Gitmek isterim bazen, nefes almak, huzur bulmak adına.
Kendimi atsam rebeze çöllerine ve bassam umarsızca.
Hani gitmek isterim işte âzizim; kutlu beldelerde sürünmek isterim nefesim bitene kadar.
Daraldığında çekilirdin Hira'na, bizde çekilsek hira'mıza.
Aşk ile sevsek ve neşe ile sarılarak umutlara.
Bizde ansak seni geride kalan sahabeler gibi,
Kavuşmak umudu ile ve bitse tüm dertlerimiz.
Sevinsek çocuklar gibi şen olsak.
Her ezanda sen imam olacaksın diye, neşe ile gözyaşı döksek.
Hasret kalan, virane geçen ömre aldırış etmeden.
Senin "sancağıma gel eyyy ahir zaman ümmetim"
Dediğini duysak çölde su bulmuş bir bedevi sevinci ile.
Gözümün gördüğü hiç bir şey den korkmam diyen Hamza gibi.
Dağ başlarına ekmek koyun Müslüman memleketinde aç bir tek hayvan kalmasın diyen Ömer gibi.
Dilinden düşmeyen Allah kelamı ile son nefesini yine mushaf' ın başında veren bir Osman.
Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum diyen ilmin kapısı bir ALİ olamadık.
Olamadık ama biz de aciz günahkar kullarınız Rabbim.
Kovma bizi kapından yakma bizi narında,
Sana geldik boynu bükük gözleri yaşlı kulların,
İstiyor ve diliyoruz Rabbim affet bizleri.
Sana sığındık kapına geldik bizleri affet,
Darda da olsak zorda da olsak el alçtık,
Huzurunda duâ ve niyaza durduk sen bizleri affet,
ÂMİNNNN ÂMİNNNN İNŞALLAHHHH...
