Kerem Yıldırım

Akıl tutulması

Kerem Yıldırım

Hiç şüphe yok ki insanoğluna verilen en önemli hasletlerden bir tanesi akıl'dır. Kıymetini bildiğimiz sürece akıl çok büyük bir nimettir.

İnsanoğlu, diğer varlıklardan farklı olarak aklı sayesinde planlı ve düzenli bir hayat yaşamayı başarabilmektedir 

Akıl, değerini bildiğimiz ve yerinde kullandığımız müddetçe hayatımızı kolaylaştıracaktır. 

Aklımızı kirletmeden düşünebilirsek yaratılış gayemize uygun davranmış oluruz.

Peki, akıl tek başına her meseleyi çözecek özellikte midir? 

Akılla ilgili unutulmaması gereken en önemli nokta şudur; akıl her şeyi tek başına çözmek için yeterli değildir.

Aklın sağlıklı kullanılabilmesi için,  aklı yaratan ve bizlere nimet olarak bahşeden Allah’ın varlığına iman şarttır.   

Bu nedenle Yüce Allah (c.c) aklın çaresiz kaldığı yerlerde insanın yolunu şaşırmaması ve aklını temiz tutabilmesi için Nakli (vahiy) göndermiştir.

Eğer akıl vahiyden uzaklaşırsa o zaman akıl tutulması kaçınılmaz olur.

Akıl tutulması ile birlikte insanın zihni, gönlü ve kalbi dumura uğramaya başlar.

Fiziki olarak dengeli gibi görünen insan akıl tutulması ile birlikte ruhi dengesini kaybeder.

Aklını kirletenlerin, Allahtan başka varlıklara aklını kiralayanların müstakim bir hayat sürmesi zaten mümkün değildir.

Allah aklı bize vererek sorumluluk yüklemiştir. Akıllı Müslüman bilir ki, yapılan her davranışın bir mesuliyeti vardır. 

Eğer bir insan bunun bilincinde değilse ve aklı bahşeden Allah'ı tanımıyorsa demek ki sorumluluğunun da farkında değildir.

Aklı kirlenmiştir. 

Vahyin kontrolünden çıktığı için de rotayı şaşırmıştır.

Kur'an-ı Kerim, Allah’ı ve Onun eserlerini anlayabilen ve tefekkür eden akıl için 'Temiz Akıl' kavramını kullanır.

Bir ayette Yüce Allah (cc) şöyle buyurmaktadır:

"Sana Kitabı indiren O'dur. O'ndan, Kitabın anası (temeli) olan bir kısım âyetler muhkem'dir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah'tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise: "Biz ona inandık, tümü Rabbimizin katındandır" derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez." (Al-i imran sûresi / 7)

Akıl tutulması kalbin bâtıl'a kayması demektir.

Ancak aklın çıkmaza girdiği noktada, vahyin devreye girmesi ile insan hüsrana sürüklenmekten kurtulabilecektir. 

Çok akıllı olduğunu söyleyen, ancak Allah'ı tanımayan intikarcı önderlerin, toplumları nasıl felaketlere sürüklediklerini ibretle okumakta ve görmekteyiz.

Yüce Allah (c.c) aklımızın temiz akıl olması, kirlenmemesi ve akıl tutulmasından kurtulabilmemiz için Vahiyle bizlere bildirilen ayetlere ibret nazarıyla bakmamızı istemekte ve şöyle buyurmaktadır:

"Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ardarda gelişinde temiz akıl sahipleri için gerçekten ayetler vardır." ( Al-i imran sûresi / 190)

En büyük akıl tutulması Allah’ı tanımamaktır. 

Allahın hükümleriyle alay etmektir.

Allahın emrettiği ibadetleri küçümsemektir.

Kur'an, kafirlerin ve münafıkların namaza karşı alaycı tavırlarını akılsızlık olarak nitelendirmektedir:

"Onlar, siz birbirinizi namaza çağırdığınızda onu alay ve oyun (konusu) edinirler. Bu, gerçekten onların akıl erdirmeyen bir topluluk olmalarındandır." (Maide suresi / 58)

Akıl tutulması ay tutulmasına benzemez.

Ay tutulunca bir müddet dünyayı ışığından mahdum eder. Bu durum hayatı çok da olumsuz etkilemez.  

Akıl tutulması çok daha tehlikelidir. Çünkü sahibini hüsrana düçar eder.

Aklımızı imanımızın emrine verirsek, aklımızı kirlenmekten kurtarmış oluruz.

Temiz bir akılla ebedi âlemi kazanabiliriz.
 

Yazarın Diğer Yazıları