Kerem Yıldırım

Akıncı Ruhlu Mütefekkir Yavuz Bahadıroğlu

Kerem Yıldırım

Nam-ı değer Niyazi Birinci. 

Her fani gibi Rabbine yürüdü. 

Vatan-ı aslîsine rücû etti.

Makamı âlî, mekanı cennet olsun.

Yiğit bir müslümandı. Şahidiz.

Bir fanî için en güzel hayat, hayatı Yaratanın yolu'nda yaşanan hayattır.

Yavuz Hoca da hayatını, hayatı var eden yüce Allah'ı unutturmamak üzere yaşadı.

Ne diyordu;  

"Yol, Hz. Peygamber(sav)in yoludur." 

Ömrünü, Kur'an ve sünnetin rehberliğinde yaşamaya çalışmış, yaşamakla da kalmamış, tek yolun İslam olduğunu eserleriyle yeni nesillere aktararak öncülerden olmayı başarmış bir şahsiyettir. 

Öğrencilik yıllarımızda Yavuz Bahadıroğlu'nun tarihi anlatan romanlarını okuyarak gerçek tarihin kapısını aradığımızı asla unutamayız.

1970,80 ve 90'lardan onlarca tarih romanı yayımladı.

Sunguroğlu, Şirpençe, Buhara yanıyor ve Elveda Buhara bu eserlerden sadece birkaçı.

Yavuz Bahadıroğluna sizin yazdıklarınız tarihi roman mıdır? diye sorulduğunda şöyle cevap veriyordu: 

-Hayır, ben tarihi roman yazmıyorum. Tarihin romanını yazıyorum.

Söylemek istediği suydu: Roman olsun diye tarih yazmıyorum. Gerçek tarihi roman formatında yazıyorum.

Zor zamanda konuşan sayılı tarihçilerden biriydi Yavuz hoca.

O biliyordu ki onlarca yıldır yeni nesilleri resmi tarih altında, gerçek tarihin perdelenmesi, uydurma ve köklerden kopuk bir tarih üretiliyordu. 

Bu durum gençliği köksüz, geçmişi olmayan, geleceğe hazırlamaktan uzak bir köleleştirme projesiydi.

Tarih alanında öylesine bir yalan fırtınası ediyorduk, âdeta köksüz bir fidan'dan bahsediliyordu. Oysa bizim mazimiz 622 yılı Osmanlı olmak üzere devasa bir çınar gibidir. Köklerimiz çok derinlere gidiyordu. 

Yavuz Bahadıroğlu, köksüz ve uydurma tarihe itiraz ediyor, ihtişamlı tarihimize kapı aralamak için tüm gücüyle mücadele veriyordu.

O adeta seferden sefere koşan mücahit bir Osmanlı akıncısı gibiydi.

Karşılaştığı tüm engellere rağmen hedefine doğru güçlü bir imanla yürüyordu.

Bizlere tarihi hem sevdiren hem de öğreten, kalemi güçlü ve cesaretli bir muharrirdi. 

Yavuz Bahadıroğlu, milletimize çarpıtılan tarihi değil, hakiki tarihi anlattı.

Hem de insanların yüreğine dokunarak anlattı tarihimizi.

İslam'ın çizdiği istikameti esas olarak hakiki tarihimizi anlatarak bir nesle tarihi sevdirdi ve örneklik etti.

Yavuz Bahadıroğlu araştırmalarıyla fikirleriyle ve eserleri ile tarihe sahih bir bakış açısı getirmiştir.

Hayatını tarihimizi doğru anlama ve anlatmaya adamıştır.

Akıncı ruhu ile hayatını yaşadın 

Doğru tarih için kalemini adadın 

Bir Bahadır olarak akıllardadır adın

Eminim ki seninle gurur duyar ahfadın

Nesillere tarihi sevdiren ve öğreten bu akıncı ruhlu mütefekkiri her daim rahmetle ve şükranla yâd edeceğiz.

Mekanı cennet olsun.

Yazarın Diğer Yazıları