Mansur Baltacı

CÖMERTLİK ÜSTÜN BİR MEZİYET'TİR

Mansur Baltacı

 “Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır.

  Bütün işler Allah'a döndürülür.”(A’li İmran: 3/109)

    Mülk, Allah Teâlâ (c.c) 'ün olduğuna göre, tabii olarak sahibinin rızası istikametinde sarf edilmesi gerekir, Bu görüş, Allah’a gönül vermiş her insan için en makul bir hadise olarak değerlendirilir. Mü’mindeki cömertlik duygusu da bu düşünceden kaynaklanır. Şu halde, sonradan pişmanlık duymamak için, Müslüman’ın cömert davranarak Allah Teâlâ'nın kendisine ihsan ettiği malının bir kısmını, sağlığında Allah yolunda ve O'nun rızasına uygun bir biçimde harcaması gerekir.

       Cenâb-ı Hakk, son pişmanlık vakti gelmeden, bakın bizleri şu ayeti kerimesi ile nasıl ikaz ediyor::

       "Sizden birinize ölüm (alâmetleri) gelip de: "-Ey Rabbim, beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de, sadaka versem ve salihlerden olsam" demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden (Allah yolunda) harcayın." (Münâfikûn, 63/10).buyurmaktadır.

       Cömertlik vasfı, insan ruhunun faziletli bir meziyeti’dir. Bu yüksek duygu, İnsanları, muhtaç olanlara vermeye, ihsanda bulunmaya sevkeder. Bu melekeye sahip olan kişi, sahip olduğu imkânlardan, muhtaçlara meşru ölçüler dahilinde, gösterişe kapılmadan, hiç bir kimsenin zorlaması olmadan, Allah rızasından başka hiç bir gaye gütmeden, ihsanda bulunmayı gönülden ister.                                                                                                           İşte bu üstün ahlâki meziyete sahip olan kişiler kendi varlıklarıyla, her ne suretle olursa olsun, başkalarına faydalı olmaya çalışırlar. Cömertliği kul hakkının temeli sayarlar. Kendi haklarından fedakârlık ederek kendi ihtiyaçlarını düşünmeden başkasının ihtiyaçlarını gidermeye çalışırlar. Hatta kendi zarurî ihtiyacı olan bir şeyi, başka birine vermeyi tercih ederler.                                                                                                                                          Bunun, Asr-ı Saadet'teki misâli; Medineli Müslümanların (Ensar), Mekkeli Muhacirleri şehirlerine davet edip onları her şeylerine ortak ederek Allah Tealâ'nın takdirini kazanmalarıdır. Ve bu davranışlarını Allah’u Tealâ mükâfatsız bırakmamış, şu ayeti Kerime ile onları övmüştür:   "Ve onlardan önce o yurda yerleşen, imana sarılanlar kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden ötürü göğüslerinde bir ihtiyaç duymazlar. Kendilerinin ihtiyaçları olsa dahi, onları öz canlarına tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar umduklarına erenlerdir"  ( Haşr, 59 / 5)

       Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) de, Cömert kişilere şu övgüde bulunuyor:                                                                                              

       "Gıpta edilecek kişilerden biri de cömertlerdir" (Buhari, Temennâ, 5; Tevhid, 45)                    Ve yine, Peygamber efendimiz, insanlara dünyada yaşadıkları sürece cömert olmalarını, bu görevi öldükten sonraya bırakmamalarını şu hadis-i şerifle tavsiye ediyor:                                 “Sadakanın en iyisi bizzat kendisinin vereceği sadakadır. Sadaka sağ iken, malınız elinizde iken, istediğiniz kimseye istediğiniz kadar verdiğinizdir. Yoksa can boğaza geldikten sonra geç kalmış olursunuz. Sizden sonrakiler istediklerini yapar." (Buhari, Vesâya, 14) 

       Allah yolunda infak gibi mukaddes bir görevi hafife alanlara, Yüce Rabbimiz Teğabün suresindeki şu Ayet-i kerimelerle, bu konunun ehemmiyetini belirtmektedir:                                                                                                                    

      "Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. Büyük mükâfat ise Allah'ın yanındadır.", (Teğabün :64 /15)

      "O halde gücünüzün yettiği kadar Allah'tan korkun, dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.", (Teğabün :64 /16)

      "Eğer Allah'a güzel bir borç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat yapar ve sizi bağışlar. Allah çok mükâfat verendir, halimdir", " Görünmeyeni ve görüneni bilendir. Üstündür, hikmet sahibidir" (Teğabün :64 /17,18)

       Yazımızı, Hz. Peygamber (s.a.v) in, Cömertleri müjdeleyen şu Hadis-i Şerifiyle bitirelim:

       "Cömert kişi, Allah'a yakın, Cennet'e yakın, insanlara yakın ve Cehennem ateşinden uzaktır. Hasis insan, Allah'tan uzak, Cennet'ten uzak ve Cehennem ateşine yakındır. Cömert kişi, cahil de olsa, ibadet eden (bilgili) cimriden, Allah'a daha sevimlidir" (Tirmizî, Birr, 40)      

        Rabbimizin (c.c) ve Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) in sevgi, övgü ve müjdelerine mazhar olabilen mü’minlerin saf’ları arasına girebilmemiz ümidiyle Selam ve Dualarımla.

Yazarın Diğer Yazıları