Kerem Yıldırım

Kafatasında kalite aramak !!

Kerem Yıldırım

Bugünlerde yeniden nükseden bir konu var: "Andımız." 

Hani yıllardır okullarımızda her gün çocuklarımıza zoraki okutulan ucube metin. 

"Türküm, doğruyum" diye başlayan "Varlığım Türk varlığına armağan olsun." diye biten, yani kafatasında kalite arayan bir garabet.

Andımız'ı yazan Reşit Galip. 

Eski milli eğitim bakanlarından ve aynı zamanda istiklal mahkemesi üyeliği yapmış Rodoslu bir adam.

Kendi çocukları için yazdığı, tek tip insan yetiştirmenin aparatlarından birisi olan "Andımız" 23 Nisan 1933 ten sonra 80 yıl boyunca tüm ilk-ortaokul öğrencilerine dayatılarak her gün okutturuldu.

O zamanki Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2013 yılında kaldırıldı.

Bizde millet olarak bir ucubeden kurtulmuş olduk.

Ancak 2018 yılında Danıştay 8.dairesinin yönetmeliği kaldıran hükümleri iptal etmesi ile metin yeniden tartışmalı hale geldi.

Nihayet Danıştay 13 Mart 2021 tarihinde yapılan itirazı kabul ederek 8.dairenin Yönetmeliği iptal eden kararını kaldırdı.

Bu demektir ki artık okullarda Andımız okunmayacak.

Güzel bir gelişme memleketimiz adına. 

Andımızı yazan Reşit Galip hukuk bilgisi olmadığı halde sırf resmi ideolojiye uygun biri olduğundan 34 yaşında İstiklal Mahkemesi üyeliğine getirildi.

Binlerce masumun idamına onay verdi.

Ayrıca, Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay ve Refet Bele gibi İstiklal harbinin kahramanlarını yargılayan Reşit Galip'in yazdığı andımızın milleti ayrıştırmaktan başka bir neticesi olmadı. 

Andımız yüzünden birçok öğrenci ve velî mağduriyet yaşamak durumunda kaldı. 

Andımız adlı kafatasçı metni yazan Reşit Galip, ecnebi okullarında eğitim almış, insanları kafatasına göre sınıflandıran bir kafatasçıdır. 

Yani kaliteyi insanın erdeminde, ruhunda ve maneviyatında değil de, kafatasında arayan bir materyalisttir.

Aynı zamanda mason olan Reşit Galip, ezanın ve ibadet dilinin Türkçe olması gerektiğini söyleyerek Mustafa Kemal'i etkilemiştir.

Başta andımız olmak üzere, ezanın ve ibadet dilinin Türkçeleştirilmesi ile Türklük üzerinden ırkçı bir bakış açısının topluma hakim kılınarak, milletin İslam'dan uzaklaştırılması hedefleniyordu.

Bu zihniyete göre Millet İslam’dan uzaklaştıkça emperyal projelerin içine daha kolay çekilecek, kalitenin kafatasında (ırkta) olduğu görüşünü benimseyecekti.

Böylece geçmişten kopuk, geleceği muğlak bir toplum hedefine adım adım ulaşılmış olacaktı. 

Halbuki insanı değerli kılan, insana değer katan ve insana insanlığını hatırlatan imandır, İslam’dır.

Yüce dinimiz İslam, bizatihi insanın kendisinin değerli olduğunu bu değeri de Allah'a olan yakınlığı ve bağlılığından aldığını belirtir.

Peygamberimiz (sav) şöyle buyurdu: "Allah’u Teala kıyamet günü sizin soyunuzu topunuzu sormayacaktır. Şüphesiz ki O'nun nazarında en üstününüz kötülükten en çok sakınanınızdır." (Müslim) 

Irkçılık; cehalet ve taassuba dayalı gözü ve gönlü kör eden manevi bir hastalıktır.

İslam kavmiyetçiliği ortadan kaldırarak Müslümanları tek bir millet yapmıştır.

Müslümanlar kavmiyetçiliğe sarılırsa din kardeşliği ortadan kalkar.

İslam toplumunun birliği zarar görür ve parçalanır.

Andımız'la yapılmak istenen tam olarak işte budur.

Toplumdaki renkleri birbirinden ayırarak kin ve nefret zemini oluşturmak için kullanılmıştır.

Hz Peygamber (sav):" Irkçılık yapan bizden değildir. Irkçılık üzerine savaşa girişen de bizden değildir. (Müslim)  buyurarak ırkçılığa açılan kapıları tamamen kapatmıştır.

İnsanın bir milliyeti, geldiği bir ırkı, soyu vardır.

Lakin vücudumuz olan milliyetimizin ruhunu İslam'la, aklını da Kur'an'la şereflendirmezsek milliyet ırkçılığa götür. 

İnsanların birbirlerine karşı üstünlükleri soy-sop ile yahut kuru bir iddia ile değil ancak Takva iledir.

Netice olarak; kafatasında kalite aramak su yerine siyanür içmek gibidir.

Su içmek yararlıdır, sağlıklı yaşatır. 

Siyanür içmek zararlıdır, zehirlidir ve öldürür.

Irkçılık da toplumu zehirleyen siyanür gibidir. Panzehiri ise İslam'dır.

Ne mutlu Müslümanım diyenlere ve Müslüman olarak hayat sürenlere.

Yazıklar olsun kafatasında kalite arayarak ruhunu zehirleyenlere.

Yazarın Diğer Yazıları