Zeki Taşkıran

İSLAMİ TOPLULUKLAR ARASINDA Kİ AYRILIK…

Zeki Taşkıran

Hepimiz biliyoruz ki Siyonizm yüzyıllar boyu İslam ülkelerinde özellikle de Osmanlıda fiziki olarak sıcak savaşla Müslümanları yenemeyeceğini, dize getiremeyeceğini anlamış ve yüzyıllardır ümmeti birbirine düşürerek ve kırdırarak kendi idealini gerçekleştirmeye çalışmıştır. Bunun için de tüm yollara başvurmuş, özellikle de ekonomik olarak İslam Toplumunu çökertmeye çalışmış ve ümmetin içine tefrika koyarak kardeşliği, bütünleşmeyi, barışı yok etmiştir.

21. Yüzyılın son çeyreğine kadar halk içinde vasat bir kesim ve bilinçsiz bir topluluk da bunu başarmış olan Siyonizm, geri durmamış ve İslam toplumunun çok çabuk ifrat ve tefrite kandığını görünce bilinçli topluluk ve cemaatlere dadanmış ve İslami hassasiyeti kuvvetli parti ve sivil toplum örgütleri ile cemaatleri derin ayrılıklarla karşı karşıya getirmeyi başarmıştır.  Üniversite dönemimiz olan 28 Şubat döneminde İster Süleymanefendi ister Hakyol  ister Mahmutefendi ve isterse Milli Görüş topluluğu olsun amaç tamamıyla aynı ve fakat araç olarak ufak yöntem farklılıkları bulunmakta idi. FETÖ hareketi ise ta o dönemden beri bu cemiyet ve cemaatlere karşı idi.

Bugün gelinen noktada ise ciğerim kan ağlayarak belirmek istiyorum ki bu gerçek Hak rızası taşıyan yukarıda saydığım topluluk ve kuruluşlar arasında derin nifaklar girmiş ve ifrat ve tefritte ilişkiler derin yaralar almış ve birbirlerini düşman görür olmuşlardır. Öyle bir hale gelmiştir ki süreç, AKP’nin yanında olan ve 70 yıl boyunca hep siyasetten uzak kalmış bir Süleymanefendi ve Nur cemaatleri bile iktidar nimetlerinden ve teşviklerden faydalanmak için ABD, AB ve Rusya’nın yakasını bırakmayan Erdoğan’ı, Sultan Abdulhamit Han’a benzetmeye kadar gidebilmiştir. Bunun tersini düşünenler ise AKP’ye bilerek destek verenler ile başka alternatifi olmadığı için ülkenin selameti ve güvenliği için halisane duygu ve düşünceler ile destek verenleri ayırmadan neredeyse hepsini münafık ve din düşmanı ilan eder olmuştur.

Bu hükümet ve sistem; insanlarımızı o kadar derin bir ayrılığa koymuştur ki ya AKP’lisiniz ve bizdensiniz yada düşmansınız ve yok olmalısınız gibi bir mantığa koymuştur. Bu ifrata karşı ifrat oluşmuş ve bugün maalesef bir Filistin’e destek mitingine yada Suriye yada Yemene destek mitingine İslami kuruluş ve toplum örgütleri birlikte hareket edemez ve ayrı ayrı organizasyon yaparak yarışır olmuşlardır. Siyonizim o kadar derin ayrılıklar çıkarmıştır ki sadece ülke insanımız değil, aynı yolda aynı düşüncede olan insanımızı birbirine düşman haline getirmiştir. Büyük Ortadoğu Projesini o kadar güzel ve sinsice oynamıştır ki toplumumuz narkozlanmıştır adeta! Ne yazık ki, bu hal ortada olmasına rağmen merhum Erbakan Hoca gibi bir öncü, çıkıp da “Müslümanlar noluyor bize , hani bizler kardeştik. Hani peygambere söz vermiştik Alem-i Ervah’ta, Bela demiştik Enestibirabbiküme sualine, hiçbir şekilde ayrılmayacak ve Allah’tan başka ilah tanımayacaktık.….” diyememiştir. Hem de en çok şu dönemde buna ihtiyaç olduğu halde.   Daha fazla vakit kaybetmeden ülkemizin güzel insanlarını, Müslüman toplulukları arasında ki bu ayrılık ve düşmanlığı sona erdirmek için sosyal çalışmalar yapmalı ve İlahi Kelimetullah’ı bir daha gözden geçirmeli ve Müslümanlar arasında ki kardeşlik hukukunu tesis etmek için canla başla çalışmalıyız. Müslümanlar arasında derin görüş ve yöntem ayrılıkları olsa dahi düşmanlık ve tefrikanın olamayacağını dilden bilen bu cemiyet ve topluluklara gönülden de anlatmamız lazım.  O zaman kurtuluş nasip olacak ve zulüm bitecektir. O zaman İdareciler kendine çeki düzen verecek ve teba ne derse ona göre hükmedecek, işte o zaman adalet ve liyakat hakim olacak, hak ve hakikat galip gelecek… Rabbim en kısa zamanda İnsanımızı ve Müslümanları bir araya getirmeyi ve Müslümanlar arasında ki ayrılık ve tefrikayı yerle bir etmeyi nasip etsin.     İletişim:[email protected]

Yazarın Diğer Yazıları