Eşref Bolukçu

Umudunu şans oyunlarına bağlayanlar

Eşref Bolukçu

Kızım ile yeni camii meydanından geçerken seyyar şans oyunu satıcılarına rastladık. Biraz yürümeye devam ettik. Şans oyunu satan büfelerin önünde kalabalık ve sıra vardı. Kızım bana, “Banka önünde, marketlerin kasalarının önünde kuyruk görmüştüm ama şans oyunları için olan kuyruğu yeni gördüm” dedi. Kızım şaşkın şaşkın insanlara bakarken, kızımın konuşmasını duyan bir kişi, “Sen de al, sana da çıkabilir ve hayatını yaşarsın.” dedi. Ben, “Şans oyunları, piyango kumar gibidir ve Allah kumarı yasaklamıştır” dedim. Bir bayan, “Her şeyin fiyatı uçmuş, umudumuz piyangoda…” diye seslendi. Ben, yine de haram olduğunu ifade etmeye devam ettiğimde sesli olarak ve elleriyle bana tepki gösterdiler. Biz mecburen orayı terk ettik. Arkamda bir ses, “Abi sen neye takılıyorsun, herkes kul hakkı yiyor, herkes zam yapıyor, ben burada şansımı denerken neden günaha gireyim ki, tam tersi sevap kazanıyorum çünkü aile bütçeme katkı sağlamak için şansımı deniyorum. Sen git kul hakkı yiyenlere söyle.”

Çocuklarımla konuşmak istediğim bu konu ile ilgili veri elde etmiş olarak eve geldim. Böyle bir yaşantı için ben rahattım; dahası içim de rahattı. Çünkü şans oyunlarının haram olduğunu, şans oyunları için sıraya girenlere ifade etmiştim. İnsanlar üzerinde etkili oldum mu? Elbette etkili olmadım. Onların düşüncesini değiştirmemiş olsam da o an üzerime düşen görevi yapmış oldum. Aslında bir kural var; bilgiyi talep etmeyenlere verilen bilgilerin bir anlamı olmuyor çoğu kez.

İnsanların maddi anlamda elbette sıkıntıları var. Bu sıkıntıların varlığı haram yollara başvurulabileceği anlamına gelmemektedir. Hem varlık da yokluk da bizim imtihan dünyamızın önemli bir parçası değil mi?

Şans oyunları cahiliye döneminde Arap toplumunda çok yaygındı. Bir araya geldiklerinde içki içer, eğlenir ve şans oyunları oynarlardı. Bu şans oyunları ile üstünlük sağlarlardı. Bu oyunlarda kazanmak için rekabet olur, kazanan kendini üstün görür kaybeden ise öfke duyar ve düşmanlık ortaya çıkardı. Bu oyunlar içki tüketimi eşliğinden de oynandığı için olsa gerek (tabii ki doğrusunu Allah bilir) ayet içki ve kumarı yasaklarken ikisini birlikte ele almaktadır.

“Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar, fal okları şeytan işi iğrenç şeylerden ibarettir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.  Şüphesiz şeytan içki ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?” (Maide 90-91) Bu ayetler nazil olduğunda Müslümanlar artık içki içmediler ve kumar sayılan şans oyunlarını oynamadılar. 

Günümüzde ise piyango, toto, loto, at yarışları gibi şeylerle insanlar şans oyunlarına teşvik edilmektedirler. Kazanç kapısı olarak görülen bu şans oyunları o kadar normalleştirilmiş ki kumar olduğu, yasaklandığı, haram olduğu pek önemsenmemektedir. 
Kapitalizmin kıskacındaki bizler her alanda batıl toplumların ve batıl yaşayışların merkezinde yer almaktayız. Onlar gibi yaşamak istemeyenlerin, miladi takvime göre geldiğimiz yılın bu son günlerinde bir muhasebe yapmaları gerekir. Ömrümüzü nasıl tükettiğimizi; yaptıklarımızın, yapmamız gerekip de yapmadıklarımızın değerlendirmesini yapmamız gerekir.

Selam ve saygılarımla.

Yazarın Diğer Yazıları