Şimdi en son çıkan namı diğer sansür yasası nedeniyle elimiz dilimiz bağlı çok da açık konuşamıyoruz. Malum Demokratik Hukuk devleti adı altında polis devlet rejimi yürürlükte ülkemizde! Nedir polis devleti? Yöneticilerin halka karşı hukuk kuralıyla bağlı olmadığı ya da hukuku kendine göre şekillendirdiği bir yönetim biçimini ifade eder. Çok gariptir ki AKP iktidarı öncesi vesayet dönemi diyorduk ya şimdi de adalet ve hukukta çağ atladık diyorlar ya Vallahi de vesayet döneminde ki hukuku, bir muhafazakar kesim mensubu olarak arar olduk. Bir hukukçu olarak bugün her gün lanet okur olduk.
Düşünün ki Ülkü Ocakları eski genel başkanı öldürülüyor. Akabinde sanıkların bir kısmı MHP milletvekilinin evinde gözaltına alınıyor. Sonra bu soruşturmayı sürdüren savcının yerine MHP’li olduğu sosyal medyada ortaya konulan savcı Durdu Özer getiriliyor. Ve sosyal medyadan öğreniyoruz ki bu savcıyı eş zamanlı olarak Devlet Bahçelinin başdanışmanı Eyüp Yıldızlar ziyaret ediyor ve bunu da sosyal medyada paylaşıyor. Bu zaman diliminde MHP milletvekili Olcay kılavuzun evinde gözaltına alınan Tolgahan Demirbaşın serbest bırakılması için bu savcı talepte bulunuyor ve serbest bırakılıyor. Bari Milletin gözünün içine baka baka yapmayın diyeceğim ama bence bunlar bilinçli olarak yapılıp millete ayar çekiliyor. Düşünün ki Fetöcülerin son kudurmuşluk dönemlerinde ki gibi istediğimizi asar istediğimizi keser, istediğimizi bu soruşturmanın başına atarız demişlerdi. Nereye kadar böyle gidebildiler ki? Yazık, olan bu millete oluyor. Bizlerin adalete olan güven duygumuz yerle bir oluyor. FETÖ yada PKK iddiaları haricinde ülkemizde bu dönemde görevle ilgili neredeyse hiçbir hakim ve savcıya soruşturma açılmadığını biliyoruz.
Sıradan adaletsizlikler zaten ayyuka çıkmış durumda.2010 yılında Sağlık Bakanlığına karşı başlayıp 2012 yılında Danıştay’da sonuçlanan tazminatı tahsil ettiğimiz bir dosyamızda Danıştay Dairesinde ki hakimlerin, kendi kararlarını 10 yıl sonra bozduğu bir ülkede yaşıyoruz. Yargılamada savcıların topu hakime, hakimlerin üst hakime attığı ve bir hakimin bir dosyayı nihayete erdirmeden başka bir İle tayinin çıkmasıyla dosyanın tabiri caizse murdar edildiği bir hukuk devletinde yaşıyoruz. Büyükşehir Malatya’da 4 parçalı kiralık adliyelerde adaletin dağıtıldığı(!) bir ülkede yaşıyoruz. Daha 28 yaşında iken 30 defa hırsızlık sabıkasıyla hala dışarıda hırsızlık yapabilenlerin serbestçe dolaştığı bir hukuk devletinde ( !) yaşıyoruz. Davasını yerel mahkemede kazandığı halde sırf İstinaf ve Yargıtay aşaması 6-7 yıl sürecek diye adaletin gecikmesi nedeniyle milyon TL’lerden vazgeçmek zorunda kalan hak sahiplerinin yaşadığı bir hukuk devletinde yaşıyor ve avukatlık yapıyoruz.
Kimse kusura bakmasın, eğer benim fakültede gördüğüm hukuk gerçekse biz şu anda Demokratik Hukuk Devletinde değil Polis Hukuk(!) Devletinde yaşıyoruz. Unutmayın ya Sonunu görenler, her zaman yasaklamaya, her zaman susturmaya çalışmışlardır ya da güç sarhoşluğu yaşayanlar. Ülkemizin ve milletimizin İstikbal ve geleceği için, Maneviyat sahibi ahlaklı bir nesil için, haksızlık ve zulmün ortadan kaldırılması, adalet ve hukukun tesisi için Hakkımızla birlikte şerefimizi de kaybetmemek için elimizden geleni yapmaya, dilimizin döndüğünce anlatmaya, son nefesimize kadar Hakkı haykırmaya korkmadan, yılmadan devam etmek zorundayız.