Geçen gün SP Milletvekili Abdulkadir Karaduman, meclis konuşmasında Süleyman Soylu’nun cevaplaması için 3 soru sormuştur. Soruların konusu SP Genel Başkanı Temel Bey’in pasaport kaydına “terör” şerhi düşülmesi, Koruma polislerinin geri çekilmesi, VS….dir. Bundan birkaç ay önce de seçim ağzı Haydar Baş’ın konvoyunun önün polislerce kesildiği ve zorluklar çıkarılarak Haydar Baş’ın alınmaya çalışıldığı yayılmıştı. Ancak üst düzey girişimler sonucu sorun halledilmişti. Bu olay da dilden dile dolaşmaktadır. Bu tür olaylar doğal olarak çok büyük nefret uyandırmaktadır insanımızda. 67 kuşağından, 28 Şubat zihniyetinden farkı olmayan bu zihniyetin de dış güçlerin bir projesi olduğunu düşünüyorum artık. Başkanlık sistemini, bir totaliter rejime dönüştürdüler. Bu kadar baskı ve nefret ülkemizi yıllar öncesine götürecek seviyede artık.
Son iki seçimdir ayyuka çıkmış bir tehdit ve öfke dili kullanan içişleri bakanı, bir türlü normalleşmeye doğru tek bir adım atmamıştır. Silahşor diyorum, çünkü Erdoğan’ın bu şahsın yaptıklarından haberinin olmaması mantığa uygun değil. 2-3 seçimdir bu şahsın tavır ve dili milleti derinden bölmekte, kin ve nefrete yol açmakta ve aslında AKP’yi millet nezdinde bitirmektedir. Sonuçlar da bunu gösterdiği halde buna engel olunmaması nasıl bir garabettir. Bu zat! Teröre karşı kendini kahraman gibi göstererek, üst düzeyde üstün yetkilerle donatılmış gibi görmekte ve ülkenin iç güvenliğinde görevli polisimizin, o gencecik beyinleri de öfke, kin, nefret ve baskı ile yetiştirilmesine neden olmaktadır. Hepimiz biliyoruz ki bu yaklaşım demokratik hukuk devleti değil bir polis devletine yol açacaktır.
Temel Bey’e karşı son yapılanlar, hata vasfında yapılmış olan hareketler değildir. Bunlar kasti ve yıldırma politikasının sonucudur. Fakat Erdoğan başta olmak üzere Soylu(!) ve onun gibileri de bilmelidir ki Temel Bey, 28 Şubatları atlatmış, böyle engellerle pes etmeyecek bir insan. Bu oyunlar çok basit ve yavan oyunlar olup ancak oyun sahibini yaralar. Nasıl olur da Cumhurbaşkanı olan, bakan düzeyinde olan biri bu basiretsizliği gösterir ve nasıl olur da halkta ki karşılığını görmez demeyin. Çünkü bunlar da bizim gibi insanlar! Ya kibirleri ve makamları akıllarını başlarından almış ya da inanmaya başladığımız dış güçler projesinin figüranlarıdırlar. Çünkü üst üste seçimlerden ders almayan ve batıştan kurtulmak için ittifaklara ve nifaklara sarılan ama yine başaramayan birinin durumunu başka nasıl izah edebilirsiniz ki!
Bunların uyanacağı yok. Millet olarak biz inşallah uyanalım ve kendimize çeki düzen vererek hukuksal tepkimizi çok üst seviyede koyalım ve bir felakete maruz kalmayalım. Cumanız hayırlara vesile olsun. Dua ile…
