Kerem Yıldırım

Sivil toplum ve dinamizm

Kerem Yıldırım

İnsanın yaşadığı her yerde müspet ve menfi olaylar cereyan eder. Özellikle Problemlerin ortaya çıkışı hareket halinde olan dinamik toplumlarda daha sık görülebilir. Eğer birbirine entegre olamamış, başkalarının düşüncesine saygı göstermeyi özümseyememiş bir toplumun içinde yaşıyorsak hazırlıklı olmamız gereken yeni sıkıntılar söz konusu demektir. Kendi yaşadığımız topluma bir göz attığımızda bölük pörçük bir yapı ile karşılaşıyoruz. Sayısal anlamda kalabalık olmamıza rağmen düşünce anlamında yetersiz ve etkisiz kaldığımız gerçeğiyle yüzleşiyoruz.  İnsanlar bugünden yarına, yarından bir sonraki güne neyi nasıl yapacaklarını maalesef kestirecek durumda değiller.

Bu durumda teşkilatlı olmanın, bir araya gelmenin, birlikte olmanın ne kadar elzem olduğunu bütün çıplaklığıyla kavramak zorundayız. Bütün bunlara bakınca, Sivil Toplum Kuruluşu anlayışının vazgeçilmezimiz olması gerçeği ortaya çıkıyor. Bir toplumu statik (donuk ve atıl) halden kurtarıp dinamik hale getirebilmek sivil toplum anlayışının etkili olmasıyla mümkündür. Sivil toplum kuruluşları, toplum katmanlarını yönlendirme konusunda motor güç konumundadır. Bir araya gelmek yetmez bir arada ortak hedefe yürümek gayemiz olmalıdır."Bir elin nesi var iki elin sesi var." Atasözümüz bu durumu veciz bir şekilde özetliyor. 

Malatya’mız özelinde baktığımızda,  yüzlerce derneğimiz vakfımız olmasına rağmen etki alanımız neden sınırlı kalmaktadır? Kendimizi sorguya çekmemiz, kendimizden geçmek yerine kendimize gelmemiz kaçınılmaz. Ortaya çıkan her bir problemin, yaşanılan her olumsuz olayın tahlilini yaparken olayın arka planını düşünerek irdelemek ve incelemek zorundayız. Neticeye ulaşabilmenin çözüm odaklı bir bakış açısıyla mümkün olabileceğini yaşadığımız birçok gerçek bize göstermiştir. Sivil toplum kuruluşlarının dinamizm içerisinde olması toplumu da dinamik tutacaktır. Pasiflikten kurtulabilmemiz için, Malatya’daki müspet tüm Sivil Toplum kuruluşlarımızın birlikte hareket etmesi gerekiyor. Hep birlikte bizi biz yapan değerlerimize sahip çıkarsak, iyi, güzel Adil ve doğru olanı hakim kılmanın mücadelesini kendimiz için değil hepimiz için yapmaya başlarsak, ufkumuz daha da genişleyecek ve berraklaşacaktır. Kötülüğe, haksızlığa ve yanlış olana karşı mücadelede başarıya ulaşabilmemiz için birlikte hareket etmekten başka çaremiz yoktur. Güçlü olmak çok önemlidir. Gücümüzün farkında olmak daha önemlidir. Biz aslında güçlü bir toplumuz, ancak gücümüzü nasıl ve nerede kullanacağımızı çoğu zaman kestiremiyorum. Kontrolsüz güç bazen fayda yerine zarar getirebilir. Bu nedenle bu milletin Öncü gücü olan sivil toplum kuruluşlarının durduğu yeri, olaylara baktığı yeri çok iyi bilmesi şarttır. 

Yarınlara güvenle girmek istiyorsak bugünden geleceği teşkilatlı bir şekilde planlamak kaçınılmazdır.  Diğergam olmak ve Merhamet odaklı bir yaklaşımla yaşanan olumsuzlukların olumluya dönüştürmek mümkündür. Hangi isim altında olursa olsun bu ülkenin yararına kurulmuş olan tüm sivil toplum kuruluşlarının toplum için mücadele etmesi en önemli hedef olmalıdır. Bizler sadece kendisi için yaşayan insanlar değiliz. Ülkemiz ve ilkemiz için mücadele etmeliyiz. Biz ancak, Ülkesine sevdalı, İlkesine bağlı Sivil toplum kuruluşlarımızın öncülüğünde, geleceğe güvenle bakan bir toplum olabiliriz.
 

Yazarın Diğer Yazıları