Hani hep diyoruz ya Liyakat , işi ehline vermek esas olan! Aslında bu liyakat mevzuu Belediyenin başına geçecek adam için 2. Yada 3. Planda olan bir durum. Hepsinden ve her şeyden önce Halkın Hakkı Olan Kaynakların 1 Kuruşunu dahi Yemeyecek ve Yedirmeyecek Allah’tan Korkan bir Belediye Başkanı lazım her ilimize ve ilçemize. Hiç liyakatsiz olur mu diyeceksiniz? Olur Vallahi bal gibi olur. Örnek mi; tabi ki Milli Görüş Belediyeciliği en büyük örnek. Hatırlayın 28 Şubat öncesi ve 28 Şubat dönemi Belediyelerini. Yargı ve Askeri vesayetin had safhada olduğu ve iktidarın Demirel gibilerinin elinde olduğu bir dönemde ki Belediyeleri. Destan yazmışlardı tüm siyasi baskı ve ekonomik zorluklara rağmen.
Bu destan yazmalar o zaman ki Erdoğan,Gökçe,Karatepe……Erkal’ların şahsı ile değil bu başarı Milli Görüş Zihniyeti ile doğrudan ilintilidir. 28 Şubat sürecinden hemen sonra Milli Görüşten Kopmaların sonucu hemen nüksetmemiştir. Ki Konyadan Büyükşehir Belediyesi Başkanı olan, mimar ve mühendis olmayan, Avukat olan biri Tahir Akyürek 5-10 yıl içinde Konya’yı 2 kat daha büyütmüş , kalkındırmış ve zirveye çıkarmıştır. Hem de avukat olduğu halde! Nasıl başardı bunu: Yemedi ve yedirmedi. O dönemde Rahmetli Erbakan’ın yanından ayrılmayan Gökçek, Milli Görüşü terk ettikten sonra yolunu şaşırmış ve FETÖ’ye arsa ve arazi tahsisi sonucu Görevden alınmıştır.Dediğimiz gibi liyakat ve ehliyet önemli ise de en başta Yememek ve yedirmemek gelir.
Günümüz belediyeciliğine bir bakın Allah aşkına! Türkiye’nin 81 vilayetinde ki Belediyelerin tamamı FAİZLE ayakta durmakta. Hem de zaruretten değil. En yakıcı kısmı da bu. Bir maaş ödemek için yada bir çöp toplamak için yada bir aşevi için değil; Sosyal ve sanatsal faaliyetler için, sportif faaliyetler için, hayvanat bahçesi için hiç çekinmeden ,Allah’tan korkmadan açıkça lanetlenmiş FAİZİ çekip kullanabiliyor. İSRAF had safhada!Bunu devlet olarak , Belediye olarak güya halk için kullandığından haram görmüyor. Sanki faiz , bireysel olarak haram da devlete helalmiş gibi normal bir anlayışa dönmüş durumda. Düşünün ki Malatya Belediyesi MOTAŞ,MASKİ, Devletten gelen bütçe, Arsa ve taşınmaz satışları…..vs. her taraftan kaynak geliyor , buna rağmen Çakır döneminde 500 milyon(Trilyon ) borçla Hacı Uğur Polat’a geçiyor. Polat’ın şu 7-8 aylık döneminde de 225 milyon(Trilyon) kadar ekstra borçla 725 milyon borçla Belediye yoluna devam ediyor. Yukarıda dedim ya bir aşevi yada çöp toplama, yada maaş ödemesi için olsa bir nebze mecbur denebilir. Ama hepimiz gördük : Halkın gözünde iyi bir belediyecilik hizmeti veriliyor amacıyla hareket ediliyor bu memlekette. Netice siyasi rant! Kimin parasıyla?
Değerli dostlarım, bu tespitlerime çoğunuzun katıldığına eminim ve bu sefer yeter artık dediğinizi de tahmin ediyorum. Ama nedense sandık başına gidildiğinde bir önceki seçimlerde Holanda olayı bu seçimlerde Münbiç meselesi ile yine aynı gayelere hizmet edilecek gibi. Belediye seçimleri tamamiyle “HİZMET SEÇİMİ”dir. O yüzden Allah’tan korkacak, yemeyecek ve yedirtmeyecek bir ismi seçelim inşallah. Başkan yemez ve yedirmezse liyakatli personel bulmak çok kolay olur. Hizmet Allah’ın eliyle daha bereketli ve daha hayırlı olur. İletişim:[email protected]
