Ahmet Cevdet Paşa, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Osmanlıyı 'İnsanlığın Son Adası' olarak tarif ediyordu. Yirmi birinci yüzyılda bize kalan miras budur yani Türkiye'miz. Bu miras bizim en kıymetli hazinemizdir. Çünkü Türkiye sadece Türkiye'den ibaret değildir. Türkiye dün olduğu gibi bugün de büyük bir medeniyetin bayraktarıdır. Ümmetin umududur. Biz bu büyük sorumluluktan kaçamayız. Yeniden insanlığı aydınlatacak, buna giden yolda ilk enerjiyi bizlerin yani Türkiye’nin ortaya koyması kaçınılmazdır. Kaybettiğimiz bir şeyi ancak kaybettiğimiz yerde bulabiliriz. Biz kaybettiklerimizi Anadolu'da kaybettik yine Anadolu'da bulacağız. Bu ümmetin dirilişi burada, Anadolu’da gerçekleşiyor.
Bunu gören oyun kurucular Türkiye'ye Bir yoklama çekiyorlar. Bu kez ekonomi silahı ile vurmaya çalışıyorlar. Mısır'da elde ettikleri neticeyi Ülkemizde elde edemeyeceklerini anlayınca, farklı planlar yapmaya, karanlık komplolar peşinde koşmaya başlıyorlar.
Dünya Müslümanlarının neredeyse tamamı uyutularak, uyuşturularak, darbeyle yada açlık, yoksulluk, iç savaş gibi meşgalelerle tüketilerek etkisizleştiriliyor. İslam dünyası yüzyıldır ipleri batının elindeki kuklalar tarafından yönetiliyor ve yönlendiriliyor. Batı için yönetim şekli fark etmiyor. Yeter ki Milli İrade hakim olmasın. Yeter ki Milli irade, o ülkenin yönelişine ve yönetilişine etki etmesin. Milli iradenin fırsat bulup ayağa kalktığı zamanlarda da hemen şer güçler devreye giriyor, millet devreden çıkarılıyor.
İmtiyazlı kesimler, imtiyazları büyük oranda ellerinde olmasına rağmen, mağdurların haklarının iadesini kendi açılarından bir hak kaybı olarak algılıyor ve gürültü çıkarıyorlar. Bunlar arasında her dönemin aparatı olan, bu milletin değerlerine fransız kalan yapılar yine dış güçlerin safında yer almıştır. Ülkemiz ve Mazlum coğrafyalar için hayati önem taşıyan teröre karşı yapılan operasyonu boğmak için en çok gürültüyü bu yapılarla birlikte Türkiye düşmanları çıkarmaya başlamışlardır. Unuttukları bir şey var, artık Türkiye gibi bir oyun kurucu ülke var. Türkiye bu coğrafyada yaşayanlar için, Mazlum Müslümanlar ve mazlum dünya halkları için en önemli sığınaktır. Ülkemiz 3.650 Bin Suriyeli olmak üzere 5 Milyona yakın muhacir kardeşlerimize bütün imkânlarını kullanarak Ensar olma görevini yapmaktadır.
Allah göstermesin, Ülkemizde Milli irade tökezlerse, kaynaklar har vurup harman savurulmakla kalmaz, bütün mazlumlar, garip gureba hâk ile yeksan olur.
Ayağa kalkan Türkiye'nin yeniden eski Türkiye olmaması için milletimizin güçlü olması çok önemlidir. Milletimiz iri ve diri olursa, Türkiye'de hiç kimse Milli İradeyi ayaklar almaya cesaret gösteremez. Bu çerçevede anlam dünyamızda bir çözülmeye asla izin vermemeliyiz. Mücadelemizden asla vazgeçmemeliyiz. İnsanlığın Son Adası olan Türkiye'ye, Millî İradeye sahip çıkmak, Dinî ve milli duygularını yitirmemiş, insanlığını kaybetmemiş herkesin temel görevidir.
