Ne zaman bir kadın cinayeti işlense, bir kesim, bu cinayetler üzerinden erkek düşmanlığı yapar. Erkeklere saldırı içerikli yazılar yazılır ve paylaşımlar yapılır. Sanki tüm erkekler cinayet işleyen potansiyel insanlar.
Elbette, insan olan herkes cinayetler karşısında üzülecektir. Cinayetler karşısında elbette susmamak gerekir. Cinayetler karşısında elbette tepkimizi bir şekilde ifade edeceğiz
İnsan, acılı durumlarda olumsuz tepkiler gösterir ki bu gayet normal kabul edilir. Ancak, bazı kişiler, bu durumları farklı amaçlar için kullanmaktadır.
Kadın cinayetlerini haklı olarak iyi niyetle lanetleyenler olduğu gibi bu cinayetleri erkek düşmanlığı için kullananlar da vardır.
Kadın cinayetlerini ve tüm cinayetleri ben de lanetliyorum.
Bu arada yazımda kullandığım “lanetlemek” kelimesini, TDK sözlüğündeki anlamı olan “beddua” anlamında kullanıyorum.
Kadın cinayetlerine yüksek perdenden tepki gösterenlerin bazılarını açıkçası pek samimi bulmuyorum. Bazılarını samimi bulmuyorum çünkü: Bu cinayetler üzerinden erkek düşmanlığı yapmaktadırlar.
Aynı kesimden bir kısmı, bebek cinayetlerini (kürtaj) de aynı şekilde lanetlememektedir.
Nereden şimdi bu hocam? Diyenler elbette olacaktır.
Eğer lanetleyeceksek, cinayet işleyen herkesi lanetleyelim ve o cinayet işleyenlere ceza verelim. Bazı cinayetleri hoş görmek hatta savunmak… Bu nasıl mantık. Nasıl olur da insan cinayetleri hak olarak görebilir ki?
Kürtaj ile yapılan da bir canlıyı yani bebeği öldürmek değil mi? Bu cinayetler (kürtaj) her gün işlenmektedir. Ben hem kadın cinayetlerini hem de bebekleri öldüren cinayetleri kınıyorum ve lanetliyorum.
Bir insanı öldürmek kimsenin hakkı değildir. Sebebi ne olursa olsun bir kadını öldüren canidir. Bu cani, olması gereken cezayı almalıdır. Kesinlikle kimse kadın cinayetlerini savunamaz. İnsanlık dışı bir durumdur.
Ancak utanılması gereken bu cinayetler üzerinden erkek düşmanlığı da yapılmamalıdır. Bu cinayetler üzerinden erkek düşmanlığı yapılırken, olayın duygusal acısı açısından birçok insan bu erkek düşmanlığının farkına bile varmıyor.
***
Ve bir ses yükseldi veda hutbesinden: “Kadınlar size Allah'ın emanetidir!”
Yüce Rabbim, peygamberi vasıtasıyla kadınlara “onlar sizin emanetinizdir” diyor. Peki kadın gerçekten “emanet” olarak görüldü mü!? Cahiliye dönem dediğimiz devirde kız çocukları öldürülüyordu. İslamiyet, kadınların gerçek değerini vermiş ve el üstünde tutulan “emanet” olarak görmüştür.
Bizler, Rabbimizin emanetini dövdük, öldürdük, köle gibi kullandık. Yetmedi, bir meta olarak reklamlarda oynattık. Dahası, bunu kadın kendisi de özgürlük olarak gördü ve istedi. Kendisi de “Allah’ın emaneti” olduğunu unuttu.
Modern dünya erkeği bozduğu gibi, kadını da değerlerinden uzaklaştırarak, emanet olduğunu unutturdu.
Allah’ım bize akıl ve iman ver. Ver ki emaneti emanet olarak görüp, koruyalım ve yaşatalım.
Allah’ım kadınlarımıza akıl ve iman ver. Ver ki onlar da Allah’ın emaneti olduklarını asla unutmadan, emanete yaraşır şekilde hareket ederek dünyamızda onurlu ve gururlu bir şekilde yer almaya devam etsinler.
Kadınlarımızın, fıtratlarının gerektirdiği saygın yerde olması dileğimle…
