Biliyorsunuz İnstagram üzerinden istifasını veren Damadın yerine Maden Mühendisliği bölümü mezunu eski İçişleri Bakanı Lütfi Elvan getirildi. ABD seçimlerinde Biden’in kazanması, Azerbaycan’ın Ermeni zaferi ve Bakanın değişmesi piyasalara bir anlık canlılık getirdi. Halkımız ise bunu ilk başlarda Beraat Albayrak’ın istifası ile onun yerine yapılan atamanın sonucu olarak algıladı. Halbuki bir çok etken durum vardı bu olumlu hava için.
Global yaşama bir baktığımızda, ülkelerin uluslararası ilişkilerde ve dünya dengeleri içinde ki yerlerinde ekonomik gelişmişlik konumlarını, prestijlerini ve geleceklerini belirliyor. Tabiki savunma sanayi olmazsa olmaz unsurlardandır. Örnek mi işte Rusya! Ama genel olarak Ekonominiz iyi ise savunmanızı bir şekilde ayakta tutabiliyorsunuz. Bunun örneği ise Suud Krallığıdır. Savunma adına hiçbir saniyisi , üretimi olmamakla beraber ekonomik olarak çok güçlü oldukları için her türlü savunma ve taarruz silah gücüne sahip olmuşlardır. Demem o ki bir ülkenin uluslararası arenada ki yerini ekonomisi belirler. Ülkenin özgürlüğü ve kalkınması için en önemli faktör Ekonomidir. Bu nedenle ülke ekonomisinin çok iyi olması lazım. Ekonomi demek Maliye demek. Tabi ki Sanayi ve Ticaret, Tarım, Teknoloji gibi bakanlıklar üretimde ekonominin olmazsa olmazlarıdır. Ama Maliye olmazsa olmazlardandır. Maliye ekonominin başıdır, yönetimidir, herşeyidir…
Daha önceki yazılarımda AKP hükümetinin ta baştan beri sınıfta kaldığı bakanlıkları Eğitim, Aile ve Adalet olarak sıralamıştım. Bunların içinde Maliye yoktu çünkü, Ali Babacan döneminde ki istikrar, kalkınma ve ekonomik zirveyi, Mehmet Şimşek döneminde ki canlılığı yadsıyamazdık. Ama maalesef Erdoğan’ın beraber yola çıktığı arkadaşları trenden atmaya başlamasıyla beraber her alanda olduğu gibi Maliye alanında dikiş tutmaz bir hal aldı. En dikkat çekici durum, içler acısı olan şu ki Erdoğan, çevresinde ki akbabalardan öyle yalnız kalmış ki kime güveneceğini bilemiyor ve yeter ki güvenilsin liyakat kenarda kalsın diyor artık. O kadar ki etrafında güveneceği kimse kalmamış olacak ki Maliyeyi damadına teslim etti. Damat işin altından kalkamadı şimdi de maden mühendisi olan Lütfi Elvan’a teslim etti. GÜVEN veya LİYAKAT arasında kalıp Güven’i seçmek mi yoksa bir ülkenin özellikle de uluslararası bağımsızlığının, istiklalinin güvencesi olan ekonomiyi GÜVEN +LİYAKAT’i iksini de kendisinde barındıran birine mi teslim etmek gerekir. Yokmu koca Ülkede etrafınızda hem güvenilir hem liyakat sahibi bir maliyeci? Lütfi Elvan çok temiz, dürüst ve güvenilir olabilir. Ama Maliye sıradan bir bakanlık değil, stratejik ve hayati bir bakanlık olduğu için işin ehli, temelden Maliyeci olarak yetişmiş birine teslim edilmelidir. Yoksa İMF yerine ondan daha fazla ülkemizi sömüren yabancı bankaların faiz sarmalından kurtulamayız.
Ülkemiz için bu kadar hayati bir bakanlık olan Maliyeyi, maliyeci olmayan bir maden mühendisine emanet edilir mi. Böyle bir bakanlık için siyasi düşünce bile kenara atılmalı. Bakanı da, bürokratı da özenle seçilmeli. Bunun en güzel örneğini rahmetli Erbakan Hoca göstermiştir. Hiç milli görüşle alakası olmayan Prof. Dr. Osman Altuğ’u Havuz Sistemini kurması için atamış ve Türkiye Ekonomisini bir anda şaha kaldırmıştır. Bunu yaparken, sağcı-solcu, Refahçı yada CHP.li mi diye bakmamış, sadece ülke menfaati ve halkının refahını düşünmüştür. Çok mu zor bunu düşünmek, çok mu zor ülkemizde ki Maliyeci cevherleri tespit edip Liyakatli insanları çalıştırmak..?
Rabbim ülkemizi Ehil, adaletli ve Güvenilir kulları vasıtasıyla idare ettirsin inşaallah.
