Zeki Taşkıran

Ders AlmamaSonun Sonu

Zeki Taşkıran

Medyada ve basında hepimiz izliyoruz ve takip ediyoruz ki Reisicumhur Babacan’la görüşüyor, Arınç’ı Yüksek İstişare Kurulu’na alıyor, Kimisini Vakıfbank Yönetimine kimisini… Banka yönetimine alıyor… vs. vs. Bu çabaların çözüm olmadığını, sadece sonun sonunu yavaşlatacağını hepimiz biliyoruz. Artık ok yaydan çıkmıştır ki Babacan, koskoca(!) Erdoğan’a hayır diyebilmiştir. 

Yola beraber çıktıklarını, yolda bulduklarına değişmek, İktidar sarhoşluğuna kapılmak, Kibir ve kutuplaştırıcı söylem ve tavırlar, Kendinden olmayan herkesi terörist ilan etmek, İktidarı kaptırmamak için sınırsız iftira ve oyunlara başvurmak, belki de en önemlisi kendi tabiri ile İbadet Kısmı olan gariban insanları işinden etmek, aşından etmek ve kadrolaşma için kadro oluşturmak için yüzbinlerce insanı ihraç etmek, vasıfsız ve liyakatsiz binlerce kişiyi ülkenin en kritik makamlarına getirmek… vs. vs. lerle Sonun Sonuna gelindi bence. 

Bundan 10 yıl öncesini gözümüzün önüne getirelim. Bir Babacan bir Gül Bir Arınç Bir Nihat Ergün… vs. isimleri düşün. O günleri ve o günlerin Türkiye’sini düşünün. Bir Babacan’ın yerine getirilen Beraat Albayrak’ı düşünün ve karşılaştırın. İktidar sarhoşluğu ve “Sadece Ben, Ben, Ben” diye diye Erdoğan ülkeyi ve kendisini ne hale koydu. Neredeyse CHP zihniyetine bu milleti mecbur hale getirdi. Bir zamanlar Babacan’ı kovup Yiğit Bulut’a rapor versin diyerek muhatap olmayan Erdoğan, Babacan’dan medet umar hale geldi. Bir araya gelmesinler diye eski yol arkadaşlarını devletin üst kademelerine yerleştirmeye başladı. Bu tavırlar bu yaşananları Allah hiç kabul eder mi? Bunlara hiç fırsat verir mi? Hele de Allah yolunda çalışıyormuş gibi görünüp de arkada bu tür oyunları oynayanları, milleti perişan edip krizlere yol açanları, faiz ve israf düzeni oluşturup bundan nemalananları Rabbim hiç affeder mi? FETÖ’yü nasıl yerle bir etmişse nasıl rezil kepaze etmişse bunları etmez mi? 
  
Aylardır, hatta yıllardır bas bas bağırıyoruz, yazıyoruz! Diyoruz ki Samimi olun, diyoruz ki bu milletin duyguları ile oynamayın, diyoruz ki liyakat ve ehliyet diyip Damatlara peşkeş çekmeyin, diyoruz ki dava dava deyip davaya ihanet etmeyin, bu milleti Soylu(!) gibilerin diliyle zehirletip kutuplaştırmayın, adaletsizlik dip yapmış, faiz ayyuka çıkmış, İsraf düzeni oluşmuş, maneviyat ve ahlak bitmiş, milli üretim yok edilmiş. Siyonizm amaç ve hedefleri yumuşakça ve sinsice sonuca varmış durumda. Bu işin dönüşünün olmadığı ortada. Yaşananlardan ve ağır hatalardan ders alınacak denip alınmaması AKP’nin sonunun sonunu getirdi. Rabbim toplumsal bozulmuşluğumuza ve çöküşümüze rağmen bu ülkenin başına Siyonizm’e uşak olmayacak hayırlı, vicdanlı, samimi kurtarıcılar nasip etsin.
 

Yazarın Diğer Yazıları