Estetiğin ve görkemin doruğu diyebileceğimiz küçük ama gelir düzeyi Türkiye ile kıyaslanamayacak kadar yüksek bir ülke Katar. Geçen hafta bir tur vesilesi ile ziyaretimiz oldu. Bir ülkenin tamamını 3 gün içinde nasıl gezip bitirirsiniz derseniz 3 gün bile çok. O kadar ki yüzölçümü küçük! Neden anlatıyorum bu gezi notlarımı dersiniz. Ülkemizle karşılaştırılacak çok fazla unsur var da ondan.
Evvela başkenti Doha’dan başlayalım ve orada bitirelim mevzuyu . Çünkü başka ili yok. Tek ili var o da Doha. Ülkenin bir kısmı 350-400 bin yerli halkın (Katar Vatandaşı) bulunduğu Rezidansların ultra lüx yaşamın olduğu bir taraf , diğeri ise bu kesime hizmet ve tabiri caizse ayak işlerini yapan halkın yaşadığı kenar mahallelerin bulunduğu bir coğrafya. Kişi başı milli gelir 128.000 USD. Buna göre düşünün. Nüfusunun 4/5’i ise Pakistan, Bangladeş,Afganistan,Filipinler ve diğer fakir islam ülkelerinin vatandaşlarından oluşuyor. Düşünün ki 2.550.000 nüfuslu bir ülkenin 350-400 bini yerli halk diğerleri ise fakir ülkelerden gelen ve hizmet işinde çalışan teba! Ve buna rağmen 25-30 yıldır bir tek cinayet olayı yaşanmamış, bir tek taciz ve tecavüz yaşanmamış. Ufak tefek kaza ve kavga haricinde suç diye bir şey yok. Hem de alt tabaka ile üst tabaka arasında uçurum gelir farkı olmasına rağmen. Şeriat mahkemelerini sorduğumda ve cinayet davalarını sorduğumda böyle bir şey asla olmadı dendiğinde ister istemez Türkiye’deki yaşam ve adalet mekanizması aklıma geldi. Kıyaslanamaz bile.
Katar yönetimi öyle güzel bir sistem ve düzen oturtmuş ki ülkelerine kabul ettikleri insanların genini ve sosyolojik yapısını inceleyerek ülkeye almışlar. Suriyeli yok denecek kadar az. Olan da Arap kökenli. Yanlış anlaşılmasın ülkemize sığınmış savaş mağduru masum insanlarını mezhebine ,ırkına ,dinine dahi bakmadan almalı, kucak açmalıyız elbette. Ama alırken bari ülkenin selameti ve güvenliği için biraz araştırmalı Katarlılar gibi. Gelene kucak açarken, adamlar çalışma karşılığı yaklaşık 2000 Dolar maaş öngörmüş ama sorun çıkaranı da haklarını ellerinden alarak sınırdışı etmeyi ve bir daha asla ülkeye almamayı öngörmüşler. Şeriat kurallarının uygulanmasının yanında ahlak ve maneviyatın yok olmaması için eğitim ve öğretim ile aile yapısını korumuş ve bozulmasının önüne geçilmiştir. Ülkede müthiş bir huzur ve istikrar hakim.
Ülkenin coğrafi yapısı çöl olduğu için tarım yapılamamakta ama Doğalgaz ve petrol üretimi had safhada olup ekonomik bir sıkıntı asla bulunmamaktadır. Coğrafi yapıyı görünce Ülkemizin mevsimi, yer yapısı, tarımsal alanları, maden sahaları….vs. vs. çok büyük nimet olarak çıkmakta karşımıza. Cennet ülkemizin varlıklarını değerlendiremediğimiz ve üretim değil tüketim endeksli ekonomiyi hızla sürdürdüğümüz için yazıklar olsun bize demekten kendimi alamıyorum. Netice olarak Katarda devlet halkını ürettiği gaz ve petrolle beslerken, ülkemizde halk, devleti besliyor.
