alan bazı takımlara verilen puan silme cezalarının lig içinde daha da artacağını ve bununda bazı sıkıntıları beraberinde getirmesi sürpriz olmaz.

Beşiktaş'ta yaşanan gelişmelerin ışığın da alt liglerde o kadar çok olumsuzluklar yaşanıyor ki, maalesef TV ekranlarındaki amigo yorumcular halen büyük kulüpleri batağa çekmeye devam ederken alt liglerde yer alan takımların içinde bulunduğu ortam hiç kimsenin umurunda değil.

Futbol Federasyonu, teknik direktörlere ve kulüplere ceza maddelerini uygulamada oldukça başarılılar!
"Altta kalanın canı çıksın" söylemi galiba alt liglerde yer alan takımların içinde bulundukları son durum son durum için geçerli olmalı...

Benim düşüncem ilerleyen haftalarda futbolumuzun daha da sıkıntılı hale geleceği yönünde...