Yasin Övüt

Adem Özköse ile hasbıhal.!

Yasin Övüt

İstanbul'da dördüncü günümdü.
Adem abi ile cuma günü için sözleşmiştik.
O günü ip ile çekiyordum.
Çünkü adem abiye soracaklarım vardı.
Kendisi gazetecidir. Hep o insanlara sorular sormuştur. Bir başkasının kendisine soru sormayı nasıl karşılar bilmiyordum.

Cuma sabahı...

İstanbul Güngören’deyim. 
Whats App'tan bir mesaj. Adem abi konum atmış. Gülizar halamın hazırladığı kahvaltıyı yarıda bıraktım. Kapının önünden geçen tramvaya binmek üzere dış kapıya doğru yol aldım. Tramvayın gelmesi ile hemen bindim. Yanımda fotoğraf makinem ve sırt çantam vardı. Okumayı çok severim. Her zaman nerede olursa, olsun yanımda mutlaka bir kitap bulundururum. Dedim ya okumayı çok severim. Laf olsun diye de değil haa.! 
Hatta hiç unutmam bir haftalığına Ankara'ya gitmiştim. Yanıma eşofman takımımı almayı unutmuştum. Ama kitabım hep benimleydiler. 
Asla kitapsız yaşayamazdım. 
Velhasıl kelâm... 
Sırt çantamdan kitabımı elime aldım. Bülent Tokgöz’ün kaleme aldığı eserlerinden "Bir Aşk Bir Ülke Bir Gece" adlı kitabı okuyordum. Kitap ayracının nerde kaldığımı bana göstermesi ile kaldığım yerden okumaya başladım. 

Kitap'tan bir kesit...!

"... İnsan, tabiat zindanından alet yaparak, tarih zindanından gerçeği keşfedip yüklerini atarak, toplum zindanından da el alem ne der putunu kırarak kurtulur... Zindanların en zoru ise benlik zindanıdır. Oradan bilimle kurtulamazsınız. Çünkü bilimde tutsaktır. İnsan benlik zindanından ancak aşk ile çıkabilir... "
Kitapta geçen bu kesit beni gerçekten düşündürdü. Saat ilerlemiş. Kendimi tramvayda unutmuşum. İnmem gereken durağı kaçırmışım. Hemen sıradaki ilk durakta indim. Fazla geldiğim yolu yürüyerek geri gitmeye başladım. 

O, an.! 

Buluştuk, kucaklaşma ve hasbihal faslından sonra Adem abi bir şeyler anlatıyordu. Lakin konuya nerden girsem diye düşünüyordum. 

Adem abi, Özbekistan'dan geliyorsunuz. Bizler için ne gibi bir müjdeli haberler getirdiniz? 

-Özbekler sanki bir rüyada gibiler. Kerimov döneminde insanlar namaz kılmaya, sakal bırakmaya bile korkarken yeni cumhurbaşkanı Mirziyoyev her geçen gün dini hayatın önünü daha da açıyor. Özbekler bu durum karşısında oldukça mutluydular. 

Dünya Müslümanlarının bugün ki durumları ile ve Taliban hakkında ne düşünüyorsunuz? 

-Ben kendi ülkemiz hakkında konuşacak olursam. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir kültürel yağma diye bir hastalığa kapıldılar. Tarihi silinen bir toplum deli gömleği giydirilmeye hazır bir hale gelindi. Deli gömleği giymiş bir toplum ne yapabilir ki? İstikametini nasıl bulabilecek? Taliban hakkında ise düşüncelerimi "Kaçak yolcu" adlı kitabımda yer vermiştim. 

"Afganistan elbet bir gün özgürlüğüne kavuşacaktır. Ve buda Taliban olmadan olmayacak." 

Adem abinin bu sözü beni gerçekten çok etkilemişti... Ezan okunduktan sonra mescitte yerimizi almıştık. İmam hutbeye çıkıp vaaza başlamıştı. Lakin ben Adem abinin Taliban hakkındaki düşüncelerini düşünüyordum. 
O gün, hutbenin konusu neydi? Ne hakkında konuşuldu inanın hiç hatırlamıyorum. 
Adem abi, Afganistan'da Taliban'ı ziyaret ederek ne görmüştü de halâ şu gün olmuş bu kadar emin... 
Selâm ve dua ile... 
Not: Bu güzel muhabbet için Adem ÖZKÖSE'YE hasetten bir kez daha buradan teşekkür ediyorum.
 

Yazarın Diğer Yazıları