Üstad Necip Fazıl, Ülkemizle birlikte mazlum coğrafyanın insanlarına kula kul olmamanın ne demek olduğunu, Allah'a kul olmanın ne şerefli bir makam olduğunu yaşayarak göstermiştir.
Zalime karşı hakkı ve hakikati haykırmanın asil duruşunu, müstekbirlere boyun eğmemenin vakarını temsil etmiştir.
Ümmetin ve milletimizin hassasiyetlerine sahip çıkarak, haysiyetli yaşamanın en güzel timsallerinden biri olmuştur.
Üstatd Necip Fazıl; Hak yolunda mücadelesinin adını "Büyük Doğu" olarak belirlemiştir. O'na göre "Büyük Doğu" bir davanın adıdır ve bunu şöyle açıklar: "Büyük Doğu İslam'ın emir subaylığı, sadece "sünnet ve cemaat ehli " tabirinin ifadelendirdiği mutlak ve pazarlıksız çerçeve içinde, olanca saffet ve asliyetiyle İslamiyet'e yol açma geçidi ve onu eşya ve hâdiselere tatbik etme işi."
Üstad, Müslümanların elde ettiği fikrî kazanımları son derece önemsemiş, dinî ve fikrî yasakların kaldırılması için canhıraş mücadele etmiştir.
Tek parti'den tevarüs eden baskıların azalmaya başladığı yıllarda sevincini şöyle ifade eder: "Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes
Ey kahpe rüzgar artık ne yandan esersen es."
Samimi ve cesur bir şekilde yapılan fikri mücadelenin mutlaka müspet neticelere dönüşeceğini bizlere göstermiştir.
...............
Sakarya misali durmadan aktın
Zifiri karanlığa bir ışık yaktın
Bize tertemiz bir dava bıraktın
Necip davamızın fâzıl neferi
Ümmetin derdiyle feveran ettin
Millet için nice zindanda yattın
Davan için dünyayı arkaya attın
Necip davamızın fâzıl neferi
Zalimlere karşı izzetle durdun
Büyük Doğu ile küfre set vurdun
Asil duruşunla hep öncü oldun
Necip davamızın fâzıl neferi
Herkes lâl olurken Hakkı haykırdın
İnanca vurulan zinciri kırdın
Perdeyi kaldırıp gerçeği gördün
Necip davamızın fâzıl neferi
Fâzıl neferisin necip davanın
Peşinden koşmadın hiç masiva'nın
Âmin'i gibisin makbul duânın
Necip davamızın fâzıl neferi