Zeki Taşkıran

Halkın dilini iyi bilmek

Zeki Taşkıran

Açık söyleyeyim, Selahattin Gürkan’ı hiç sevmem, hiç ısınamadım… Seçimlerden bu yana ilk kez Belediye Binasına gittim. Şok oldum diyebilirim. Eskiden gittiğimde Avukatlık Kimliğini göstersen dahi, sıradan bir müdürle ya da bir sekreterle görüşmek için birçok soru, arayıp teyit almalar, şifreli kapılar… Vs. vs. karşıma çıkardı. Bir vatandaş olarak “Bu ne ya! Sanki Cumhurbaşkanlığı Sarayı, sanki Meclise giriyorsun…..! ) demeden alamıyordum kendimi. Eminim Malatya halkının çoğu bunu düşünmüştür. Abartılı bir halktan kopukluk vardı. Halkın dilini bilmemek vardı. Ama Selahaddin Gürkan’ın bu ve benzer birkaç icraatından dolayı helal olsun diyorum. Polat ve Çakır da bunu duyar da ne kadar saçma sapan ve yersiz uygulamalar ile halkı soğuttuklarını görürler. 

İşin enteresan yanı ise, Önceki Belediye Reisleri, İslami kimlikleri ile öne çıkmalarına rağmen halka karşı bu soğuk ve kopuk davranışları sergilediler. Bu apayrı bir acı! Halkın dilini bilmemek, halkın isteklerini çözmemek bu olsa gerek. Siyaseti bilmemek bu olsa gerek. Umarım ki vatandaşımız bu durumu analiz eder ve bunlar gibi İslami yönü öne çıkarıp da, bunu kullanarak siyasi menfaat devşirenleri de görür ve bundan sonra ki siyasi geleceklerine izin vermez. 

Daha önce ki yazılarımda da bahsettiğim gibi, Selahattin Gürkan’ı ben küçük Melih Gökçek gibi görüyorum. Siyaseti tam bilen, nabza göre şerbet veren ve koltuğunu yıllarca koruyan bir şahsiyet. Öyle olması gerekir mi bilmem ama biraz İslamcı, biraz solcu biraz milliyetçi  …….. vs. bir insan. Böyle olması iyi mi? Derseniz, öncekilerle karşılaştırırsak evet daha iyi! 

Önce ki dönemlerde ki fahiş faiz sarmalını, israfı, samimiyetsizliği ve şimdi ki tasarrufu (hizmeti durdurma pahasına olsa da) , milletle haşir neşir olmayı görünce bu daha iyi diyorum. Bunun altında ki neden hep aynı. Hükümet açısından da aynı durum. Zamanında bu millet inanç, kültür, yaşam tarzı, samimiyet, tevazu ve liyakat kriterlerini gözeterek hem merkezi hem de yerel siyasette AKP’ye oy vermiştir. Yıllarca eksiklere rağmen vermeye devam etmiş ve samimiyetsizlik, faiz, israf, kibir, kutuplaşma ayyuka çıkınca ve ders alınmayınca bütün planlarını ters düz etmiştir. Şimdi ise hem yerelde hem merkezde 3 dönem boyunca aldık dersimizi diyip de almadıklarının ceremesini çekmektedirler. Artık Öznur Çalıklar, Ahmet Çakırlar, Kahtalı’nın esamesi bile okunmaz. Bu millet, kendinden olanı unutmaz ve peşini de bırakmaz. Selahattin Gürkan milletin dilini iyi anlamış. Merkezdekiler de inşaallah bu sefer gerçekten iyi bir ders almışlardır ve beklenen temizlik inşaallah köklü olur…      
 

Yazarın Diğer Yazıları