Yasin Övüt

Nasıl sömürüldük? 1

Yasin Övüt

Sevgili okur. Geçmiş yıllardan bu günümüze kadar hep insanlar birilerini sömürmüş ve bazı insanlarda sömürülmüştü. Tarihimize bakacak olursak ilk insan olan atamız  Hz. Adem (A.S)'dan bu yana bu düzen devam etmiştir. Peki, hiç merak edipte kendinizi sorguladınız mı? İnsanoğlu neden birilerini sömürmeye ihtiyaç duymuştur. Ve de biz İslam ümmeti olarak nasıl oldu da sömürülmeye açık hale geldik. (Yeryüzüne 124.000 peygamberin gelip hak yolu göstermesine rağmen) inşallah bunu Nemrud döneminden günümüz çok partili hayata kadar devam eden bu sömürü düzenin nasıl faaliyet gösterip ayakta kaldığını ve biz Müslümanların zaaflarından ve sömürülmeye açık hale gelmesi den bahsedeceğim inşallah. 

Sömürü nedir?

Dünyada Rab'lık ve ilahlık taslayan dünyanın patronları (Emperyalistler) gücü zayıf olan devletlerin yer altı ve yer üstü kaynaklarına gasp etmesine sömürü denir. Geçmiş tarihimize bakacak olursak bunun örnekleri yaşanmıştır. Ve bu konu hakkında yazmaya çalışacağım inşallah. 

"Ey yaşıtlarım! Ey üniversite öğrencileri! İşleri güçleri dizi film ve maç izlemek olan genç insanlar! Ey İnternet çocukları! Ey televizyon çocukları! Ey ülkemin geleceği!  Ey Türk(iye) gençliği! Vay be. Siz

Emperyalizm ne demek bilir misin? "

Nemrud örneği: insanları ezen devlet başkanları gibi Nemrud'a kendi maliyetini korumak için kendisini onlardan üstün göstermek için onları kendine bağımlı ve köleleri durumuna getirmek için büyük heykeller yaptırmıştı. Ve ne utançtır ki, bu heykellere neden bu kadar paramız gidiyor, bu kadar emek sarf ediyoruz diye kimse sorgulamıyordu. Peki, böyle bir topluluk nasıl  heykel sömürüsünden kurtuluşa erer. Tek bir kurtuluş yolu vardır. Onu da tarih bizlere göstermiştir ki sorgulayan insanlar sayesindendir. Dün İbrahim (a. s) ilk önce en yakınlarından sorgulamaya başladığı gibi. 
Şuara Sûresi 
70. Hani babasına ve kavmine demişti: “Neye kulluk ediyorsunuz?”

71. Dediler ki; “Putlara kulluk ediyoruz. Onlara bağlı kalmaya da devam edeceğiz.”

72. (İbrahim) dedi ki: “Çağırdığınız zaman sizi işitiyorlar mı?

73. Size bir yarar ya da zarar veriyorlar mı?”

Ey! Sevgili okur. Bugün de öyle değil mi? Bence öyle. Peki, bugün İbrahim’i kim? Dün İbrahim a. s eline baltayı aldı putları kırdı ve Nemrud Hz. İbrahim a.s putlarını kırdı diye ateşe attı. Bugün Nemrud'u çocuklara masal diye okutuyoruz, Çizgi film yaptık. Biz Müslümanlar yaptık 

Ey! Sevgili okur. Bu topraklarda İbrahim'lik yaptı diye az mı insan  zindanlarda çürüdü gitti. Şiiriyle puta dokunma ihtimali ile kaç Müslüman şair zindanlarda çürüdü. Ne Nemrud sanal bir masaldır. Ne de insanın genlerinde put yapıp sömürmek sanal bir hastalıktır. İnsani bir hastalıktır. Asırlar önce böyle idi. Akıllar Allah'a teslim olmadığı sürece de böyle olmaya devam edecektir. 

Firavun örneğin: Kur'an'da adı geçen en çok zalimlerden biride firavun dur. Firavun nasıl güç elde etti de halkını sömürüyordu. Bütün firavunların ortak yönleri vardır. Rab'lık ve ilah'lık taslarlar ve tuğyan edip halkını gruplara ayırırlar. Şu halde “Firavun”  kimdir?

Firavun: Amma bir insan, amma bir şeytan, amma bir ideolojidir. Haddini aşan tuğyan eden benim deyip de eleştirilmesi bile suç olarak bilinen kişidir.

