Zeki Taşkıran

Baskı ve tehdit ile gelinen nokta: Sonun öncesi!

Zeki Taşkıran

Rahmetli Erbakan Hoca demişti ya “Milli Görüş Gömleğini Çıkardılar…” diye. Buna kimisi takiyye dedi kimisi uydurma dedi. Milli görüş gömleğini çıkarmamış bir insan asla zulmetmez, asla zulme sessiz kalmaz, asla müslümanı zalime ezdirmez ve asla adaletsizlik yapmaz. Hele de 28 Şubatta zulme uğrayan biri ise, kendi çektiğini başkasına çektirmez. Son baskı ve tehdit kim ve kimlere karşı idi? Davutoğlu’nun çıkışından dolayı Bilim ve Sanat Vakfına kayyum atanması son baskı ve son tehdit oldu. Bundan sonra da olacak. Babacan’ın çıkışı olursa bu seferde o ve onun çevresine olacak. 
    

28 Şubatta bir şiir okudu diye hapse atılan bugünün Reis-i Cumhurunu, o günlerde gördüğü haksızlığa verilen bir tepkinin sonucu olarak bu millet, bu ülkenin başına lider yaptığı halde, Erdoğan son 5 yıldır bu milletin haksızlığa gelemediğini, baskıyı kabul etmediğini ve mazlumun yanında olduğunu çok çabuk unutmuş olsa gerek son baskını ve tehdidi Bilim ve Sanat Vakfına yapmıştır. Çok üzücü olan kısım şu ki; 17-25 Aralıktan sonra çok hızlı bir şekilde kan kaybeden AKP’nin çok hızlı şekilde bitişe doğru gittiğini gördüğü halde iktidarı kaptırmamak için baskı ve tehdit yolunun seçilmesi ve milletimiz için İlmi ve Bilimsel çalışma yapan vakıf, dernek vs. sivil tolum kuruluşlarına el konularak ülke için bir çözüm yolu olmaya çalışan kişi ve grupların sindirilmeye çalışılmasıdır. Ne uğruna= Siyasi rant ve iktidar. 
    

Bu öfke ve nefret, sahibini bitirir kuralı kanıtlanmış bir psikolojik gerçekliktir. Bunun kaçışı yoktur. Zamanında vesayetçi sistemin Erdoğan’a yaptığını bugün O da karşısına çıkan herkese yapıp durmaktadır. Bu derece bir öfke ve nefret Türk tarihinde görülmedi herhalde. Kendisine yanlışını söyleyen yol arkadaşı Bülent Arınç’ı damadıyla, Rakip olmayı düşünen Abdullah Gülü evinin bahçesine helikopter İndirmekle, Başkan adayı olmaya ikna edilen Haşim Kılıç’ı oğlu ile tehdit eden bir duruma gelmek, Çözüm için parti açan Davutoğlu’na yakın üniversiteye , vakfa baskı ve tehdit …..vs. her çıkış yapana bu şekilde baskı ve tehdit kullanmanın sonu FETÖ gibi olmak değilmidir. “Biz bürokrasinin % 90’nı ele geçirmişiz halk kim ki” diyen FETÖ şimdi yerle yeksan oldu. 
    

Hepimiz az çok müşahede ediyoruz ki, 5-6 yıldır AKP müthiş kan kaybetti. Bundan dolayı öncesinde en büyük sağcı düşmanı olan MHP ile ittifaka geçti ve daha sonra Alexander Dugin’in Türkiye’de ki kolu olan Perinçekle de dirsek temasına geçti ve şu an ülkeyi bürokrasi olarak FETÖ’den alıp ülkücü ve ulusalcı gruplara teslim etti. Çoğulcu demokrasi de bu değildir temsili sistem de bu değildir. Adalet de bu değildir liyakat da bu değildir. Kendisinin tabiri ile her oyun kuranın üstünde Allah’ın bambaşka bir oyunu vardır. Son seçimlere bakın hep kan kaybı var AKP siyasetinde. Beklenen son kaçınılmazdır. Bu saatten sonra kendilerine belki gelirler de ümmete, millete zarar gelmez de diyemiyorum. Ateşe doğru kaçan çekirge gibi sıçramalar devam ediyor. Bu millet yavaş yavaş ders verdi. Ama hala anlaşılamamış ve iktidar sarhoşluğu o kadar ilerlemiş ki Ayette denildiği gibi gözleri var görmüyorlar kulakları var işitmiyorlar. Rabbim bizi millet olarak korusun ve zalimleri, zalimlere mazlumu ezdirenleri kahreylesin. Allah’a emanet olun.   
             
 

Yazarın Diğer Yazıları