Zeki Taşkıran

Bu seçimlerde, çizgisinde dik durabilen kazanacak..!

Zeki Taşkıran

Bu seçimler diyorum, çünkü bu gidişatla erken seçim yadsınamayacak bir gerçeklik olarak ortadadır. AKP ve FETÖ; AKP ve MHP; AKP ve Ulusalcılar vesaire… 20 yılın sonunda AKP öyle bir hale geldi ve öyle bir nefret ve karşıtlık uyandır ki artık yeri kalmadı...! 

“Bu iktidar gitmeli… ama Reisin yerine kim gelecek?” Cümlesi klişe bir cümle oldu son dönemde. Öyle bir ayrıştırma öyle bir nefret dili kullanıldı ki son 10 yılda, kuzu ve kurt aynı safta bir araya gelmeye başladı bu yüzden! Özellikle de Süleyman Soylu’nun o dur durak bilmez tehdit ve nefret söylemleri, asarız keseriz pozları. Asarız keserizlerle bir kısım millet ve milletin bir kısım temsilcileri dize getirilmeye çalışıldı. Bu dil en çok da son yerel seçimlerde kullanıldı ve sonuç olarak İstanbul, Ankara, Antalya, Adana…. elden gitti. Şimdi artık dönüşü yok. Artık AKP’nin düzelme ve düzeltme imkanı da kalmadı. Çünkü AKP’de dava adamı, hizmet aşkı gibi olgular kalmadı. Hazır millet bu düşünce ile arayış içine girmişken muhalefet olarak bu fırsatı kaçırmamak lazım bence.

Özellikle de davası olan, ideolojisi olan, geçmişte muhafazakar tabana hitap eden uzun geçmişe sahip Saadet Partisinin bu fırsatı kaçırmaması lazım diye düşünüyorum. “Milletin Bu Arayış Fırsatını “ kaçırmamalı Saadet Partisi! Milli görüşün tek temsilcisi parti olarak kendini kabul ettirmesi büyük bir zarurettir. Rahmetli Erbakan döneminde ki o ruhu tekrar yakalaması lazım. Bu ruhu devam ettirdiğini millete göstermesi lazım. Bu millet Erdoğan’ın sırf galibiyet için FETÖ’ye sığınmasından da, FETÖ’yü bitirmek ve yine iktidarda kalmak için MHP ve Ulusalcılarla yandaşlık etmesinden de yoruldu artık. Bu millet aslına rücuu eden bir milli görüş partisi ve milli görüşçü bir lider istiyor artık. Kimseyi ayrıştırmayan, kimseyi tehdit etmeyen, tüm vatandaşlarını seven, hiç kimseyi başka düşünüyor diye dışlamayan, liyakat ve adaleti elden bırakmayan, ahlak ve maneviyatı gelecek nesiller için şart olarak gören bir iktidar istiyor artık. Saadet Partisinin, ülkenin halini ve milletin psikolojisi ile beklentilerini iyi analiz etmesi ve ona göre strateji sergilemesi, talepleri görmesi ve bu talep ile beklentilere kulak vermesi gerekiyor. 

Saadet Partisi yöneticilerinin 1969’da çıkılan yolda kurulan ve kapatılan partilerinin tüzüklerini tekrar okuyup rahmetli Erbakan Hoca’nın gayesini ve metodunu kavrayıp yeniden o ruhu yaşayıp yaşatmaya çalışması elzemdir. O ruh olmadan başarı elde edilemeyecektir. Sırf Erdoğan’ı indirmek, sırf onun oluşturduğu ötekileştirme ve ayrıştırmanın etkisi ile bu milletin canına, kanına değerlerine kastetmiş her kişi ve güruhla hele de HDP’nin açıktan yada gizlice destek vereceği bir ittifakla birlikte hareket etmek, Allah muhafaza bir davayı yerle bir etmeye kadar sonuç doğurabilir. O yüzden mü’min feraseti ile hareket edip özümüze geri dönelim inşallah. Abdullah Gül önderliğinde başlayan ve maalesef hala söylene gelen ittifak süreçlerinden sıyrılıp korkmadan, yılmadan ve önce Allah’a sonra bu millete güvenerek sil baştan ve dimdik, kendi çizgisinden sapmadan “dosdoğru yol üzere…” ya bismillah diyelim inşallah.

Bu millet, dimdik ve dosdoğru duracak yeni bir “Baş” arayışındadır. Unutmayın.

Yazarın Diğer Yazıları