24 Haziran seçimlerini hatırlarsınız. O seçimler öncesi Süleyman Soylu’nun çok yoğun bir tehdit dili ve baskıcı tavrı nedeni ile Akp fazlasıyla oy kaybetmişti ve biz şunu demiştik: “Bu adam bu şekilde giderek AKP’nin sonunu getirecek.” Diye. Süleyman Soylu’nun hayatını araştırdım. Cesur ve kararlı bir insan. Ama aşırı duygusal ve liyakati olmayan bir kişilik. Bu duygusallıktan kastım romantiklik değil, asabi ve sinirlerine hakim olmama, dediğim dedik….. bir insan. Liyakat sahibi olmama yönü ise teknik anlamda devlet idareciliği yada siyaset yada en azından hıfzıssıhha konusunda ehil değil.
10 Nisan 2020 tarihinde uygulanacak yasağı 2 saat önceden haber vererek ve İlgili kurum ve yerel yönetimleri bilgilendirmeyerek milleti çarşı pazara dökmek ferasetsizliği de vasat bir bireyin dahi yapmayacağı bir fiildi. Ki zaten bu yüzden de Soylu istifa etti. İlginç olan husus; Bakanın istifa açıklamasında Reisicumhurun, gündüzden istifa edileceğinin bilgisi dahilinde olduğu yazıyordu. Bu halde doğal olarak istifanın kabul edilmesi beklenirken, istifanın kabul görmemesi 2 yıldır tehdit dili ve baskıcı tavrı ile milletin büyük bir kısmını soğutan ve bu son hatası ile kendini batıran soyluyu Erdoğan’ın kurtarma ve aklama siyaseti olarak görüyoruz.
Terörle mücadele konusunda Soylu’nun yadsınamaz başarılarını takdir ediyoruz. Lakin gerek deprem ve gerekse Korona konusunda ehil ve liyakat sahibi olmadığı da yadsınamaz bir gerçekliktir. Kanaatimce sağlık bakanı bir kahraman olup onun bu mücadelesini batırmaya hiçbir bakanın, bürokratın hakkı yoktur. İlk affedilmez hata Diyanet’in olup korona Dünyada yayılmış iken, bile bile Şubatın sonlarına doğru Umreye 21 bin kişi göndermek basiretsizliği idi. Bununla ilgili hiçbir inceleme ve soruşturma yapılmadı. 2. Hata ise Soylu’nun istifaya götüren hatası oldu. Böyle ölümcül bir bela ile ilgili, toplum sağlığı ile ilgili doğrudan ve dolaylı hata kabul edilemez. Bu nedenle Soylu’nun istifası kabul edilmeli iken adeta ödüllendirircesine aklamak hak ve vicdani değildir. Bu yaşanan süreç ve tavırlar göstermiştir ki 2 yıldır hata üstüne hata yaparak yıpranan Soyluyu aklamak, prestijini göstermek ve yükseltmek için yapılmıştır. Kanımca burada çok güzel bir siyaset mühendisliği yapılmıştır halk sağlığı hiçe sayılarak!
Sağlık Bakanımızın ve kahraman sağlık çalışanlarımızın aldıkları risk, gösterdikleri çaba ve emek göz ardı edilmemeli ve Allah’tan korkup gereken neyse o yapılmalıdır. Yoksa Allah’ın hesabının çok şedit olacağı unutulmamalıdır. Kul hakkını hiçe sayan ve mazlumların ahı ile yerle bir olan FETÖ’cülerin yaşadıklarını yaşarsınız…
Rabbim, ülkemiz insanını, ümmeti ve mazlum insanları muhafaza buyursun…