Rüzgâr değse düşecek gibisin,
Ama insanlar seni iki dağ aşabilir gibi görüyor.
Sorun da bu.
İçinizi görmeye meyli yok insanların...
Yaptıkların senide büyütmedi
Benide öldürmedi
Ve bir zaman gelir;
İnsanın sesi de yorulur...
Artık kimseye bir şey anlatmak için çabalamaz...
Yürekler yeterince demli ...
Geceye bir sükut bırakın,
Yanına da bir seccade ve gönülce dua...
İnsanlar kaybetmekten korkmadıkları
Ve "Nasılsa var, orda duruyor..."
Dedikleri hiç bir şeyi önemsemezler...
Üstüne titremez değer vermezler...
“Ne güzel bir duygudur hayatında sevdiğin,
Değer verdiğin,
Gönlünün en güzel yerinde
Taşıdığın insanlara 'iyi ki varsın'
Diyebilmek .
‘İyi ki varsın’ dediklerimiz
Keşke hep oldukları gibi ‘iyi’ kalsalar...”
Hiç özür dilenen kişi olamadık,
Hiç kaybedilmemek için çaba harcanan kişi de olamadık.
Bu da bizim nazik yenilgimiz olarak geçsin kayıtlara...
Bitmiş yoğurt kaplarına çiçek ekilen
Bir çağda yaşamak isterdim.
Her şeyin mükemmel olmak zorunda olmadığı bir çağda.
Hayat günlük defter yaprağı,
Hazan gelir dökülür.
Gelirken ne getirilir ki,
Giderken ne götürülür…
Haramın en zoru başıdır,
- sonra kolaylaşır,
- sonra sıradanlaşır,
- sonra alışılır,
- sonra tatlanır ,
- sonra kalbe yerleşir..
"Sonra da kalb başka bir haram arar"...
Kaç yol arkadaşı kaldı şimdi geriye,
Gençliğin ilk acılarını birlikte keşfettiğimiz kaç yol arkadaşı..
Sürüyerek götürdüğümüz dargın beraberlikleri saymazsak
Ne kalıyor elimizde..
Ölenler, Terk edenler,
Bir de telefonları, adresleri, kendileri değişenler.
Mahsun bir gönül,
İki avuç duâ ve
Demli bir çayımızdan başka neyimiz var?
Yaşamak için; bir abdest,
Bir seccade, bir duâ,
Bir yürek gerekliydi…
Unuttuk.!
Unutanlardan eyleme Yâ RABBİ
AMİN