Nelere sahiptir? [Firavun kavmine seslenerek dedi ki: “Ey kavmim! Mısır mülkü benim değil mi? Şu nehirler de benim altımdan akıyor (değil mi?) Hâlâ görmüyor musunuz?]  (Zuhruf; 51).

[Ey kavmim! Bugün yeryüzüne egemen kimseler olarak mülk sizindir.] (Mu’min; 29).

Demek ki Firavun o kimsedir ki kendisini ülkenin mutlak sahibi olarak görür. Öyle ki tüm ülke onun mülküdür. Mülkünde istediği gibi tasarruf eder. Dilediğini ihya eder, dilediğini ifna eder. İstediğine verir, istediğinden geri alır. Demek ki Firavunluk bir ülkede  “mülkün” ele geçirilmesi ile başlıyor.

Ne şekilde davranmaktadır? Ne ile itham etmektedir? Firavun nasıl davranıyor, edip eyliyor.

[Firavun yeryüzünde (ülkesinde) büyüklük taslamış ve ora halkını sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir kesimi eziyor, oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu. Şüphesiz o, fesat çıkaranlardandı.] (Kasas; 4)

Demek ki Firavun, sahip olduğu mülk (bahçe, pınar, servet, makam) ile büyüklük taslamaya (istikbar) başlar. Halkı ezer, sınıflara ayırır, erkeklerine kurbanlık koyun muamelesi yapar, kadınlarını hayasızlığa zorlar.

Sahip olduğu mülkü korumak ve kollamak için halkı baskı altında tutmak, göz açtırmamak, takip etmek, fişlemek, dinlemek, bölmek, parçalamak, halkın bir kısmını dili, ırkı, dini, mezhebi nedeniyle diğer kısmına karşı kışkırtmak, birini tutup diğerine vurmak, sınıf, hiyerarşi, kast yaratmak… Bunların hepsi “ezmek ve sınıflara ayırmak” olup tipik Firavun davranışlarıdır…

Buradan aynı şeylere sahip olanların, aynı tarzda yönetenlerin, aynı şekilde davrananların ve aynı şekilde itham edenlerin de genetiğini çıkarmış olacağız.

Demek ki Firavunluğun itikat/iman kategorisinde değil;  sahip olma(sömürme), yönetme, hükmetme, ekonomi-politik duruş ve siyasal davranış kategorisinde yaşayan bir kuramsallık olarak ele alan bir zavallı idi. İtirazı hiç sevmez, muhalefetten nefret eder, isyan karşısında panikleyen bir zavallı idi. Bu yüzdendir ki bir gece gördüğü rüyadan ötürü  yeni doğan erkek çocukları öldürüyordu. Bugün de öyle değil mi.Günümüzün firavunları  kendi düzenini bir gün bir Musa'nın gelip bu sistemi yıkacağını bildiği için ümmet coğrafyasında onlarca katliam yaptılar, yapıyorlar, yapmaya devam edeceklerdir. Dünün firavunları tek bir iffetli kadın  kalmasın diye sizin kadınlarınıza hayasızca ve utanılacak şeyler yaptılar.
Dünün firavunları kadınlarımızın Tesettürlerine ve başörtülerine el attırıyordu. Peki derdi neydi firavunun. Gelmiş, geçmiş ve gelecek olan bütün firavunların tek derdi. Namuslu tek bir kadın kalmasın ki namussuzların namussuzlukları açığa çıkmasın. Başı örtülü tek bir kadın dahi kalmasın ki çıplakların çıplaklığı sırıtmasın diye. 

Dün firavun halkını gruplara partilere ayırdı. Çünkü halkı tek bir güç/kuvvete sahip olmasın ki tek güç kuvvet kendi iktidarı olsun.  Kendilerini sömüren firavun'a karşı bir  birliktelik sağlayamayıp ta birbirleri ile yarış halin de olsunlar. Bugünde öyle değil mi.  A partisi, B partisine laf atar. B partisi, A partisine laf atar hem bu dünyasını hem de ahiretini mahvederler. Keşke birbirimize hakkı ve hayrı tavsiye etsek de ve hayr'da birlik olsak. Yazı devam edecektir inşallah. 

Fi Emanillah. 

"Ey hasm-ı hakiki(cehalet), seni öldürmeli evvel:

Sensin bize düşmanları üstün çıkartan el!"
                                                           M. Akif ERSOY
 

Yazarın Diğer Yazıları