Zeki Taşkıran

AKP'li heves mahkumları ve Dilipak..!

Zeki Taşkıran

Muhterem abimiz, üstadımız Abdurrahman Dilipak ile ilgili son yaşananları hepimiz takip etmişizdir. İstanbul Sözleşmesinde geçen ve hemcinsiyle istediğini yapanları, namus, ırz, ahlak tanımayanları “fahişe” olarak tanımladı diye AKP’li bazı üst düzey parti yöneticisi ve AKP’nin elit ve maneviyattan yoksun kanadı tarafından toplumsal lince tabi tutulmaya çalışıldı. Bu kanat tarafından kadınlar kışkırtılarak ve kadın düşmanıymış gibi gösterilerek toplumsal bir infial yaratılmaya ve kargaşa çıkarılmaya çalışıldı. Bu AKP. liler tarafından toplum bölünmek ve parçalanmak istendi. Ama çok şükür ki Dilipak’ı tanıyan bilen kadınlarımız, insanımız bu AKP’li heves ve heva mahkumu güruhun oyununa gelmedi. Dikkat ettiyseniz feminist kadın dernekleri, CHP’li bazı sosyete kadınlar ve absurt hayatlı birkaç kadın grubu hariç kimseden destek gelmedi bu heva mahkumu güruha. Dilipak’a Türkiye’nin her yanından her bölgesinden yağmur gibi destek geldi. Bizler Malatya’da, başkaca bilinçli ve maneviyatı olan avukatlar başkaca illerde gönüllü avukatlığını seve seve üstlenmeye hazır olduğumuzu kendisine bildirdik.

Bu AKP’li ama maneviyattan yoksun, aile, ahlak ve edep tanımaz bilmezlerin yaptığı linç girişimi ve açıklamalarının kime güç verdiğini hep beraber gördük. Doğuş Grubu, KOÇ grubu, Sabancı Grubu açıklama yaparak İstanbul Sözleşmesine sonuna kadar destek vereceklerini bildirdiler. Bu yaşananlardan ve İstanbul Sözleşmesinin lağvedilme ihtimali belirince CHP’li kesim de hemen destek vermeye başladı. Öncesinde siyasi saiklerle AKP'nin imzaladığı bu sözleşmeyi desteklemeyen bu kesim bir anda ortaya atılmaya başladı. Eğer yapılan bir işi bir sözleşmeyi Türkiye’de Koç, Sabancı, Doğuş ve CHP destekliyorsa bu sözleşmenin İslam’a, Topluma, Aileye ters olduğu kesin bir karinedir. En azından bununla görüyoruz ki bizler doğru yoldayız ve İstanbul Sözleşmesini Fesih etmek, ve bu sözleşmenin çocuğu olan 6284 sayılı Kanunu değiştirmek için elimizden geleni sonuna kadar yapacağız. 

Hak ve batıl çatışmasının büyük bir örneğidir İstanbul Sözleşmesi! Avrupa Parlamentosunun hazırladığı ve GREVİO diye bir kuruluşun yönettiği ve uygulanmasının Avrupa’dan gelen paralarla temin edildiği bir sözleşmeden hayır ve umut beklemek Kutsal kitabımıza ve İslam hükümlerine rest çekmek demektir. Bu sözleşmenin Toplumumuzu, ailemizi, kadınımızı bitirdiği istatistiki verilerle sabittir. 2011 öncesi kadın cinayetleri ve kadına şiddet ile boşanma oranlarını ; 2011 de bu sözleşmenin imzalanması ve 2014 te uygulamaya konmasından sonra ki süreci bir karşılaştırın ve bakın bakalım ne göreceksiniz.! Bu sözleşme ve sözleşmenin ürünü 6284 Sayılı Kanunun ne getirdiğini ve ne götürdüğünü göreceksiniz. Karısına karşı kocayı yalnızlaştıran ve aile reisliği kavramını yok eden, çocuğuna tek fiske atamayan ebeveynleri etkisiz bomboş bir metaya dönüştüren bu sözleşmenin bu topluma yapılmış en büyük ihanet olduğunu artık görmemiz gerek. 

Bu milletin maneviyatına, eğitimine, ahlakına kurulmuş tuzakları en yakından gören Muhterem abimiz Abdurrahman Dilipak’ın canımızla, kanımızla sonuna kadar yanında olacağız. Türkiye’nin bitirilen maneviyatının uyanışına vesile olması umuduyla sonuna kadar kendisini savunacağız. Allahın rahmeti, kendisine inanan ve hakkı hiç kimseden korkmadan haykıranların; gazabı da kafirlerin ve kafirlere uşaklık edenlerin üzerine olsun.       
 

Yorumlar 1
İrfan aras 19 Ağustos 2020 20:26

Dilipakı kanıyla canıyla savunmak, karşıtlarını sapkınlıkşa, batıl ehli olmakla suçlamak abartılı yorumlar, bir yazar bir eleştiride bulunmuş, toplımun bir kesimi bu eleştiriui hakaret olarak değerlendirmek suretiyle yargıya başvurmuş, yargı gerekli değerlendirmeyi yapacaktır. Olay bu kadar basit...

Yazarın Diğer Yazıları