İslami ve insani değerlerin başında sevgi gelir. Dini inançları, kültürleri, dilleri ve tarihleri bir olan insanlar arasındaki birlik ve beraberlikler ancak sevgi ile kurulur. Rabbimizin en büyük nimetlerinden birisi de Sevgidir. Mü'minler, sevginin en yücesini Allah (c.c) ne gösterirler. Zira, Rabbimiz (c.c) Kur'an-ı Kerimde buyuruyor:
“Allah sizin düşmanlarınızı çok iyi bilir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter. Ve yardımcı olarak da Allah yeter.” (Nisa: 4/ 45) Ve yine Rabbimiz, kendisinden sonra, biz mü’minlere sevgi yönünden en yakın olanı Alemlere Rahmet olarak gönderdiği Kulu ve Resulü Hz.Muhammed (sav) dir Bu hususu Ayeti-i Kerimede Allah’u Teaala (c.c) şöyle bildiriyor:
“Andolsun size içinizden öyle bir peygamber geldi ki, gayet izzetli ve şereflidir. Sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir, üstünüze titrer, müminlere gayet merhametli ve şefkatlidir” (Tevbe 9/128).
Ve Hz.Peygamber (sav) Efendimize hitap eden şu Ayet-i Kerime de yine Allah ve Peygamber sevgisine atıfta bulunarak şöyle buyuruluyor:
“De ki, siz gerçekten Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok esirgeyici ve bağışlayıcıdır.” (A’li İmran:3/ 31)
Bir diğer Sevgi de: Allah’a bağlanmak kaydiyle, araya düşmanlık, küskünlük ve fitne sokmamak, Allah'ın emirlerine boyun eğerek Namazı kılan, Zekâtı veren Mü’min kardeşlerin sevgisi ve varlıkların sevgisi gelir. Yine bu hususu da Rabbimizin Kur’andaki emirlerinden öğreniyoruz: Şöyle buyuruluyor:
“Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz.” (Hucurat: 49/10)
Madem sevdiklerimizi bize Cenâb-ı Hak ihsan etmiştir. Öyleyse onları Allah için sevmeliyiz. Onları Allah için sevdiğimizde, Cenâb-ı Hak ebedî âhiret hayatında da inşaallah onları bizime, bizi de onlarla yakınlaşmayı ihsan eder. Bu hususta Hz.Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyuruyor: :
“Kişi sevdiği ile beraberdir.” (Buhari, Edeb: 96; Müslim, Birr: 165)
Buraya kadar, Biz Mü’minler olarak kimleri sevmemiz ve dost edinmemiz gerektiğini: Allah Sevgisi, Resulullah Sevgisi ve Mü’min kardeşler sevgisi olarak tesbit ettikten sonra şimdi esas konumuz, Allah Resulüne olan Sevgimizin lüzumuna birkaç misal verelim:
Burada bir Hadis-i Şerif ile gayet açık ve güzel bir misal verelim:
Enes bin Malik (r.a) rivayet ediyor ki: Bir adam geldi ve Resul-i Ekrem Efendimiz’e (sav):
“Yâ Resûlallah! Kıyamet ne zaman kopacak?” dedi. Resul-i Ekrem (sav):
“Sen kıyamet için ne hazırladın ki?” buyurdu. Adam:
“Allah’ın (c.c) ve Resulünün (sav) sevgisini hazırlayabildim yâ Resûlallah!” Diye cevap verdi.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem (sav)
“Muhakkak sen sevdiğinle berabersin!” buyurdu
Bir Hadis-i Şeriflerinde Hz Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyuruyor: Kim benim Sünnetimi ihya ederse (yaşar ve yaşatırsa) beni sevmiş olur. Beni seven kişi de Cennette benimle beraber olur” (Tirmizi: ilim-16)
Allah (c.c) ve Peygamberini her şeyden fazla sevmek imanın gereğidir:
Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz beni annesinden-babasından, çoluk- çocuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olamaz.”
Nitekim Hz. Ömer (r.a): Ey Allah'ın Rasûlü, Ben sizi canımdan başka, herşeyden daha çok severim" dedi. Peygamberimiz:
“Ey Ömer, canımı kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, beni canından da, daha çok sevmedikçe olgun mü'min olamazsın,” buyurdu. Peygamberimizi dikkatle dinleyen Hz.Ömer: “Ey Allah'ın Resûlü, vallahi ben şimdi sizi canımdan da daha çok seviyorum”, deyince Peygamberimiz (sav): ”İşte Ya Ömer, şimdi olgun bir Mü'min oldun” buyurdular
Burada vereceğimiz son bir Hadis-i Şerif te, Resulullah (sav) Efendimizin, Kardeşlerim diye andığı, O Saadetli kişiler inşallah bizler oluruz ümidiyle, O mutlu müjdeye gelin bir kulak verelim:
“Beni görmeden, bana inanıp, beni seven kardeşlerimi görmeyi çok isterdim” buyuruyor. (Hadis-i Şerif)
“Evet, Biz Seni görmeden Sevdik, Ey Allah’ın Resulü” bizlere ümit veren O mübarek Müjdenizin içine bizi de alın, Ya Resulullah (sav)
Selam ve Daualarımızla