Kerem Yıldırım

Nereye gidiyoruz/ Büyük seyahat

Kerem Yıldırım

Dünya hayatı beşikten mezara kadar süren bir seyahat'in adıdır.
Her birimiz bir şekilde asıl mekanımıza ulaşmak için yollardayız.
Aslında hepimiz birer seyyahız.

Kimimiz 7 senede, kimimiz 70 senede kimimiz daha uzun veya kısa sürede sılamıza ulaşacağız.
Dünya hayatının gurbet olduğunu unutmadan bu yolculuğu yapmalıyız.
Bu seyahat esnasında bazı duraklarda dinlenmek için bazı duraklarda farklı ihtiyaçlarımızı gidermek için kısa kısa fasılalar veriyoruz.

Öncelikle bu seyahat'in mecburi olduğunu bilmek, seyahat esnasında kurallara uymak yolculuğumuzu kolaylaştıracaktır.

Asıl yurdumuza seyahat ederken içimize dönebiliyor muyuz? büyük yolculuğu yaparken derunumuza seyahat edebiliyor muyuz?  İçimize seyahatimizde bir sıkıntı varsa büyük seyahatimizin sağlıklı olması pek mümkün değildir. 

Belirli vakitlerde içimize dönerek büyük seyahatimizi gözden geçirmeliyiz.
Menzili maksuda nasıl bir halet-i ruhiye içinde gidiyoruz?
-Uydum kalabalığa mantığıyla çoğunluğa tabi olarak mı yolculuk ediyoruz?
 -Rüzgarın önünde sürüklenen, gittiği .yerin farkında olmayan bir yaprak gibi savruluyormuyuz?

Ya da; ne zaman, nereye, niçin kimlerle birlikte yürüdüğünün farkında olan, yoldaki işaretlere uyan, kime tabi olduğunun şuurunda olan bir yolculuk mu yapıyoruz.

Özellikle nereye gittiğimizi, bize kimlerin rehberlik ettiğini, kimin safında yürüdüğümüzü iyi bilmeliyiz.
Billmalıyız ki, her şeyin Sahibinin huzuruna vardığımızda mahcubiyet dumayalım.

Fani olan dünyadan Baki olan Ahirete doğru yaptığımız bu seyahat'in dosdoğru devam etmesi için her an teyakkuzda olmak gibi bir mecburiyetimiz vardır.
Gönül dunyamıza yapacağımız her seyahatin, büyük ahiret seyahati için bur hazırlık safhası olacağını aklımızdan çıkarmamalıyız.
 
Aslî yurdumuza doğru devam eden bu yolculuğumuz esnasında müsbet yada menfi birçok hadise ile karşılaşabiliriz. 
-Menfi hadiselerle karşılaştığımızda tavrımız nasıl olmalı?
-Müspet hadiselerle karşılaştığımızda nasıl bir tavır takınmalıyız?

Bizi olumsuz etkileyen menfi hadiselerle karşılaştığımızda, asla bıkkınlık göstermeden mücadelemizi adalet ekseninde  sürdürmeliyiz.
Kötülüğün azalması için gayretinizi diri tutmalıyız.
Bu yolculukta adil oranlarlarla, Allah için yaşayanlarla birlikte yürümeye dikkat etmeliyiz.
Hak yolundan sapmadan, yolumuza engel teşkil eden tüm kötülerle ve kötülüklerle  mücadeleden asla vazgeçmemeliyiz.

Müspet olayların, iyiliklerin ve iyilerin çoğalması için çektiğimiz ve çekeceğimiz her çile bizi biraz daha olgun hale getirecektir.

Unutmayalım ki, dünya hayatı doğumla ölüm arası, ebedi vatanımıza vasıl olmak için sadece kısa bir dinlenmeden ibarettir.

Hz. Muhammed (sav) dünya hayatının " Bir yolculuk yaparken bir süre bir ağacın gölgesinde dinlenecek kadar kısa "  olduğunu belirterek, ebedi olan ahiret yurdumuza hazırlık yapmamız gerektiğini ifade ediyor.

Büyük seyahatimiz esnasında  yolculuğumuz için gereken ihtiyacımızdan fazlası için mesai harcarsak, ahiret yurdu için gerekli hazırlığı yapmaya imkan bulamayız.
Dünyada kalacak kadar dünya için, ahirette kalacak kadar da ahiret için hazırlık yapmak akıllı bir müslümanın şiarı olmak zorundadır.

Yüce Allah (cc)  kasas suresi 77. ayette ilahî ölçüyü bize hatırlatıyor: "Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste. Dünyadanda nasibini unutma. Allah'ın sana ihsan ettiği gibi sen de iyilik yap. Yeryüzünde bozgunculuğu arzu etme. Şüphesiz ki Allah bozguncuları sevmez."

 Cenab-ı  Hak, asıl yurdumuzun ahiret yurdu olduğunu, dünyanın ise ahirete hazırlık yapmak için bulunduğumuz geçici bir mekan olduğunu belirtmektedir.

Rabbimize yine kendisin sözleriyle dua edelim;
" Bizi doğru yola, Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanlarınkine ve sapkınlarınkine değil." (Fatiha 6,7,8. Ayetler)
 

Yazarın Diğer Yazıları