Kerem Yıldırım

Değeri Bilinmeyen İki Önemli Değer/Nimet: Akıl ve İman

Kerem Yıldırım

İnsanoğlu ne yazık ki çoğu zaman değer vermesi, değerini bilmesi gerekenleri kaybettikten sonra anlamaya ve aramaya başlar.

Yüce Rabbimiz biz insanlara değerinin bilinmesi ve takdir edilmesi gereken o kadar çok değer (nimet) vermiştir ki, bu değerlerin kıymetini idrak edebilsek bizatihi kendimizin ne kadar değerli olduğunu daha iyi anlayacağız.

Lakin istisnalar hariç olmak üzere, bizlere bahşedilen bu değerlerin varlığını bile unuturuz çoğu vakitler.

Bizi ve hayatımızı değerli kılmak da bahsettiğimiz değerleri anlamaya bağlıdır.

Üzerinde duracağımız en önemli iki değer:   Akıl ve İman.

Akıl, çok müstesna bir değerdir. Tabii ki değerini müdrik olduğumuz ve aklımızın esiri olmadığımız müddetçe.

Yüce Allah (cc) biz insanlara akıl gibi, başka varlıklar da olmayan bir değer vererek niçin yaratıldığımızın farkında olmamızı istemiştir.

Akıl ancak onu bize veren Allah'ın varlığını idrak edersek bir değer taşır.

Aksi halde, temelde çok değerli olan akıl, şeytanın askerliğine götürebilir insanı. 

O zamanda bir değer olmaktan çıkar, insana yük olmaya başlar. 

Aklı değerli klanın, akla değeri katanın, aklı belli bir değerde tutanın İman olduğunu asla aklımızdan çıkarmayalım.

İmanın kontrolüne verilmiş bir akıl; gerçek değerini bulmuş bir akıldır.

Değerli bir akıl, Allah'a iman ile güçlendirilmiş, Yaratanın emine amade kılınmışsa kıymet kazanır.

Bu durumda akıl insan için gerçek anlamda bir değer ifade eder.

İmanın emrine verilmiş bir akıl, Rahmani bir akıldır ve sahibini değerli hale getirir. Buradan yola çıkarak insan için en değerli şeyin iman olduğu neticesine varıyoruz.

İmanın olmadığı yerde akıl çoğu kez ne yapacağını bilemez ve doğru istikameti bulamaz. Böyle durumlarda akıl bir değer olmaktan çıkar.

Bize sayısız değerler (nimetler) veren Allahu Teâla’ya şeksiz bir şekilde teslimiyetin adıdır İman. 

İmanın olmadığı yerde ümitsizlik vardır. İmanın olmadığı yerde sapkınlığa teşne bir akıl vardır.

İmanın olmadığı yerde ruh bunalımı vardır. Yüce Allah'ın bize bahşettiği en büyük değer olan imanın olmadığı yerde, akılda imkanlarda sadece bir yük haline gelir, değer olmaktan çıkar bir meta'ya dönüşür. 

Merhum Mehmet Akif Ersoy, imanın en önemli değer olduğunu, imansızlığın ise ne büyük bir çıkmaz sokak olduğunu şöyle tarif ediyor:

"İman o cevher ki İlahi ne büyüktür.
imansız olan paslı yürek sinede yüktür.

İmansız bir aklın israf edilen bir akıl olduğunu bizzat yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim bizlere haber veriyor.

Kur'an'ın değişik sûrelerinde akıllı olan şeytanın imanı reddettikten sonra nasıl değerini kaybettiğini net bir şekilde anlıyoruz.

Şeytan ilahi talimata karşı gelerek "Adem'e secde edin." Emrine İsyan etti. Aklına güvenerek bir mantık kılıfı ile; "Beni ateşten yarattın onu ise topraktan yarattın." diyerek asîlik yaptı. Bu isyanı üzerine Yüce Allah imanı ikinci plana atan şeytanı Rahmetinden kovarak en değersiz, aşağılık bir konuma düşürdü.

Buradan da anlıyoruz ki, eğer şeytan sadece aklıyla değerli olsaydı, Allah'ın rahmetinden kovulmazdı.  Şeytan imandan uzaklaşınca tüm değerini kaybetti.

Belki aklını kaybetmedi, lakin imansız bir aklın hiçbir değerinin olmadığını müşahhas bir şekilde öğrenmiş olduk.

İnsan için, hak ve hakikati tespitte, faydalı ve doğru olanı tercihde akıldan daha değerli ve üstün bir mevki vardır, o da Allah'a imandır.

İmanın emrine girmeyen, imanla muhafaza edilmeye akıl insanı gaflete götürür.

Gaflet ise dalalete dûçar eder.

Dalalete düşen insan Rabbine ihanet etmiş demektir.

Gaflete doğru yol alan akıl, sahibini günah denizine yelken açtırır.

Maalesef bu kontrolsüz gidiş insanı inkar etmeye kadar götürebilir.

Gafil insan, yaptığı her kötülüğe bir mantık kuralı giydirir. 

İmandan uzaklaşan insan için daha kötüsü, imansızlığını ve gafletini günahlarına gerekçe yapmaktır.

Halbuki akıl imanın koruması altında kalsaydı, ne akıl değerini kaybedecek ne de aklın sahibi hayatını heder edecekti.

Anlamamız gereken şudur ki; iman, insana verilen en değerli makamdır.

Aklıda imanla birlikte olduğunda çok değerli bir haslettir.

İmanı sağlam, akıllı bir insan kolay kolay eksenini kaybetmez.

Hakka teslim olmuş, hakikati aramak için kullanılan bir akıl, Rahmanî akıldır.

Sahibini Rahmana yakınlaştırır.

İmanın emrinden çıkmış, imandan uzaklaşmış bir akıl ise, şeytani bir akıldır.

Sahibini şeytana yaklaştırırken Rahmana uzaklaştırır.

Sarsılmaz bir iman, sahih bir akıl sahibi olan kişi hakiki hürriyete sahip olmuştur.

İmandan uzaklaşan, hakikatten sapmış bir kimse ise nefsine ve şeytana esir olmuştur.

Yazarın Diğer Yazıları