Zeki Taşkıran

GÜL'ÜN İPİ İLE KUYUYA İNMEK BASİRETSİZLİĞİ ve SAADET

Zeki Taşkıran

            24 Haziran seçimleri öncesi Abdullah Gül’ün adaylığı hususu, o dönemin baş gündem maddesi idi. Saadet Partisi ise ulusal kanalların gündemden düşürmediği, popüler olmaya tekrar başlamış ve ışığı parlayan bir parti idi. Eğer ki Abdullah Gül garantici davranmasa ve korkmasa idi bilinçli toplumun ve bizlerin ısrarla karşı durduğu kutuplaşma, mezhepçilik, ayrımcılık kaybedecek ve hak ile adalet hakim olacak, tek kişi baskıcı iktidarı son bulacaktı. Sonuç: Abdullah Gül’ün garanticilik ve korkaklığı ile Karamollaoğlu ve Saadetin üst aklı Oğuzhan beyin basiretsiz siyaseti yüzünden bu milletin gözünde Abdullah Gül tamamen bitmiş, Saadet ise CHP işbirliği yüzünden yıllarca kendine gelemeyecek duruma düşmüştür. 

            Geçtiğimiz seçimlerin sonucu belli iken, halkın sesini ve kendi tabanını adeta hiçe sayarak aynı siyasi hamle yine sergileniyor. Yıllardır diyoruz ya  Kılıçdaroğlu, Erdoğan için bulunmaz bir nimet (!) Benzer durum, 2 seçimdir Saadet için de söz konusu. İlkesellikten asla taviz verin demiyoruz. Savunuculuğunu yaptığınız Adalet, liyakat, Kutuplaştırmama, ötekileştirmeme, ahlak ve maneviyat ilkeleri bizim de olmazsa olmazlarımızdır. Ama amaçla araç farklılığını görün artık. Daha önce rahmetli Erbakan Hocamız da Sol parti ile ittifak yaptı demeyin! Çünkü o dönemde Milli Görüşün içinden gelmiş ve muhafazakar kimliği öne çıkan bir Erdoğan iktidarda, karşı tarafta yoktu. Bunu bari görün.

            Saadetin, 24 Haziranda ki sonucu iyi okuyup artık istikrarlı bir siyaset yapmaya başlaması lazımdı kanaatimce. Fikir ve İnanç özgürlüğünü, kutuplaşmamayı, liyakati savunmak başka; günümüz Türkiye’sinde hala “Türkçe Ezan Okunsun.” Diyenlerle, üyelerinin çoğunun içki masasından kalkmadığı bir partinin yöneticileri ile, Atatürk İlah değildir diyen bir kız çocuğunun linç edilmesini bekleyenlerle siyasi ortak olmak bambaşka bir şey!  Siyaset, basiret demektir. Bunu da maalesef şimdiki Saadet Partisi yöneticileri değil, Rahmetli Hocanın talebesi Erdoğan göstermiştir. Korkaklık ve Garanticilik timsali Gül’ün hele de Belediye seçimlerinde hala peşinden gitmek nasıl bir siyasi manevra o da abesle iştigal bir durum. Keza, karşınızda 28 Şubat medyası gibi bir AKP medya tekeli var. Emniyetin en üstünde bir Süleyman Soylu iktidarı var! En kapasiteli ve çaplı adayınızı FETÖ yada başka bir suçlamayla ilişkilendirebilecek bir korku düzeni var. Kaybedince, sonucu: harcandı diye niteleyecek bir çevre ve halk kitlesi var.

            O yüzden ilkeselliğinizi sadece dilde değil, gönülden de gösterin ve cesurca tek başınıza, hatır gönül dinlemeden yarışın ki ki halkta samimiyet ve karşılık bulasınız. Bugün değilse bile yarınlar için. Seçimler olmasa bile gelecek nesiller için ilkelerinize bağlı kalın ve farkına varmadan uzaklaştığınız Milli Görüşe geri dönün…  

İletişim:[email protected]

Yazarın Diğer Yazıları