Zeki Taşkıran

Barolar bu düzenlemeyi hak etti ama…

Zeki Taşkıran

Yıllar boyu ülkemiz, sol vesayetin etkisinden kurtulamadı, ta ki 10 yıl öncesine kadar. Bu vesayet, Yargı ve Askeri tehdit olarak hep gerçekleştirildi. Yargı tehdidinin içinde Barolar Birliği başta olmak üzere İstanbul ve Ankara Baroları etkililerinden idi. Akp iktidarından sonra özellikle de 70 yıllık vesayetçi düzenin sona ermesinden sonra bile bu iki baro bir türlü akıllanmadı. Yeter ki Hükümete karşı olsun, her türlü illegal örgüt ve kişiler hep desteklendi. Bunda özellikle 68 kuşağı etkili olmuş ve hala da etkilidir kanısındayım. 

Madem Barosun! salahiyet ve vazifen yasada belli. Ne işiniz var siyasette ne işiniz var Diyanetle? Avukatların ve savunmanın haklarını, hukuklarını dile getir LBGT’lilerin gayri ahlaki ve sapıkça taleplerini savunan zaten birçok Siyonist kuruluş ve örgüt var! 

Öyle bir hale getirdiler ki 81 Vilayetten 78 vilayetin Baroları ve avukatları devre dışı bırakılıyor ve bu 2-3 Baronun düşünce ve eylemleri sanki tüm avukatların düşüncelerini yansıtıyor gibi lanse ediliyor. Bunlar yüzünden avukatların toplum nezdinde ki etiketleri de prestijleri de sona erme durumuna geldi. Bu 2-3 baroya üye kendini bilmez  birkaç avukat ile yine bu barolara üye DHKP-C ,TİKKO….vs cu avukatlar yüzünden hükümet , özellikle de Erdoğan avukatlara karşı çok negatif duygular içine girmeye ve nefretle bakmaya başladı. Avukatlar ve avukatlık mesleği bu hale gelmemeliydi.  

Tabi ki, en son eylemde baro başkanlarının, polis tarafından hırpalanması, bazı imkanlardan mahrum edilmeleri hiç uygun ve insani olmamıştır ama bu dereceye bu baroların kendini, yetkisini ve asli görevlerini bilmez tavırları getirmiştir. O yüzden hükümet düzenlemesi daha doğrusu yasal bir düzenleme şart idi. Ama sadece gündemde ki olaya ilişkin tepki ve müdahale sert ve ters olmuştur. Dünyanın önünde Türkiye prestij kaybetmiştir. 

Solun her kanadı artık şunu görmelidir ki, İnönü’den beri gelen darbeci ve solcu vesayet sistemi sona ermiştir. Azınlığın çoğunluğa hükmetmesi dönemi geçmiştir. TMMOB gibi kuruluşlar ile Barolar için seçim sisteminin değiştirilmesi ihtiyacı yadsınamaz bir gerçektir. 78 vilayetin avukatlarının görüşünü, felsefesini, vizyonunu bu 2-3 baronun belirlemesi büyük bir haksızlık ve vicdansızlıktır. Bunun çözümü ise siyasi düşünce ile yada nefret duyguları ile olamaz. Kalıcı ve objektif bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Aynı il içinde birden fazla baro teşkil edilmesi ayrılıkçılığa ve bölünmeye yol açacaktır. Mesleki dernekler gibi kuruluşlar ihdas edilmesi hoş olmayacaktır. Bu nedenle temsil ve seçim sistemi ile ilgili düzenleme yapılması ve baroların da yetki ve görevlerinin dışına çıkmaması ve hükümete karşı nefret ve siyasi saiklerle hareket etmemesi en kalıcı çözüm olacaktır. 

Her şerde vardır bir hayır! O açıklamalar ve zıtlaşmalar olmasaydı, yıllardır beklediğimiz bu yasal düzenleme teşebbüsü olmayacaktı… Umarım Avukat meslektaşlarımız için hayrolan olur. Umarım ifrat ve tefrit değil; olağan ve ideal birlik ve beraberlik tesis edecek düzenlemeler yapılır.  
 

Yorumlar 2
Niyazi Derindağ 23 Temmuz 2020 12:16

Zeki beye tamamen katılıyorum. İnşallah hayırlı bir netice çıkar.

Nihat Muallim 28 Haziran 2020 12:36

Yazdıklarını doğru bulmuyorum,buram buram siyaset ve tek kutuplu geri kalmış zihniyet kokuyor.Turkiye, barolar sayesinde modern fikri tartısma ortamını yakalıyor.

Yazarın Diğer Yazıları