Zeki Taşkıran

GÜÇLÜNÜN HUKUK DEVLETİ

Zeki Taşkıran

Süleyman Soylu’nun son kahraman(!) çıkışını hepiniz izlemiş ve dinlemişsinizdir. Burada ben CHP’nin kendi tüzüğüne ve ilkelerine aykırı olarak HDP’yi meclise sokma gibi tasvip edilemez bir durumu yada HDP’nin onursuzca CHP üzerinden Türk Solu oyları ile meclise girmesini tartışmaya açmayacağım. Bir Hukukçu gözüyle sadece “ADALET” ve sadece “HUKUK” ekseninde seçim sonrası hızlı yaşanan hukuksuzlukları tahlil etmeye çalışacağım.

Değerli dostlarım, 28 Şubatı da gördük ama 15 Temmuz çok farklı bir darbe türü idi ve 2 yıl dolmasına rağmen hala bu darbe sonrasında ki yaşananlardan dolayı “HUZURSUZLUK PSİKOLOJİSİNDEN” kurtulmuş değilim. Eminim çoğunuz aynı psikolojiyi paylaşmaktadır. Çünkü bir türlü durulmuyor bu süreç. Unutturulmayarak seçim ve siyasi menfaat sağlanıyor, bürokrasi yerleşiyor, kadrolar değiştiriliyor…..vs.vs. Ama bir umutla İnşaallah bu seçimle düzelir diye bekliyorken seçimin 1. Turda bitmesi ile tekrar anormal teşebbüs ve hareketler başladı. Bu başlangıcı da maalesef ülkenin iç güvenlik bakanı yaptı. Adım gibi eminim ki CHP. li il başkanlarının şehit cenazelerinde protokolde yer almalarına izin verilmemesinin ülkede bir iç kargaşaya, bir kavgaya ve derin bir ayrımcılığa neden olacağını siz de benim gibi düşünmektesinizdir. Bazı milliyetçilik ruhu, kanı hızlı olanlar ohhhh diyebilir. Ama 80’li yılların sağ-sol hareketlerini hortlatacak beyanlar bunlar!

Türkiye’de haklının değil güçlünün hukuku var değerli kardeşlerim. Bu ise Allah’ın lanetlediği bir durum. Nasıl güçlünün hukuku derseniz, el cevap;  

1. Bahçeli, içerde ki mafya babalarının çete liderlerini çıkması için af çıkarılsın diyor, hakkında ne hukuki ne siyasi hiçbir yaptırım uygulanmıyor.

2. Süleyman Soylu, kesinlikle Türk Ceza Kanunu’nun “halkı ırk,dil,din , mezhep farkı gözeterek tahrik etmek…….” Hükmüne aykırı hareketle halkı sokağa dökmeye tahrik edici beyanlarda bulunuyor, hakkında ne hukuki bir müeyyide uygulanıyor ne de Cumhurbaşkanı bir açıklama yapıyor.

3. Alaattin Çakıcı için çıkarılacak af yasasının gecikmesi ihtimaline binaen , çok fazla hastalığı var diye psikolojisi bozulmasın diye “5 yıldızlı hastanede yaşatılıyor ve sınırsız görüşme hakkı tanınıyor.

4. Beraat Albayrak da FETÖ’nün okullarında ve evlerinde kaldığını ama aklını kiraya vermediğini beyan edip ceza soruşturması geçirmiyor ve görevinin başında hatta başkan yardımcısı olarak düşünülüyor. Ama aynı konumda bulunup da “ibadet kısmı” olarak görülen rütbesiz polis, öğretmen, mühendis, memur KHK ile hemen ihraç ediliyor ve Ağır Ceza’da silahlı terör örgütü üyesi olarak yargılanıyor.

5. Şamil Tayyar gibi bir isim ulusal televizyonlarda “FETÖ BORSASI” dedi. Noldu Allah Aşkına! Alındı mı o üst düzeyde ki troller.

6. Malatya’nın FETÖ imamı olarak bilinen Eyüp Doğan isimli şahısla ilgili ifade veren bir zatın ifadesinde Eyüp Doğan’ın MAKİAD toplantılarına katılırken ve hatta Nevşehir Kozaklı’da ki bir otelde konaklamasına Ahmet Çakır, Öznur Çalık’ın ablası olan FETÖ’nün Malatya Kadın İşadamları Derneği Başkanı Fethiye Ersan’ın da katıldığı belirtilmesine rağmen hiçbir işlem yapılmıyor. Hatta Milletvekilliği ile ödüllendiriliyor.

Bunun gibi binlerce örnek vardır. FETÖ’nün güçlü olduğu dönemde yaptığını bugün de Reis’in yanında yer alan zalimler yapıyor. Türkiyede haklının değil güçlünün hukuku oldukça ne istikrar ne kalkınma ve ne de huzur olamayacaktır.

Değerli kardeşlerim, bizim yapmamız gereken yapabileceklerimiz ile sınırlıdır. Bir hukukçu olarak ben bunları BİMER vasıtasıyla ilgili yerlere ilettim hiçbir gelişme yoktur. Şu an gazetede hakikateleri yazıyorum. Siyonizmin Güneydoğuda yaptıkları faaliyetlere ilişkin yazı yazdım, paşa paşa İstanbul 37. Asliye Ceza Mahkemesinde sanık olarak yargılanıyorum hamdolsun. Sosyal medyada hakikat ve yaşanacaklara ilişkin görüşlerimi paylaşıyorum… Bunun gibi şeyler yapıyorum ve kalbim çok mutmain. Niye mi? Karınca misali Rabbimin bana verdiği aciz güç bu kadar ve safım belli.

Yukarıda izah etmeye çalıştığım gibi Türkiyede haklının değil güçlünün hukuku mevcut. Bu hukuksuzluğa ve Ülkemizi ayrımcılığa, kutuplaştırmaya , ayrıştırmaya çalışanlara karşı çıkmaz isek sonunda hüsrana uğrayan biz oluruz. Onun için sosyal medya, email vs. başta olmak üzere tüm hukuki yollardan tepkilerimizi dile getirelim inşallah. Allaha emanet olunuz. 

Yazarın Diğer Yazıları