Deva partisinin arka planında Gül’ün olduğu söylenince garantici yönü nedeniyle zaten insan bir durak yapıyor. Bir dakika diyorsun önce. Acaba bir İngiliz ayağı var mı diye? Partinin kuruluş hazırlığında o kadar değişik düşünceler ortaya koydular ki neci olduklarını neye ve kime hizmet ettiklerini çözemedik. Zaten Ali Babacan’ın Fatih Altaylının programında tabiri caizse “mort” olması, milletin dört gözle beklediği bir atılım yapamamasının ortaya çıkması ve kekeleyip dik bir duruş sergileyememesi ve gayelerini berrak bir şekilde ortaya koyamaması ile milletin beklediği atılım yerle bir olmuştu zaten. Bunu , babacan’ın “biz herkesteniz….” Vizyonu takip etmiştir. Bunun bir neticesi olarak da “İstanbul Sözleşmesini desteklediğine “ilişkin hazin açıklaması ile bilinçli seçmen gözünde başlamadan bitmiştir babacan ve deva serüveni!
Bunlar da AKP gibi siyasi rantı o kadar en üstte tutuyorlar ki “kadın” argümanı olmazsa olmaz ya, İstanbul Sözleşmesini –aileyi yıkan ve sapıklığa götüren yönlerini görmezden gelerek- sırf siyasi rant devşirmek niyetiyle desteklemekten geri durmuyorlar. İstanbul Sözleşmesi çok basit bir nitelendirme ile “TÜRK AİLE YAPISINA VE KADININA KARŞI EN BÜYÜK İHANET BELGESİDİR.” Bunlar ya bu sözleşmeyi hala okumadılar ve hala bilmiyorlar yada Türk aile ve kadın ile erkeğinin yok olmasını siyasi ranta feda edecek kadar vicdansız ve izansızlar. Şu maddeyi bir deli yada kör cahile sorun bakalım: İstanbul Sözleşmesi 48.madde 1. Fıkra: taraflar bu sözleşme kapsamında yer alan her türlü şiddet olayıyla ilgili olarak arabuluculuk ve uzlaştırma da dahil olmak üzere zorunlu anlaşmazlık giderme alternatif süreçlerini yasaklamak üzere gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır.” Belki Deva ve Babacan’a yakınlık besleyenler bu zaaflarından dolayı anlamakta güçlük çeker diye bu maddeyi örnekle izah edeyim. Evinde eşiyle pardon karısıyla! Tartışan bir koca velev ki bağırıp karşılıklı hakaret ettiklerinde(her evde olduğu gibi) toplumumuzda huzursuzlukları bitirmek yada aile içi bu tartışmayı sonlandırmak için aile büyükleri yada komşular araya girer ya, işte bu maddeye göre araya girme, uzlaştırma yada arayı bulma yasaklanmıştır. Bir tartışma mı oldu kadın hemen polisi arayıp uzaklaştırma kararı alacak. Koca dışarda kalacak, pişman mı oldu araya birilerini artık koyamayacak, aile olayı bitecek. Herkes yoluna…. Bu madde ve bunun gibi onlarca madde. Bu sözleşmeyi destekleyen kimse kim ne Babacan ne Bahçeli nede diğeri Vicdansız ve izansızdırlar.
Babacan’ın twetlerini takip ettiğinizde görürsünüz ki hem solcudur hem ülkücü hem ulusalcı hem İslamcı hem…..hem….. Bu derece çok yönlü insanların tarihte sürekli bir gayesi yada geleceği olmamıştır. Kısa sürede bir başarı elde etmeden silinip gitmişlerdir. Erdoğan’ın görünürde bir muhafazakarlık yönü vardır. Ben milli görüş gömleğini çıkardım dediğinde vesayetçi ve darbeci bir sistem vardı, O yüzden millet nezdinde bir mazeret olarak bu görülebilirdi ve görüldü. Babacan’ın ise şu konjonktürde şu demokrasinin en ayyukta olduğu zamanda ben herkesim ve ben her şeyim demesi kendisine ve görüşüne bir yakınlık, bir sempati, bir destek değil güvensizlik yaratmaktadır. Kayserili Abdullah Gül’ün arkasında ki İngiliz desteği şüphesi ve bu çok yönlülük zaten kendilerini bitirmektedir. Bu halinizle ve bu bakış tarzınızla zaten tutturamadığınız belli iken bari şu Mübarek beldelerde ki bu yiğit milletin ailesi ile, çocuğu ve kadını ile erkeği ile oynamayın. Eğer ki İstanbul Sözleşmesinin Türk İslam aile yapısına dinamit koyduğunu görmüyorsanız körsünüz. Eğer ki bile bile bunu destekliyorsanız hainsiniz. Her hâlükârda yazıklar olsun. 2011 Yılında bu sözleşme kabul edilsin diye imzalayan isimlerden olan ey Babacan, bugün de bunu destekliyorsan seninle ilgili ihanet haricinde bir nitelendirme bulamıyorum.
Değerli kardeşlerim, Bilinçli, kültürlü ve okumuş toplumlarda hakikaten toplum kendisine zarar verecek ve kendisini kullanacak grup, kişi yada partilere izin vermemektedir. Artık televizyon ve sosyal medya toplumu olmaktan çıkıp okuyan ve sorgulayan bir toplum olalım. Allahın rahmeti, kendisine inanan ve hakkı hiç kimseden korkmadan haykıranların; gazabı da kafirlerin ve kafirlere uşaklık edenlerin üzerine olsun.
